Yazar: 22:00 Dizi İncelemesi, İnceleme, Sanat, Sinema

Unorthodox İncelemesi

Deborah Feldman’ın otobiyografik romanından uyarlanan dört bölümlük mini dizi olarak çekilmiştir. Bu mini dizi bize aslında hiç görmediğimiz, bilmediğimiz bir gerçekliğin kapılarını açıyor ve dizideki gerçekliği araştırmaya itiyor yani en azından süreç benim için böyle oldu. Bu dizi neyi anlatıyor peki, New York şehrinin Williamsburg mahallesinde yaşayan Hasidik Yahudi cemaatine mensup Esty karakterinin bu topluluktan kaçışıyla dış dünyadaki varoluş mücadelesi anlatılıyor. Diziyi anlamlandırabilmek için Williamsburg’daki Satmar Hasidik Yahudi cemaati hakkında biraz fikir sahibi olmak gerektiğini düşünüyorum. Hasidikler’in toplumsal, kültürel, teknoloji kullanımı,  modern yaşama uyum sağlama, aile yaşantısı ve cinsellik konusunda katı kuralları var. Bunlardan bazılarını dizide görüyoruz örneğin cemaatlerini korumak adına akıllı telefon, internet kullanımı yasak ;aile yaşantısı kıyafet ve kültürlerine gelecek olursak kadınlar çok genç yaşlarda evleniyorlar, düğün törenlerinde bazı ritüelleri var, kadınlar evlendikten sonra saçlarını kazıtıyor ve tek tip peruk takmaya başlıyorlar. Cemaatin kadınlardan beklentisi iyi bir eş, anne ve ev hanımı olmasıdır. Sıkça çocuk sahibi olmak ve çocukları dinlerinin gereği yetiştirerek cemaatin geleceğini korumak en büyük amaçlarındandır. Cemaat içinde kadınlara ve aile yaşantısına ne kadar önem verilse de  “bebek makinesi” olarak görüldüğü gerçeğini de gözler önüne seriyor ve bununla beraber kadının bedeni üzerindeki en büyük haklarından birisi olan kürtaj da cemaat tarafından engelleniyor. Cemaat içindeki kadın yaşamından bahsetmeye devam edecek olursak genç yaşta evliliklerin sık görüldüğü ve evlilikle birlikte çocuk sahibi olmaları konusunda baskı altında oldukları görülmektedir. Tüm bunlarla birlikte cinselliğin sadece üremeyle ilişkilendirildiği de görüyoruz ve cinselliğin kadın ve erkeğin hayatında bir tabu olarak yer aldığı fark ediliyor. Ana karakter Esty’nin bir senelik evliliğinde çocuk sahibi olamaması toplum baskısına sebep olmuş ve aile içi yaşamında kocası Yakov’un annesinin bile cinsellikleri hakkında fikir beyan etmesine sebep olmuş. Esty’nin cinsellik hakkındaki basmakalıp kulaktan duyma öğrendiği bilgiler cinselliğin görev bilinci ile gerçekleştirilen bir şey olarak düşünmesine ve cinselliğin aslında karşılıklı bir birliktelik olduğunu öğrenememesine yol açmıştır. Zaten bu tabular ve toplum baskısı yüzünden vajinusmus problemiyle karşı karşıya kalmıştır üstüne üstlük bu konuda profesyonel yardım almayarak aile içinde çözüm bulmaya çalışılmıştır. Esty aile içinde yukarıda bahsedilen tüm bu sıkıntılara dayanamaz ve komüniteden, ailesinden ve kocasından kaçma kararı alır. Evlenmeden önce babasının dairesinde kalan kiracıdan bir süre piyano dersi alan Esty kaçma planlarında da yine bu kadından yardım ister ve Berlin’e kaçar. Dizinin başlangıcı aslında bir kaçışla başlıyor ve geçmişe giden bazı sahnelerle de komüniteyi tanımamızı sağlıyor.  