Yazar: 18:50 İnceleme, Kitap İncelemesi

Magda Szabo’nun Hayatına ve Eserlerine Bakış

Savaşla Özdeşleşmiş Bir Hayat

Rock’n roll kadar yoğun, radikal ve çarpıcı.” Janos Hay, Magda Szabo’yu böyle anlatmış. Onun yaşadığı dönemi ve ülkesinin bir uçtan diğer bir uca savrulurkenki çetin zamanlarını düşününce Hay pek haksız sayılmaz. 

Szabo 5 Ekim 1917 tarihinde Debrecen’de doğar, o sıralar ülkesini Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetir. Bir yıl sonra Macaristan bağımsızlığını ilan eder ve ülkedeki en örgütlü komünistler yönetimi ele geçirir. Monarşiden kopup bağımsız olan Macaristan, henüz bir yaşındaki Szabo gibi hayatın ve dünyanın kendisine hazırladığı yazgıyı bilmeden yürümeye devam eder.

Akabinde Budapeşte işgal edilir, iktidar devrim düşmanı “Beyazlar”ın eline geçer. Komünistler idam edilir ve Yahudi saldırıları başlar. 1932 yılında büyük bunalımla birlikte Nazilerle yakın ilişkiler kurulur ve 1941 yılında Macaristan Almanya’nın yanında savaşa girmek zorunda kalır. Szabo bu yıllarda Dobruca Üniversitesi’nde Latin ve Macar edebiyatı üzerine eğitimini tamamlayarak Kalvinist bir kız okulunda öğretmenliğe başlar. Almanya savaşta ağır kayıplar verince Macar hükümeti gizlice Batılı müttefiklerle görüşmeye başlar. Bunun üzerine Almanlar 1944 yılında Macaristan’ı işgal eder ve yüz binlerce Yahudinin Auschwitz’e yolculuğu başlar. Aynı yılın Eylül ayında Budapeşte Sovyetler’in uzun kuşatmasına dayanamayıp teslim olur.  Debrecen’de Sovyetler geçici bir hükümet kurar. 

Szabo bir yıl sonra Kültür Bakanlığı’nda yazar çevirmen olarak işe başlar. Yaptığı William Shakespeare çevirileriyle de bu dönemde tanınır. Edebiyatının yörüngesini oluşturacak biyografik detayları yazmaya başlar. 1947 yılında yazar ve çevirmen olan Tibor Szobotka’yla evlenerek edebi ve siyasi mücadelenin içine girer. O dönem “Yeni Ay” edebiyat grubuyla faaliyetlerini sürdürürler. Szabo bir yazısında bu gruptaki herkesin çocuk sahibi olmaktan özellikle kaçındığını anlatır. Çünkü çocuklar iktidar tarafından muhaliflere karşı bir baskı unsuru olarak kullanılmakta, onları tehdit edilebilir hale getirmektedir. Aslında bu dönemde birçok önemli edebiyatçı gibi Magda Szabo da klasik anlamda bir muhalif olduğu için değil, edebiyatını iktidarın hizmetine sunmadığı için sessizliğe mahkûm edilmiştir. 

Szabo, yazma serüvenine şair olarak başlar. İlk şiir kitabı Kuzu 1947 yılında yayımlanır. Ancak ülke bir türlü siyasi olarak durulmaz. Sosyal demokrat ve komünist parti birleşmeye zorlanarak 1949 yılında seçimlere girer. Ardından kendisini “Stalin’in en iyi öğrencisi” olarak tanımlayan Rakosi başa geçer. Szabo ve eşi hakkında başlatılan karalama çalışmaları ve rejim sonucu, kitaplarının yayımlanması engellenir ve Szabo’nun Kültür Bakanlığı’ndaki işine son verilir. Aldığı Baumgarten Ödülü de politik duruşu nedeniyle iptal edilir. Bu süreçte Budapeşte’de mahkeme kararlarıyla binlerce kişi işinden olur ve halkın korkulu rüyası haline gelecek siyasi gizli polis (AVH) kurulur. 

Stalin’in ölümünün ardından Başbakan Imre Nagy’yle birlikte hafif bir açılma politikası başlar. Sular durulur. Ancak 1956 yılında üniversitelerdeki protestoların ateşlediği bir ayaklanma patlar. Sovyetler Birliği bu ayaklanmayı yüz bin askerle bastırır ve Imre Nagy kapalı olarak yargılanır. 1988 yılına kadar sürecek János Kádár dönemi başlar. Kádár dış politikada kayıtsız şartsız Sovyet yanlısı bir politika izler. Bunun karşılığında elde ettiği görece bağımsızlıkla gizli polisi (AVH) lağveder. “Gulaş Komünizmi” adı verilen dönem başlar. Kádár halka, diğer Varşova Paktı ülkelerine göre biraz daha özgür ve refah seviyesi yüksek bir hayat sunmak için kolları sıvar.

