Bergman’ın Yedinci Mühür filmini salt analiz etmeden yönetmenin çocukluk dönemine gitmek gerekiyor. Bu şekilde bize anlatmak istediği şeyin daha yalın bir şekilde görebiliriz. Yedinci Mühür bir inanç sorgulamasını yansıtıyorsa eğer Bergman’ın kendisi hakkında “Umarım dindar olacak kadar yaşlanmam” sözü bize inanç hakkındaki düşünceleri için ipuçları vermekte. İnançlı bir insan olmamasının nedenleri ailesinin sebep olduğu şiddetli ortamda büyümesidir. Babası bir papazdır ve Bergman ne zaman bir hata yapsa onu döverek günahlarından arındığını söylemektedir. Geçmişe ait bu deneyim ve anılar yönetmenin ruhsal dünyasını birçok açıdan etkilemiş ve yönlendirmiştir. Bergman da Yedinci Mühür’de sinemanın bireyin derdini anlatma yönünden yola çıkarak kendi inanç sistemini derinlemesine işlemiştir.
Filmin anlattığı hikaye savaş sonrası evine dönen bir askerin ölümle karşılaşması ve askerin ölüme satranç oynamaya davet ederek, şayet kazanması durumunda ölümün askere dokunmayacağı üzerine anlaşmasını konu alır.
Savaş, Orta Çağ ve İnanç üzerine;
Bergman için ölümle karşı karşıya kalan adamın şövalye olması rastlantı değildir. Görmemiz gereken şeyin belki de bir askerin her daim ölümle burun buruna olması ve en sonunda öleceği olan bakış açısıyla alakalıdır. Zaten filmin başında da ölümle karşılaşan Şövalye’nin “Benim için mi geldin?” sorusuna ölümün “Uzun zamandır senin yanındaydım” demesi aslında bize ölümün her an şövalyenin yanında olduğunu gösteriyor. Yine burada Bergman’ın savaş ve savaşın içindeki insanlara dair bakış açısını görüyoruz.
Bergman şövalye üzerinden inancı sorgularken aslında Orta Çağın ne denli çürümüş olduğunu gözler önüne seriyor. Şöyle ki, bir papazın vebanın nedeni olarak bir çocuğun içine şeytan girdiğini ileri sürmesi ve başlatmış olduğu vahşetle inancın temelini etkili bir şekilde korkuyla ilintilemiştir.
Filmde satranç oynayan şövalyenin inanç sorgulaması üzerinden giden yönetmenin tanrının yokluğunu kanıtlamaktan çok, varlığını aramasını anlatıyor. Bir sahnede “Neden o belirsiz sözlerin ve görülmeyen mucizelerin ortasında saklanmak zorundasın?” sözü bunu kanıtlar cinsten. Filmin başından itibaren inanç ve korkunun yan yana gelmesi aslında film hakkında bize birçok şeyin ipucunu vermektedir. Kısacası film inancın temelde neye dayandığını ve varoluşu bizlere sorgulatıyor. Eline sağlık büyük usta, iyi seyirler herkese.
- 200 Dakikaya Sığdırılmış Bir Ömür (Jean Vigo) - 26 Mayıs 2020
- Auteur Sinemasının Yaramaz Çocuğu (Fatih Akın) - 14 Mayıs 2020
- Ahmed Arif 93 Yaşında: Nerede Olursan Ol… - 25 Nisan 2020