Esty’nin aileden ve cemaatten getirdiği bazı kurallarla birlikte modern yaşama uyum sağlamaya çalışmasını ve tutunma öyküsüyle devam ediyor. Berlin’de aslında bildiği tüm doğruların farklı şekilde de olabileceğini görüyor. Kısa süre içinde edindiği kızlı erkekli grupla vakit geçirmeye başladığında insanların iyi bir eş ya da anne olmak dışında iyi bir müzisyen, öğrenci, arkadaş ya da sevgili olabilmek gibi dertleri olduğunu görüyor. Benim dizide en çarpıcı olarak gördüğüm sahne şu oldu hep birlikte göle yüzmeye gittiklerinde Esty’nin de peruğunu çıkartarak kıyafetleriyle ağır ağır suyun içine yürümesi oldu. Diğer arkadaşları gibi soyunmasa da peruğunu çıkartmak onun için büyük bir adımdı. Arkadaşları içinde homoseksüel ilişkilerin de olabileceğini görüyor, bu durum bence onu seneler önce terk etmek zorunda kalan ve şu anda Berlin’de eşcinsel ilişki yaşayan annesini biraz daha anlamasına yardımcı oluyor. Cemaatin içinde annesinin onu terk ettiğini düşünüyordu fakat yaşadıkları ve evliliği annesine hak vermesine yardımcı oldu. Berlin’de yaşananlar arasında en göze çarpan olay Esty’nin hayallerinin ve istediği işin peşinden gitmek için üniversite bursuna başvurması oldu.  Tüm bunlar olurken kocası Yakov ve kuzeni Moische Esty’i bulup cemaate geri getirilmeleri için haham tarafından görevlendirilir. Burada cemaatin amacı diğer gençlere kötü örnek oluşturan bir durumu ortadan kaldırmaktır. Yakov ve Moische’in Esty’i araması bize kültürel olarak tanıdık gelebilir ama şöyle bir fark gördüm ben; amaçları Esty’yi cemaate geri getirmekti, ona fiziksel olarak zarar vermek gibi bir amaç taşımıyorlardı bu da aslında cemaatin içinde namus cinayetlerinin neden olmadığını anlamamıza yol açıyor. Psikolojik şiddet ve baskıyla cemaate geri döndürmenin olduğunu Moische’nın Esty ile karşılaştıklarında Berlin’de bir hayat kuramayacağını, başarılı olamayacağını, sevdiklerinden uzakta bu modern hayata tutunamayacağını, annesinin ve sevgilisinin onu istemeyeceğini söylemesi ve cesaret kırıcı konuşmasıyla anlıyoruz. En vurucu kısmı Moische’nın ona bir silah vererek geriye dönmezsen sen kendini vur demesiydi. Tüm bu olanlar cemaatin profilini kötü gösteriyor olsa da bu topluluktaki çocukların, gençlerin ve yaşlıların hala yahudi katliamının travmatik etkilerini taşıdığı çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Soykırım sonrası yahudi psikolojisi nasıl etkilendiğini şuradan anlayabiliriz; her çocuğa hala bir umut olarak bakmaları bununla birlikte cinselliğinin sadece üremeyle ilişkilendirilmesi, geçmişte soykırımın Berlin’de gerçekleşmesinden dolayı da burada yaşayan Yahudiler için sokakların, yerlerin ve binaların farklı bir anlama sahip olması gibi konular sayılabilir. Dizi genel çerçevede cemaatten çok daha büyük hayal ve istekleri olan genç bir kadının kaçışını anlatıyor fakat dizinin başından sonuna kadar kaçışında ayağına taş değmezcesine hiçbir olumsuzlukla karşılaşmaması masalsı ve gerçeküstü bir görüntü sergiliyor. Başka bir tarafından bakıldığında ise bir varoluş mücadelesine tanıklık ediyorsunuz. Aslında Esty’nin cemaat içindeki ailesi kocası kötü niyetli insanlar değiller ki zaten dizinin son bölümünde kocasının Esty’yi geri kazanmak için yaptığı davranış ve duyguları unutulamayacak kadar etkileyiciydi. İşin aslı bu dizi bize Satmar Cemaat’ini betimlemiş, kötü göstermek için herhangi bir çaba göstermemiş. 

Dizi oldukça akıcı geçen dört bölümüyle, muhteşem kostümleriyle, çok duru ve iyi oynayan oyuncuları ve bir kültürü iyi betimleme tarzıyla bizi farklı bir gerçekliğin içine götürüyor. Özellikle düğünlerinde kültüre özgü sahneler, dans, müzik ve ibadetlere rastlamak mümkün. Eğer sizde benim gibi farklı kültürleri, dinleri tanımaya meraklıysanız sizi içine alacak bir solukta izleyebileceğiniz bir dizi olduğunu düşünüyorum

Aleyna Çakır
Latest posts by Aleyna Çakır (see all)
Visited 14 times, 1 visit(s) today
Close