Yazar: 15:00 Röportaj

Polisiye Sesler: Ayşe Erbulak

Ayşe Erbulak denince akla sanatın birçok disiplini geliyor. Ayşe Erbulak sanata nasıl bulaştı? Mesela ilk yazdığı hikâye nasıl bir hikâyeydi, hatırlıyor musunuz?

Ayşe Erbulak eskinin Küçük Sahnesi, yeninin Devlet Tiyatrosu Sahnesi’ne ve sanat dolu bir topluluğun içine doğmuş bir çocuk. Sonrasında Dormen Tiyatrosu’nda (şimdinin Ses Tiyatrosu) yetişmiş ve çocukluğunu geçirmiş, ardından tiyatronun kilometre taşlarından Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu’nda büyümüş bir genç. Sanki başka çarem yoktu. Babamın ve eşi Füsun Erbulak’ın muhteşem bir kütüphanesi vardı (hâlâ var) okuma yazma bilmeden önce raflardan çizgi kitapları alıp bakardım. İlk hikâyemi sanırım ortaokul sıralarında kompozisyon dersinde yazmıştım.

Polisiye yazmaya nasıl başladınız, kadın sesi polisiyede nasıl yankılanıyor?

Polisiyeyi çok ilginç ki polisiyenin kalbi İskandinav ülkelerinden Norveç’te yazmaya başladım. Kadının akıl olarak detaycı ve biraz da entrikacı olması bence ayrıntılarda gezinen polisiye türünde çok şık yankılanıyor.

Polisiye yazarları nasıl besleniyor? Cinayet, ipucu, suç, delil vs. derken birçok katmanı var polisiyenin; tüm bu planları yaparken nasıl hazırlanıyorsunuz yazmaya?

Herkes gibi notlarla başlıyorum işe. Ama önce en basitinden kurguyu, bir oyun kurucusu gibi kuruyorum. Temel ve ana kalasları çakıyorum. Binlerce not alıyorum. Artık notlar dolup taşmaya başlayınca yazmaya koyuluyorum. Gereksiz ve ihtiyacım olmayan notları atıyorum tabii. Ya da başka bir romanın alt yapısı olarak sandığa koyuyorum.

Kurgu, polisiyenin en zor en detay gerektiren kısmıdır. Sizin bir yönteminiz var mı yazarken? Formülü, yöntemi nasıl belirliyorsunuz?

Polisiye kurgusuz olmaz. “On Emir” gibi kesinleştirdiğim bir yöntemim yok. Zaman aşımları ve gel git kısmı önemli işin. Ana hikâyeden güzel ve sağlam bacaklar çıkartmak gerek ve bir de okuru çok ciddiye almak şart.

Polisiye aynı zamanda politik bir duruş da içerir, ülkenin siyasi katmanını da açar kimi durumlarda. Ayşe Erbulak bu duruma nasıl bakıyor? Suya sabuna dokunmak mı yoksa dokunmamak mı?

Ben siyasete de çok küçükken bulaşmış biriyim. On altı, on yedi yaşlarımda bazı partilerin gençlik kollarında aktif olarak çalışmışlığım var. Ancak siyasi kitap yazmak veya polisiye yazmak çok ciddi araştırma, emek ister. Ben henüz düşünmedim ama ilerde düşünebilir miyim bilemedim.

Dokuz Oda Cinayetleri güncellendi ve Eksik Parça Yayınlarından yeniden raflara çıktı, neden buna gereksinim duydunuz? 

Dokuz Oda Cinayetleri benim dördüncü kitabım ama kendi tarzımı bulup geliştirdiğim ilk kitabım. On bir yıl önce Destek Yayınları’ndan çıkmış ve bir ayda üç baskı yapmıştı. Fakat o sırada benim yurtdışı pazarına girebilme ihtimalim doğunca ben bu sarhoşlukla (maalesef bazen insanlar aşırı yükseklik sarhoşluğuna tutuluyor) yanlış bir yönlendirme ile yayınevi değiştirdim. Böyle olunca da Destek Yayınları elindekiler tükendikten sonra yenisini basmadı. Dört yıl evvel yolumun kesiştiği Eksik Parça Yayınları kitabı yeniden bastı.

En kusursuz cinayet nasıl tasarlanır, tasarlanır mı ya da tasarlandı mı sizce?

Dünyanın geldiği teknolojik gelişimde her cinayetin aşırı kısa zamanda çok rahat çözüleceğine inanıyorum. Bu nedenle cinayetin kusursuzluğu zor. Ama Cinayet A.Ş. kitabımda botox ile yapılmış bir cinayet vardır ki bana göre kusursuza yakındır.

Polisiyede en fazla okuduğunuz yazar kimdir ve neden? Başucu kitaplarınız neler mesela ya da dönüp dönüp okuduklarınız?

Ben on dört yaşında Agatha Christie ile başladım. Hâlâ ara ara okurum. Henning Mankell, Jo Nesbø, Grange, John Grissom aşırı sevdiğim yazarlardır.

Bütün ailesi sanatın rüzgârında havalanan bir aile olmak nasıl bir ortam yaratıyor? Herkes bir araya geldiğinde en çok hangi sanat disiplini ile ilgili konuşuyorsunuz? 

Yok, sanıldığının aksine bir araya gelince börek tarifi, yaz planı filan yapıyoruz. Yanı sıra dizi ve film tavsiyeleri veriyoruz. Bir de ben bu yıl Afife Tiyatro Ödülleri’ne jüri oldum, kardeşim Sevinç Erbulak ve eşim Özden Özgürdal ile tiyatro üzerine çok konuşuyoruz.

Ayşe Erbulak yeni kitap yazıyor mu ve polisiyeye devam mı? 

Yazıyorum ve polisiyeye devam. Mahallemiz Sakinlerinden diye öykü kitabı yazıyorum. Ama cinayetler birbirine teyelli. Bir de kurgusunu yaptığım Bir Cinayet Masalı var.

Visited 50 times, 1 visit(s) today
Close