Suskunluk Son Bulur

Magda Szabo’nun suskunluğu sona erer. 1958 yılında Fresko romanı yayımlanır. Kitapta, genç bir kadın olan Corina’nın sanatçı olma mücadelesi uğruna saygıdeğer ailesini bırakmasını anlatır. Kitap birbirine geçmiş ve bilinç akışıyla sunulan iç monologlardan oluşur. Romanın sonunda Corina ailesiyle püriten bir cenazede bir araya gelir. Tüm aile tarihi ve yalanlar ortaya dökülür. Corina’nın başkaldırısı; sanatın, diktatörlük yönetiminin kültürel politikası karşısında kazandığı değeri simgeler. Roman kısa süre sonra ülkenin en önemli edebiyat ödüllerinden Attila József Ödülü’ne layık görülür ve Szabo bu kez gerçekten de ödülünü alır. Karanlık ve suskun geçirdiği yıllardan sonra Fresko ile uluslararası üne kavuşarak büyük başarı elde eder. Eserleri tüm dünyada kırk iki dile çevrilir ve Avrupa ülkelerinin en iyi yüz kitabı sıralamasında yer alır. Üretken bir yazar olarak edebiyatın her alanında eserler verir. Çocuk ve gençlik romanlarının en dikkat çekeni Barany Boldizsa adındaki şiir olarak yazılan masal kitabı (1958) ve Zsofi’ye söyleyin (1958) adındaki eserleridir.

1959 yılından itibaren artık sadece yazar olarak hayatını kazanmaya başlar. Çok yazan ve çok kitap yayımlayan, artık işi başından aşkın, aranan ve takdir gören bir yazar olur. Bu sürede eşiyle birlikte yıllarca oturduğu tek odalı evden Júlia Sokağı’ndaki eve taşınır.

1963’te yayımladığı romanı Yavru Ceylan bir yandan yaşamın sırlarını ifşa etmeye çalışırken diğer yandan ümitsizce aşk ve mutluluk girişimlerinde bulunan bir kadının iç monologlarından oluşur. Ardından yayınladığı Pilatus (1963) ve Danaida (1964) romanlarında kadın ruhunun derinliklerini ele alır. 

1963 yılında İzanın Şarkısı yayımlanır. Aşırı kontrolcü, insanların görünenden ötesiyle ilgilenmeyen bir kız ve ona fazlasıyla güvenen annenin çıkmazlarını anlatır. Iza’nın duygusal gerçekliğini kaybetmiş iç dünyası Etelka’yı azar azar yok eder. Ayrıca İzanın Şarkısı dünya edebiyatında ender görülen anne-kız ve kuşak çatışmasına ilişkin yazılan romanlara iyi bir örnektir.

1969 yılında Katalin Sokağın yayımlanır. Barış içinde geçen romantik bir hayatın savaşla nasıl paramparça olduğunu,savaşın aile ve birey üzerindeki yıkımını anlatır. 1970 yılından itibaren de otobiyografik eserler verir. Eski Bir Çeşme adlı eserinde mutlu bir çocukluk geçirdiği ailesini ve çocukluk anılarını anlatır. Yine aynı tarihte yayımlanan Kökler adlı romanında çocukluğunu, arkasından yayımlanan Eski Bir Hikâye romanında ise annesini anlatır. 1971 yılında da  Macaristan’da ilk kez kadın cinselliğinin açıkça tartışılmasına yol açacak kitabı Eski Usul Hikâye’yi kaleme alır. 

En tanınmış romanı ise 1971 yılında yayımlanan Abigail adlı eseridir. Roman, yatılı bir okulda okuyan ve bir subay kızı olan Georgina Vitay’ın gözüyle savaşı, aşkı ve sadakati anlatır.  Roman hem bir diziye hem de bir müzikale uyarlanmıştır. Bu eser Szabo’nun, ülkesinde ve dünyada en çok okunan romanı olmuştur. En popüler romanı olan Kapı’dan bile fazla okunmuştur. Bunun nedenini Abigail’in bir gençlik romanı diyebileceğimiz formda yazılmış olmasına ve okullarda okutulmasına bağlayabiliriz. 1975 yılında Saatler ve Kurtlar adı altında topladığı dramalar yayımlanır.

Szabo’yu dünyaya tanıtan otobiyografik unsurlar taşıyan Kapı 1987 yılında yayımlar. Yazar Hanım’ın gözünden gizemli yardımcının olağanüstü hayat hikâyesi anlatılır. Yazarın deyimiyle Emerec’le arasında “mitolojik” bir ilişki vardır. Roman, Julia Sokağı’nda yaşayan herkesin destekçisi, ihtiyacı olanın yardımına koşan, yalnız kimseye evinin kapısını açmayan Emerenc’in hüzünlü hayat hikâyesi ekseninde kurgulanmıştır. Yazar Hanım tıpkı Iza gibi, öğrenilmiş hümanizmin peşinden giderek bilgelik ve sezgilerden uzak kararlarıyla Emerenc’i kendi istediği sondan uzaklaştırır. Kitap tüm dünyada yazarın başyapıtı olarak kabul edilir. Fransa’nın saygın ödüllerinden olan Prix Femina Etranger Ödülü’ne layık görülür. 2012 yılında sinemaya uyarlanır.

