Yıl Dönümünde Cevdet Kudret: “Bir Soyadı yahut ‘Solok’ Meselesi”
Cevdet Kudret’i daha iyi tanımak için yaşamına bakmadan evvel soyadı meselesine değinmek gerekir. Sağcı-solcu meselesinden...
Tevfik Fikret’in Kendi Benini Duyuş Tarzını Anlattığı Şiirlerden Hareketle Tahlil ve Yorumlarım
“Kendi cevvim, kendi eflâkimde, kendi tâirim.” Tevfik Fikret’in yalnızca şiirleri bilhassa da kendi benini anlattığı...
Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler Romanında Hortlak Motifi
Öz: Adam öldürme insanlık tarihi ile başlar. Kabil’in kardeşini öldürmesi ile başlayan bu süreç yüzyıllardır devam...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Romanına 21. Yüzyıl Değer ve Yargılarının Yansıması
Dünyada birçok yazar, gerek geçmiş ile gerekse günümüz ile ilgili derin analizler içeren, kitap karakterlerinin günümüz...
Nâzım Hikmet’in Şiir Anlayışı
Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye’den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki. Nâzım Hikmet,...
Şiirin En Leyla Hali: Ahmed Arif
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini Bugün, yukarıda yer alan güçlü dizelerin sahibini...
Halid Ziya Uşaklıgil’in Ölümünden Önce Yazdığı Son Eseri: İzmir Hikâyeleri
Servet-i Fünûn döneminin nesir ustası Halid Ziya Uşaklıgil 27 Mart 1945’te dünyaya veda etmiştir. Halid Ziya döneminde en çok...
Hasan Ali Yücel, Türk Aydınlanması
“Aklı, bilimi, insanın en yüksek kudretini hakir gör bakalım!Göz bağlayıcı ve büyücülükleriyle yalanın ruhundan medet...
Metin Erksan’ın “Geçmiş Zaman Elbiseleri”ndeki Sinematografik Üslûbu
Sinema ilk filmin 1895’te, ilk renkli filmin 1902’de yapıldığı zamandan bugüne kadar sinemanın ne olduğu meselesi hep tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmada sinema iki koldan gelişimini sürdürmüştür. Bunlardan birincisi, popüler sinema, piyasa filmi, ana akım sinema olarak bilinen Hollywood sineması gibi adlarla anılan bu sinemanın temel amacı müşteridir. İlk hedefi para kazanmak olan bu filmler, izleyici sayısına önem verdiği gibi izleyiciyi yormamaya, rahatlatmaya ve düşündürtmemeye de önem verir. Bellli bir anlatı ve çekim kalıbı vardır ve bunun dışına çıkmayan filmler için bu kavramlar kullanılır. İkincisi ise sanat filmi, festival filmi, öteki sinema, Fransız Yeni Dalga sineması, auteur sineması gibi ana akım sinemanın tam karşısında duran ana akım dışı sinemanın amacı izleyici için film yapmak değil, izleyiciye film yapmaktır.
Yeni Dalga sinemasında her yönetmenin kendine has bir üslûbu vardır. Bu Yeni Dalga sinema anlayışına göre mühim olan filmin yapımcısı, oyuncusu değil, yönetmenin kendisidir. Yönetmen kamerasının kadrajına hiçbir şekilde sınırlama getirilmez. Yönetmen, içkin ve aşkın sinematografik üslûbuyla filmin biricik sahibi tek ‘yaratıcı’sıdır. Bu çalışmada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1939 yılında yayımladığı ‘’Geçmiş Zaman Elbiseleri’’ adlı hikâyesini, Türkiye’de kendi sinemasının dilini oluşturan yazar yönetmenlerden biri olarak kabul edilen Metin Erksan’ın kadrajından okumak amaçlanmıştır. Hikaye ve filmin detaylı bir özeti verildikten sonra hikâye ve filmden alıntılar yapılıp yönetmenin hayal dünyasında yarattığı imaj ile sinematografik üslûp olarak kendi ölçülerine göre yeniden diktiği bu‘’Geçmiş Zaman Elbiseleri’’ni ne ölçüde kendisinin kılıp kılmadığı hikâye ile karşılaştırılarak sorgulanmıştır.
Tezer Özlü’nün “Yaşamın Ucuna Yolculuk” Adlı Yapıtına Psikanalitik Bir Bakış
Modern Türk edebiyatında varoluşçu felsefeyi esas alarak yazın dünyasını oluşturan Tezer Özlü, 1950 kuşağının aykırı...