Yazar: 13:24 Röportaj

Bir Yazar – Beş Soru | Utku Sızgın

Sayın Utku Sızgın, “Bir Yazar Beş Kısa Soru” isimli yazı dizimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Yazı dizimiz önceden belirlenmiş ve isim ayırt etmeksizin yazarlara yönelttiğimiz beş kısa ve net sorudan oluşuyor. 

1- Utku Sızgın kimdir? 

Şanslı bir çocuk… Bu mahlasın yanı sıra manzarasına bağlı bir meftundur Utku Sızgın. Değerli ve gür olduğu halde değersiz kıraç topraklarda yaşamak zorunda kalan ve buna rağmen bulunduğu toprakların “değerlisi” olduğunu her seferinde gösterse de bu dünyanın harcadığı insandır. 

2- İyi İnsanları Tanıma Senesi isimli deneme kitabını neden yayımladınız?  

Okurlarımın yalnız olmadıklarını hissetmelerini göstermek istedim. Zira, insanlar görme yetilerini kaybedeceklerini düşünüp yaşadıkları olaylarda yalnız olduklarını düşünüyorlar. Daha fenası, adlandırmadıkları o önemli olguların, önemsiz olduğuna inanarak hayatlarına devam ediyorlar. Böylece hayatlarını bitiriyorlar. Bu kitabı yayımlarken en önemli motivasyonum bu oldu. 

3- Neden okuyorsunuz? 

Okumanın insana en büyük yararı, insanın daha net konuşmasını sağlamaktır. Haliyle insan kendisini çevresine, kendi dünyasına daha iyi ifade eder. “İnsan kendisini ifade edebildiği kadar vardır dünyasında.” Hatta benim bu konuda bir “1 olma denklemi” olarak adlandırdığım bir formülüm var: 
 
1 olmak=insanın kendisini ifade edişi/kişinin kendi dünyasında kapladığı hacmi 

4- Neden yazıyorsunuz? 

Bu kitabımda bahsettiğim gibi dünyanın herhangi bir yerinde, en ufak bir cümlede, farklı insanlarla buluşmak heyecan verici. Zira, insana yalnız olmadığını hissettiriyor yapayalnız olduğumuz bu dünyada. İşte bu yüzden içimdekileri okurlarla buluşturma gayreti içerisindeyim. 

5- Hayatın amacı sizce ne olmalı? 

Hayat bir yönlendirmedir. Bunu, kendi direksiyonumuza sımsıkı sarılıp üzerinde gittiğimiz yoldaki manzaralara şaşı kalarak kendimiz belirliyoruz. Heyecanına kapıldığımız rotaların yarattığı ruh hallerimizin büyüsüne kapılıp uyku dolu gözlerle o direksiyonda yalpalayıp savrularak her şeyi kontrolümüzden çıkarıyoruz. Hayatın amacı tek bir manzara haricinde direksiyonumuzun kırılmasına izin vermeden yolumuzda dümdüz ilerlemek olmalıdır. O tek manzara da yolumuzun sonunda bulunan hedefimiz olmalıdır. Böylece neresinde biteceği belli olmayan hayatlarımızın sonunda “aynı çizgide kalmış olan” olarak anılabiliriz. Hayatın amacı görünüşümüz değişse dahi değişmeyen bir duruşu sergilemek olmalıdır. 

Visited 7 times, 1 visit(s) today
Close