Yazar: 12:32 Öykü

Hikâyeyi Pişirmek

Pencereden dolan sabah güneşi köşe bucak dolaşarak mutfağı şıkır şıkır aydınlattı. Kuzinenin üzerindeki mavi çaydanlık hafiften ıslık çalmaya başlamıştı. Ufacık ağzından çıkan buhar görünür görünmez yok oluyordu.

Kadın içeri girdi, mutfak masasının önüne bir sandalye çekti. Duvar kenarındaki mindere şişko bir kedi kıvrılmıştı, tatlı tatlı horuldarken, pamuk beyazı patilerinden biri pıt pıt atıyordu. Kedi bir gözünü yarım açarak kadına baktı. Kadın, alnına düşen saçlarını geriye attı. Masaya baktı. Bakar bakmaz kaşlarını çattı.

Bir akşam önce özenle sıraladığı irili ufaklı binlerce kelime şimdi birbirine girmişti. Acı, tatlı, sert, yumuşak, neşeli, hüzünlü, eskiyip gitmiş sözcükler dört bir tarafa dağılmıştı. Hepsi ışıklar içinde, büyük bir coşkuyla parlıyordu. Kadın, onlarla ne yapayım bugün, diye düşündü. Kafasında ölçtü biçti, aklına bir fikir geldi. Fikrim tadına karışsın, dedi. Hiç belli olmasın. Aklına çeşit çeşit tarif geldi. İçini bir sevinç kapladı ne yapacağını buldukça. Bir heves, tencereye su doldurdu, ocağa koydu. Fokurdamaya başlayınca, masanın üzerindeki kelimelerin bir kısmını avuçlayıp tencereye attı. Tencere kocamandı; dünyayı içine alacak kadar. Mutfak tezgâhına cam kavanozlar dizilmişti. İlkinin üzerindeki etikette, “deyimler” yazıyordu, yanındakinde, “eğretilemeler”, bir üçüncüsünde, “atasözleri”. Kadın ilk kavanozun kapağını açtı. Elini daldırdı, avuçladığı deyimleri dökme demir bir tavanın içine attı, ocağın altını orta ayara getirdi, kaşıkla şöyle bir çevirip kendi suyunda kavurmaya bıraktı. Bir kocaman kelimeyi küp küp doğradı; kavrulanlara kattı. Uzun, acı bir atasözünü sıçan dişi kesti, attı tavaya. Bir tutam sözcüğü incecik kıydı. Tavadakilerin üzerine serpiştirdi.

Tencerenin kapağını açtı. Kelimeler fokurdamaya başlamıştı. Bir tanesini çatalıyla alıp ağzına attı. Kelime o kadar sıcaktı ki dili yandı, gözlerinden yaş geldi. Kelimeyi ağzından çıkarıp avucuna aldı, üfleye üfleye soğuttu. Isırdı, çiğnedi, yavaş yavaş dişlerinin arasında ezdi. Sonra bir başkasının tadına baktı, epey kıvama gelmişti.  Kavrulmakta olan kelimeleri tavadan alıp kaynamakta olanlara ekledi. İyice karıştırıp altını üstüne getirdi. Bir tutam acı anı serpiştirdi üzerine; bir çimdik eğretileme ekledi sonra. Biraz kahkaha tozu, biraz göz yaşartıcı da atınca tamamdı. Son bir kez daha karıştırdı. Tencerenin içinde bütün kelimeler, sözler, deyimler ve atasözleri birbirine gülümsedi, şapka çıkararak selam verdi.

Kadın, pencere kenarındaki sandalyelerden birini ocağın önüne çekti, üzerine çıktı. Tencerenin kapağını bir eline, delikli büyük tahta bir kaşığı diğer eline aldı. Bir ayağını soktu içine, sonra kaldırdı diğer ayağını, onu da daldırdı tencereye. Bağdaş kurup tam ortaya oturdu. Eteği balon gibi kabararak tencerenin kenarlarını çepeçevre kapladı, sonra yavaşça söndü. Kadın altındaki ateşle hopluyor, her hoplamada birkaç santim aşağı çöküyordu. Hoplaya hoplaya küçüldü; eriye eriye yarı beline kadar geldi. Bir kez daha karıştırdı tencerenin içindekileri. Kolları kaybolmadan önce elindeki tahta kaşığı ocağın kenarına bıraktı. Diğer elindeki kapağı başının üstüne getirip bıraktı. Kapak tamamen örtüldü. Çok geçmeden kadının yumuşayan etleri kemiklerinden ayrılıp kelimelere karıştı. Vücudunun derisi eriyerek yağa dönüştü. Kemiklerinin içindeki ilik eğretilemelere tutundu. Beyin hücrelerinin bütün çeperleri eridi, anılar dışarı çıktı. Bazıları kahkaha tozuna bulaştı, bazıları kekremsi kelimelere yapıştı. Buğday sarısı saçları hikâyenin içinde kıvır kıvır kıvrıldı. Suyu buharlaştı, hikâye kendi yağına kaldı. Kadının, etlerinden sıyrılmış; sadece kemik kalmış elinin iskeleti kaldırdı tencerenin kapağını, kenara doğru kaydırıp yarım açtı. Ocağın yanında duran bir bezi kapağın altına çekti, yorgan gibi örttü üstüne. Sonra gaz düğmesine uzandı, çevirip ocağı kapattı. Kapağı çekti, kendini derin bir uykuya, hikâyeyi demlenmeye bıraktı.

Güneşin ışıkları telaş etmeden yavaş yavaş eğildi, duvar dibinde uyuklayan kediye sokuldu, titrek sarı bıyıklarını kıpkırmızı bir hevesle tutuşturdu.

Nurgök Özkale
Latest posts by Nurgök Özkale (see all)
Visited 6 times, 1 visit(s) today
Close