Yazar: 20:00 Röportaj

Zeynep Kahraman Füzün ile 5 Soru 5 Cevap (Ne Dersiniz)

  •  Zeynep Kahraman Füzün kimdir, nasıl yaşar, neler okur?

Günümüz yazarlarından biriyim. Anneyim. Öğretmenim. Lisans ve yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesinde tamamladım. Kendimi öykücü ve editör olarak tanımlıyorum. Okuyarak, düşünerek, çalışarak ve hayatla dalga geçerek yaşıyorum. Okumalarım genelde çağdaş dünya edebiyatı üzerine oluyor. Yazdığım bir metin varsa onunla ilgili okuyorum. Düşünce eserlerini de seviyorum. O türde klasikler ilgimi çekiyor.

  • İlk öykü kitabınız “Köz Yanılması” 2018 yılında okuyucusu ile buluştu, yazım serüvenine nasıl başladınız?

Yazdığım derginin yayın yönetmeni dosyamı istemişti. O zamana kadar sadece birkaç dergide yer almıştım. Elimde çok öyküm yoktu. Yaz tatiliydi. Oturup dosya için öykü yazdım. Kitaptaki çoğu öyküm hiçbir yerde yayımlanmadı. Yayımlananların da bazısını dosyaya almadım. İlk öykü kitabımın hikâyesi böyle.

  • Zeynep Kahraman Füzün pek çok dergide yazdı yazmayı da sürdürüyor dergicilik çok meşakkatli bir yol siz bununla ilgili ne dersiniz ?

Yazmak sanıldığı gibi ilhamla gerçekleşen bir eylem değil. Bazen aşırı duygu yoğunluğu yaşıyor ve oturup yazıyoruz ama bu çok nadir oluyor. Benim hem kendimden hem öğrencilerimden gördüğüm yazarlık çok çalışarak ve emek vererek gerçekleşiyor. Bir dergi için yazıyorsak eğer onun ve okurunun sevdiği tarzı es geçemeyiz. Öyle yazıyoruz, yazmalıyız. Her ne kadar metin bize ait ve bizim üslubumuzla olsa dahi hiç yazmayacağımız bir konuyu bir dergi için yazabiliyoruz. Bu kolay bir şey değil ama bir yerlerde yer almak ve okura ulaşmak istiyorsak eğer bunu yapmamız gerekiyor. Ben farklı dergilerde yazdım ama genelde uzun süre aynı dergilerde düzenli yazdım. Her ay veya iki ayda bir düzenli yazmak hiç kolay değil ancak okur oluşturmak için gerekli.

  • Sinema yazılarınızı da biliyoruz, neler izlersiniz ve Türk sinemasının edebiyatla nasıl bir ilişkisi var sizce?

Sinema yazılarımı derleme kitap projeleri için yazmıştım. Sinema ile ilgim daha derin. Romanımın senaryosunu ben yazdım mesela. Sinema ile kurmaca metinleri birbirine çok yakın görüyorum. Her ikisi de hikâye anlatıyor. Benzer yönleri fazla olsa da öykü ve roman diliyle sinema dili farklıdır. İzlemek, okumak kadar önemli. Sinema seçimlerim hep değişir. Bazen yönetmen üzerinden ilerlerim bazen oyuncu üzerinden. Bazen çalıştığım metne dair filmler izlerim bazen de son yayımlananlara göz atarım.

  • Genç yazarlara neler önerirsiniz özellikle dosyaları koltuk altında gezen iyi yazarlar, ünlü yazar dosyaları arasında kaybolmuşken?

Genç yazarlara farklı olmalarını öneririm. O kadar usta ismin yanında fark edilmek için farklı olmalılar. Yazdıklarıyla yetinmemeliler. Bir metin yazarken her şeylerini o metne dökmeliler. Fikirler tükenmez. Meseleler bitmez. Yazdıkları öykü uykularını kaçırmıyorsa okurdan dönüt beklemesinler. Reddedilen öykülerine tekrar çalışsınlar. Asla vazgeçmesinler. Asla yazdım oldu demesinler, eleştirilere kulak versinler. Kimseyi otorite kabul etmesinler.

Hazırlayan: Yasemin Seven Erangin

Editör: Melike Kara

Visited 9 times, 1 visit(s) today
Close