Tarihin Gölgesinde Yapıtlar

Bir romancı olarak Magda Szabó, Thomas Hardy ve François Mauria’nın edebi geleneğinin içinde anılır. Eserleri ilk okuyuşta klasisizm zincirine takılmış değerli yapıtlar izlenimi verir. İrdelendiğinde ise eserlerinde tarihte yaşanan olayların kişiler üzerindeki yıkımlarını işler. Verdiği otobiyografik eserlerle, çocukluk ve gençlik travmalarını Macaristan’ın yakın tarihiyle birlikte iç içe geçirerek anlatır.

Postmodern bir anlatıyla kendi tarihini yazmıştır. Sürgün, yakın tarih, mekân-insan ilişkisi, keder, yalnızlık, iletişimsizlik, yas duygusu, kırgınlık, acı, pişmanlık, değişen toplumsal yaşam, adalet ve empati kavramları eserlerinin temalarını oluşturur. Yazınında aynı ölçüde karakteristik olan tema seçimi, arketipsel bir kesinlik ve tesadüfilik içerir. Temalar romana akarken eğilip bükülür; belli bir duruma ait, düzensiz bir hale gelir. Bu da romanlarına vurucu ve hayati sonuçlar katmıştır. Bir eleştirmen, Magda Szabó’nun romanları için, “Her daim derinlere ve daha komplike gizemlere uzanan Oedipus miti gibi kadim bir çözüm yoludur” der. 

“Karakterler ölümcül bir tutku ile birbirlerini yok ederler.”


Thomas Hardy’nin taşranın toplumsal gerçekleriyle sosyal hayatı kadını görmezden gelerek anlattığı romanlarına karşı Szabo tepki verircesine eserlerinde güçlü kadın karakterler yaratmıştır. Romanlarının evrenini sorunlu bireyler oluşturur. Karakterlerin çok azı kendi varlıklarından beslenir. Bunlar kolektif bilinçaltının var ettiği, yaralı karakterlerdir. Suça bulanmış karakterler, içgüdüsel bir baskıyla günaha teşvik edilir. Dünyadaki adalet beklentilerini yitirmiş, iç dünyalarının güvenine ve ruhlarındaki sorumluluğa yaslanmışlardır. Çekilen ıstıraplar bireyi empatiden yoksun bırakır. Karakterler ölümcül bir tutkuyla birbirlerini yok ederler. Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bu figürlerin, yılları suskunlukla son bulur.

1992’de çıkardığı deneme kitabıyla edebiyata hâlâ tutkuyla bağlı olduğunu ispatlayan bu yürekli kadın, tüm ömrünü adadığı yazınını, mücadeleci ve güçlü kişiliğinin bir sembolü haline getirmeyi başarmıştır. Macar edebiyatının değil aynı zamanda Avrupa edebiyatının da en önemli romancılarından biri olmuştur. Eserleri en çok yabancı dile çevrilen Macar yazarı unvanını alarak dünya edebiyatının önemli yazarları arasına giren Magda Szabo 19 Kasım 2007 tarihinde, 90 yaşında, Kerepese’te hayatını kaybetmiştir.

Türkçeye çevrilmiş eserleri:

  • Yavru Ceylan, 1972, E-Yayınları.
  • Kapı, 2007, Yapı Kredi Yayınları. Çeviren: Hilmi Ortaç
  • Katalin Sokağı, 2009, Yapı Kredi Yayınları. Çeviren: Tarık Demirkan
  • Yavru Ceylan, 2013, Yapı Kredi Yayınları. Çeviren: Yasemin Pichler
  • Iza’nın Şarkısı, 2017, Yapı Kredi Yayınları. Çeviren: Hakan Tansel
  • Abigail, 2023, Yapı Kredi Yayınları. Çeviren: Figen Uç

Editör: Buse Karabulut

Kaynakça

– Magda Szabo külliyatı

– Macaristan tarihi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Macaristan_tarihi

–  Doğan, İsmail, “Macaristan’da Aydınlanmanın Dili ve İdeolojisi”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 53, 1 (2013), s. 53-62.

– Uslu, Ateş, “Ellinci yıldönümünde 1956 Macar Devrimi”, http://www.devrimcimarksizm.net/sites/default/files/ates-uslu-ellinci-yildonumunde-1956-macar-devrimi.pdf 

Visited 50 times, 1 visit(s) today
Close