Yazar: 18:45 İnceleme

Umudun Çiçeği: Ergin Günçe

   Şiir var; çık diyor, ez dağları tepeleri. Şair var; yürü ya kulum diyor, yürü. Bir de Ergin Günçe var, şöyle diyor:       

“Kendi yerimde olsam çıkar sokağa dolaşırım.”

 Bu dizeyi okuyunca Shakespeare’in “Yapmak, yapılması gereken şeyleri bilmek kadar kolay değildir,” sözünü anımsıyorum. Ergin Günçe’yi okuyorum bu günlerde. Ne okullarda anlatıldı bize, ne de şiiri üzerine yeterli inceleme yapıldı bugüne kadar.

“Günçe’nin, herhangi bir şiir hareketi ya da anlayışına bağlı bir şair olmadığı ve poetikası etkilenmeler bağlamında değerlendirildiği için edebiyat tarihi ve araştırmalarında ele alınmadığını” söyleyenler olmuştur. [1]

Peki, Günçe’nin şiiri kendi içinde nasıl gelişmiş ve kimlerden etkilenmiştir? Günçe’nin ilk şiir kitabı olan Gencölmek’te İkinci Yeni esintileri mevcuttur. Şiirleri ölüm ve çocukluğa özlem üzerinedir. “Geri Dönen Uzun Yaz” şiirinde Günçe şöyle der:

“Bizim Engin, denizleri sayıp dinlenir gözlerinde

Ben yeni bir çocuk oldum, tüneyen kuşlar yüreğimde”

Belki de gelecekte şiirine yön verecek toplumsal olaylar, Günçe’de bir özlem duygusu ortaya çıkarmıştır. Bu özlem sadece çocuklukla ilgili değil, iyi olan her şeyedir. “Özlem” şiirinde bunu şöyle belirtir:

“Sokak lambalarını tanık gösterebilirim,

Yalan söylemem, zaten keyfim de yok

Özlediğim şeylerin adları

Saymakla tükenmez.”

Günçe’nin şiirindeki bir diğer izlekse ölümdür. Çocukluk ve ölüm iç içedir. Fakat Günçe’nin şiirlerinin geneline yayılmış umut yine mevcuttur. “Sarışın Ağıt” şiiri şöyle biter ve burada şarkıya başlanması umudu temsil eder:

“O kadar çocuktu ki ölürken,

Okuldaki bir şarkıya başladı”

“Ölüme karşı Günçe’nin tavrı ise cesurdur, ölüm korkusu taşımaz.”[2] İçinde bulunduğu uçak 1983 yılında düşer ve 45 yaşında genç ölür Günçe. Bu ölümden 19 yıl önce “Gencölmek” şiirinde şöyle der:

“Ölüm alışsın artık bize,

Bir dans gibi bahçemize gelsin

Gelsin otursun ılık minderimize”

Bir yandan cesur bir yandan ölümle barışmış bir şairdir. Yine de her insan gibi ölüm korkusunu yaşamış olacaktır ki şöyle yazmıştır “Adsız” şiirinde:

“Nedir beni dalgınlığa götüren,

Şehirden dönünce onu bulamamak mı

Yoksa bu yaşta ölümden mi korkuyorum?”

İlk paragraf dışında alıntı yaptığım şiirlerin tamamı şairin ilk şiir kitabı “Gencölmek”tendi. Bahsedeceğim diğer şiir kitabı ise artık Günçe’nin İkinci Yeni etkisinden uzaklaşıp şiirini siyasi ve toplumcu bir zemine oturttuğu “Türkiye Kadar Bir Çiçek” kitabıdır. Özellikle 68 kuşağını ve 12 Mart Muhtırası’nın yarattığı ortamı konu alan şiirlerinin konusu mevcut düzene bir yergi olarak nitelendirilebilir. “Mayıs Günleri İçin Ağıt” şiirindeki dörtlük kendi şiirindeki dönüşümü de ifade eder.

“Şiir tabanca oldu artık

Bir tarih düşelim şuraya

Kelimeden ve ustadan kurtuldum

Aşk gitti, başka kaleler kaldı geriye”

Artık Günçe şiiri çocukluğun tatlı günlerine özlemi değil bir fikir aracıdır. Artık savunması gereken aşklar değil başka kalelerdir. Şiirin devamı:

“Şiir de barut kokmalıdır son günlere geldik

Kötülük kolordu gezmektedir bence

Kuduzlar, mermiler havlamaktadır

Gül düştü, başka kaleler kaldı geriye.”

