Yazar: 21:00 İnceleme, Kitap İncelemesi

İrade Terbiyesi Kitap İncelemesi


İrade Terbiyesi, Fransız eğitimci Jules Payot tarafından yazılmış oldukça iddialı bir eser. Yazar hakkında çok fazla bilgi bulunmamasına rağmen bazı kaynaklarda örgün eğitimde lider olarak görülüyor. Benim okuduğum basım Koridor Yayınları’na ait. Süleyman Doğru çevirisi ve Ayşe Ece editörlüğünde çalışılmış. Ben okuduğum çeviriden son derece memnun kaldım, diğer basımları okumadım ama olumsuz birkaç yorum gördüm çeviriler hakkında.
Kitap yazıldığı günden bu yana oldukça ses getirmiş, üzerine bolca konuşulmuş. Çalışma disiplini bakımından birçok kişiye kılavuz olmuş ve hatta Cemil Meriç, disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendiğini söylemiş.
Eser temelde, isteksizlik ve tembelliğin üstesinden düzenli bir çalışma disiplini ile gelerek iradeyi terbiye etme üzerine kurulu. Payot’a göre iradeyi terbiye etmek zor fakat imkansız değil. Kitabın kapağını açtığımızda bizi karşılayan, ‘’ İrade duygusal bir güçtür ve onun üzerinde etkili olmak isteyen her fikir tutkuya bürünmek zorundadır. ‘’ cümlesi bize irade terbiyesinin imkansız olmadığının ipucunu veriyor.
Kitap beş ana başlık altında toplanmış. Ben basitçe ikiye ayırarak açıklamaya çalışacağım. Basitçe derken oldukça ciddiyim çünkü benim birkaç cümleyle özetlemeye çalıştığım konular iradenin psikolojisinden tutun da sağlıklı beslenme ve irade terbiyesinde meditasyonun önemine kadar, çok detaylı ve çeşitli şekillerde anlatılmış. Birinci kısımda “İrade nedir? İrade terbiye edilebilir mi? İradeyi neden terbiye etmemiz gerekir?” gibi temel sorular cevaplanmış. İkinci kısımda ise iradeyi terbiye etmenin yollarından söz edilmiş.
Açık yüreklilikle söylemeliyim ki okuması kolay bir kitap değildi, fakat elimde uzunca bir süre oyalandıktan sonra, yine bu kitapta yazan yöntemler ve çalışma disiplinleri sayesinde kalan kısmı çok hızlıca okuyabildim. Notlar aldım ve nitelikli bir okuma yapabildim. Yani kitap zor ancak okuduğunuzda size birçok şey katacağından emin olabilirsiniz. Göz ardı edilmemesi gereken diğer bir husus ise, yüzyıldan daha uzun süre önce yazılmış bir eserin geçerliliğini hala koruması ve hala yol gösterici nitelikte olması.
Öte yandan yazılanların tümüne katıldığımı da söyleyemem. Fazla katı kuralların, sürekli ve sürekli tek bir odağa bağlı kalmanın yapılabilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kısa vadeli olabilir ancak uzun vadede çalışma disiplini açısından ipler tamamen boşalabilir. En azından birçoğumuz için böyle olduğunu sanıyorum. Kitabı okurken benim tezimi çürütecek birçok örnek göreceğiniz için önden size bir alıntı yapayım. Darwin bir konuşmasında şöyle diyor; ‘’ Meditasyon ve okuma konusu olarak, görmüş olduğum ya da muhtemelen göreceğim şeyi bana düşündürten şeylerden başkasını seçmiyordum…’’ Ve oğlu ekliyor: ‘’ Babamın ilgilendiği bir konuyu uzun yıllar boyunca gözünün önünden ayırmama becerisi vardı.’’ Ben buradan şunu anlıyorum; tek bir odağa bağlı kalmak, bütün düşüncelerin net bir biçimde bir amaca yönelmesi sizi Darwin veya Newton veya Edison veya Jules Payot yapabilir. Asıl soru bu kişilerden biri olmak zorunda mıyız?
Yine de tümüyle katılmasam bile yazılanların çalışma disiplini bakımından beni bir adım öteye taşıdığına inanıyorum. Payot ise kitabın son kısmında aslında meseleyi özetler nitelikle birkaç şey söylüyor; ‘’Tembelliğe ve şehvete karşı olan savaş kolay olmasa bile hiç değilse bu savaşı yapmam mümkündür ve psikolojik güçlerimize dair bilgimiz bize ihtiyacımız olan gücü vermelidir. Tüm çalışmadan çıkarılacak pratik sonuç şudur; karakterimizi değiştirebilir, irademizi eğitebilir, zaman ve doğamızın kanunlarına dair bilgimizle kendimize hükmetme sanatında yüksek bir dereceye ulaşabiliriz.’’
Sonuç olarak; kitabın herkese hitap etmediği, fakat belli bir konuda disiplin ve irade kazanmak niyetinde olanların kesinlikle okuması gerektiği kanaatindeyim.
İncelememin sonunu altını çizdiğim güzel tespitlerden birkaç alıntı yaparak bitireceğim.
‘’Okumaya bile vakit bulamıyoruz. Aynı anda hem aşırı hareketli hem de boş bir hayat yaşıyoruz. Gazete, onun zihne yaşattığı yapmacık heyecan, haberlerin ilgiyi dünyanın beş kıtasından çeşitli olaylar vasıtasıyla oradan oraya dolaştırmasındaki hafiflik, birçok kişi için bir kitabı okumanın yavan bir şey gibi görünmesine yol açıyor.’’

‘’Duygusal durumların irademiz üzerinde yapabilecekleri hiçbir şey abartı değildir.’’

‘’Kendimizi tamamen akıntıya bırakmaya nazaran daha az sürüklenmiş olsak bile biraz ilerleme kaydetmiş olmak da bir şeydir.’’

‘’Ajite kişi hiç yerinde duramaz, hep bir şeyler yapma ihtiyacı duyar, ama yaptıkları sıklıkla günü gününü tutmayan tutarsız şeylerdir. Ama hayatta, politikada vs. elde edilen tüm başarılar, ancak aynı istikametteki çabaların devamlılığı sonucunda geldiği için, bu ajitasyon çok fazla gürültü çıkarmasına rağmen ortaya herhangi bir uğraş, özellikle de faydalı bir uğraş koyamaz.’’

Masa başında oturarak okuduğunuz, altını çizdiğiniz, bir arkadaşınıza önerdiğiniz ve en önemlisi sizi dün olduğunuzdan daha farklı biri yapan bir okuma olmasını dilerim, keyifle…

Visited 452 times, 1 visit(s) today
Close