Yaklaşık beş günlüğüne Bosna-Hersek’teydim. Burada yaşadıklarım ve hissettiklerim; ağlamakla anlamak arasındaki bağ, hayallerle gerçekler arasındaki ince çizgi ve telaşla uyanılan bir rüyanın ürperişi kadardır. Geç gelen ve insanı tümüyle sarsan…
Yazıların Yazarı: “Oğuzhan Okuyucu”
Aşkın sığdığı tek yer insanın kalbidir. Bunun içindir ki, bir kalbi kırmak aşkın mabedini yıkmaya teşebbüs hükmündedir. Kırılan kalp sahibine yüz çevirmez, bırakıp gitmez insanı. Ümitsizliği ve nihai eylemleri bünyesinde…
Söz, fikirlere ve hislere vücut bulma imkânı veren bir vasıtadır. Muallakta kalmaz. Bir ateşi söndürebilmesinin yanında, ateşten gömlekleri giymeye de sebebiyet verebilir. Susmak, kalbin sözüne fırsat tanımak; sevmek, ruhun yorgunluğunu…
Hayatın kaçınılmaz olan ölümümüzle yok olmayacak bir manası var mıdır? Tolstoy’un “İtiraflarım” adlı eserinde sorduğu bu soru, insanlığın zihnini daima meşgul etmiştir. Maalesef, düşünme kabiliyeti elinden alınan ve aklı mutlak…
Haysiyet, ruha en güzel giysiyi giydirebilmektir. Sevmeyi bilen bir kimsenin yegâne vasfı, insan olabilmenin başlıca gereğidir. Öz bilgisidir. Benlik haritasıdır. Fikirde zarafet, kalpte inceliktir haysiyet. Başkasından alınamayan, başkasına verilemeyendir. Ve…
Ağlamak, maruz kaldığımız sorunlara karşı bünyemizin gösterdiği bir tepki midir sadece, yoksa bundan çok daha fazlası da olabilir mi? Aslında pek çok işlevi vardır ve birçok şey sebebi olabilir ağlamamızın.…
Sorular cevapsız, yaşamak manasız ve tüm koşturmacalar lüzumsuz geliyor bugünlerde. Gökyüzünden yağmur yerine kan yağıyor; ruhunu kaybedenlerin kanı, özünü unutanların ve köklerinden koparılanların kanı… Yıllar evvel, herkesin “toprak kaybettik” dediği…
9 Şubat “Bedenin Tutsaklığı” Başı ve kalbi her zamankinden fazla ağrıyordu. “Soğuktan tiksindiğim kadar başkaca bir şeyden tiksindiğimi hatırlamıyorum” diye geçirdi içinden. Allah biliyor ya! Hadsiz bir isyan yahut düşüncesiz…
Dünya üzerindeki akıl almaz kötülüklerin müsebbibi olan, en büyük vahşilikleri doyumsuz bir iştahla gerçekleştiren şahıslara baktığımızda ve onlar hakkında düşündüğümüzde “Bunlar nasıl insanlar?” sorusunu sıkça sormuşuzdur kendimize. Peki ya size…
Bilenin cahilliği bir tükeniştir. Yok oluştur. Aşksız bir kalbin başıboşluğudur. Sonu gelmez bir aldanış, hakiki bir hapsoluştur. Hayatı yalnız kendi yürüyüşünce, kendi adımlarınca görmek ve ön yargının gölgesinde kaybolmaktır. Ürkütülmüş…