Yine şiir ikinci versiyonu olarak yer alan halinde şöyle der:

“Ortalık karışıktır

Yusuf’un ütüsüz bir gömleği kaldı bizde

Hüseyin yüzümde bir rüzgâr Hüzün kaldı

Deniz bir koyu ateşle tutuşup yandı işte”

Günçe’nin bu dizeleri 68 kuşağından idam edilen Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş’i isimlerini de vererek anmıştır. “Bayrama Gitmeyen Üç Çocuk” şiirinde de bu kez isim vermeden şöyle der:

“Dün burada üç abiyi asmışlar,

Suç anayasayı devirmek

Zor mudur acaba asılmak?”

Günçe’nin bu konulara şiirlerinde yer vermesi İkinci Yeni etkisinden uzaklaştığını göstermekle beraber Garip anlayışından da farklı bir toplumculuk anlayışı olduğunu göstermektedir. “Garip şiirinde toplumcu hassasiyet gündelik hayatın içinden ve sıradan insanın gözünden belirirken Günçe’nin şiirinde daha siyasi bir düzlemdedir.”[3] Günçe’nin “Eski Şiir” ve “Şehirli Şiirler Antolojisi” isimli iki şiiri kendi şiir anlayışı için önem arz eder. Eski şiiri iş bilmeyen, sorgulamayan, yargılamayan bir şiir olarak nitelendirir. Yalanlar söylediğini, güler yüzlü olduğunu söyler. Jandarmadan korkup köye girmediğini söyleyerek toplumsallıktan uzak olmakla suçlar. Şehirli şairleri de yine bireyseli ön planda tutmakla suçlar. Ona göre, “Tutuklu Gençler Arasındayım” şiirinde de dediği üzere:

“Her aydın hapse girmelidir

Halkı tanımak, Devleti görmek için”

O günlerde bir şair toplumcuysa hapse de girmiş demektir.

Bunların yanında umut doludur Günçe’nin şiiri. “Ben de ıslıkla çalarım neşeli umutlarımı” diyerek umudu herkesin çalabileceği bir şarkı haline getirmiştir. O her türlü zorluğu, çıkmazı bir çiçek üzerinden anlatmıştır “Türkiye Kadar Bir Çiçek” şiirinde.

“Sen bu kadar yüreklisin

İnce çekingenlik çiçeği

Ha dediklerinde dağda olursun

Ha diyeceklerin ağzındaki çiçek

Umudun çiçeği,

Türkiye kadar bir çiçek.”

Umudun çiçeği dedikten sonra onu Türkiye kadar büyük bir çiçeğe benzetmesi ya da umudun çiçeğini Türkiye’ye benzetmesi o şiddetle karşı çıktığı düzen içerisinde bile ne kadar umut dolu olduğunu göstermektedir. Günçe umutla dolu yaşamına dair şu dizelere de yer vermemek olmaz:

“Giderek anlam kazanır her türlü cumhuriyet

Yoksa bir şair niçin ve nasıl yaşasın”

Her şeyin ötesinde Ergin Günçe’nin hak ettiği değeri görmediği kanaatindeyim. Elbette belli başlı akımları ortaya çıkaran ya da o akımların başlarını çeken kişiler kadar tanınması olanaksız gibi; hele de öyle afili aşk hikayeleri yokken. Yine de şu dizeleri yazmış ve etkilenmeler haricinde kendi üslubunu da oluşturmayı başarmış bir şairin şiirleri kabul edilmeli diye düşünüyorum:

“En yalnız adamıyım Orta Doğunun

Tanrım kabul et artık şiirlerimi”


[1] Dr. Öğr. Üyesi Selda Uygur Gürbüz, ERGİN GÜNÇE’NİN ŞİİRİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, Türük dergisi, 2022, sayı 28, s. 106

[2] S. GÖKÇE UYGUN, Ergin Günçe Şiiri Üzerine Tematik İnceleme, Söylem Filoloji dergisi, 2016, sayı 2, s. 230

[3] Dr. Öğr. Üyesi Selda Uygur Gürbüz, ERGİN GÜNÇE’NİN ŞİİRİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, Türük dergisi, 2022, sayı 28, s. 114

Editör: Çisem Arslan

Doğan Arslan
Latest posts by Doğan Arslan (see all)
Visited 20 times, 1 visit(s) today
Close