Kanepede oturan kadın, az evvel ışığı yakmasıyla öteki kanepede beliren, karşısındaki adama dalgınca bakıyordu. Kapının kilidini hiçbir zaman değiştirmemişti. Bu yüzden, içeriye girebilmiş olmasına şaşırmamış ve korkmamıştı. Biraz sonra sessizliğini bozdu:

– Geri döndün demek!

Utancı yüzünden okunan adam, tek kelimeyle karşılık verebildi:

– Öyle.

– Nasıl mümkün oldu bu?

– Bir şekilde. Geri dönmem mümkün değil artık.

Geçen zaman içinde, bu duyduklarını zihninde tasarlamış olan kadın, bu hayalleri kurduğu vakitlerde, duymuş olduklarını sevinçle karşılayacağını umuyordu ancak olan, bunun tam tersiydi. Neredeyse unutulmuş eski bir tanıdık, vedasının üzerine inşa edilmiş ne varsa yıkmak için gelmiş gibiydi. Bu da oldukça huzursuz ediciydi. Bütün bunların yanında, nedameti yüzünden kendisine duyulan öfke daha da artmıştı. Bir fikre kapılarak terk ettiği bu kadını haklı çıkararak, ona öfkelenmek için yeni bir neden vermişti. Geri dönmemiş ve kadını yanıltarak, arzu ettiği her şeye ulaşmış olduğunu ispatlamış olsaydı, üzüntü ve özlemle yad edilen bir anı olmaya devam edecekti.

– Peki değdi mi?

– Bilmem.

Yeniden sessizce bakışmaya başladılar. Yalnız, adam,  ara ara başını öne eğiyordu. Kadının suratında gördüğü ve uzun bir aradan sonra kollarına sığınılan ve sevilen herhangi bir insanda görüldüğünde insana sahiden bir başına olduğunu hatırlatan o, haklı çıkmış olmanın verdiği gurur ifadesi, onu, aksini ispatlamak için çabalamaya itti. Gitmiş olduğu yerde neler yaşadığını anlatmaya başladı:

– Orada her şey daha iyiydi. Kesinlikle. Aslında sen bile vardın. İstediklerimi elde edebildim. Zengin olmayı hiç istememiştim ancak bunu da başardım, bir şekilde. Romanlarım basıldı. Okundular da. Ciddiye alındılar. Ben, ciddiye alındım. Şiir dinletileri verdim. Öğrendiklerimi ve düşündüklerimi anlatmaya devam ettim. Bunları da dinleyecek pek çok insan buldum. Oradaki sana ulaşmam zor oldu ama onunla birlikte olmayı da başardım. Senin kadar gerçek olamadığı hissini yenebilseydim, orada kalmaya ve mutlu olmaya devam edebilirdim. Gerçekten hiçbir farkı yoktu ancak insan, gerçekmiş gibi davranmayı beceremiyor. Bir kaç saat önce, orada öldüm. Hiç kuşku yok! Orası için artık bir efsaneyim. Yine de buraya döndüm, gördüğün gibi. Arzuladığım şey, gerçek sensin. Bunun için yeniden burada bulunmaya razıyım. Varsın, yine kimse yüzüme bakmasın!

– Oraya gidersen ne olacağını söylemiştim. Burada artık bir evin yok.

Hafifçe ağlamaya başlamış olan kadın, perişan halini görüntüsüne yayabilmek için adamın evden çıkmasını bekledi. Bütün gece bu şekilde, ağlamaya devam etti.

Bir taklit olarak yaşamayı yeğlediği yıllardaki genç görünümüne yeniden kavuşmuş olan adam, sokağa çıktığında, hakikatte de elinde bulunanları yitirmiş olmanın üzüntüsü ve her şeye yeniden başlamak zorunda olmanın bilinciyle, soyut bir hedefe varmak istiyormuşcasına yürümeye başladı. Bir evi ve bir eşi yoktu artık. Bu geri dönüşün sonrasında, kayıplarının yanında, elde ettiği tek kazanım gençliğiydi. Bu, hafife alınamayacak, mühim bir işti.

Varol Mengüverdi
Latest posts by Varol Mengüverdi (see all)
Visited 34 times, 1 visit(s) today
Close