Yazar: Yasemin Seven Erangin• 10 Temmuz 2022• 15:26• Röportaj

Devrim Horlu ile 5 Soru – 5 Cevap (Ne dersiniz)

Şiir yazmaya nasıl başladınız? Sizi şiire yönlendiren motivasyon neydi?

Yazmaya başlayan diğer insanlardan çok da farklı bir hikâyesi yok şiir yazmaya başlamamın. Tüm hikâyeler birbirine benzer biliyorsunuz. Beni yazmaya iten süreç, aynı zamanda devam eden bir şey. Söylemenin yetersizliği ile ilgili bu. İfadeler katmansız ve düz bizde. Sevdiğimizde, kızdığımızda, acı çektiğimizde ya da mutlu olduğumuzda afallıyoruz. Bu afallama ânı tuhaf bir boşluk ânıdır aynı zamanda. Bu boşluğun uğultusu fazlasıyla rahatsız edici. İyi gelsin, bu uğultu son bulsun diye başlayıp başka uğultulara fırsat veriyorsun şiir yazarken. Oysa basit her şey. Bu sadece edebî bir tür. Sözünü ettiğim şiir de değil. O ifade etme çabası. Yazmaya iten en büyük etken yetmek isteği.

Ödüllü bir şair olduktan sonra yazın hayatınızda değişen bir şey oldu mu; daha fazla yazmak, daha az yazmak ya da daha popüler olandan yana tavır almak gibi?

Hayır. Bu tür şeylerin yazma pratiği üzerinde bir etkisi olduğunu sanmıyorum. Yaş ilerledikçe daha çok okuyup üzerine düşüyor insan elbette. Daha az ya da fazla yazmak söz konusu değil yani. Popüler olandan yana tavır almak nasıl olur pek bilmiyorum. Girdiği kaba uyanların ortaya sanat eseri koyabilmesi pek mümkün değil benim açımdan. Bugüne kadar edebiyat dergisi (matbu ve online) dışında bir mecraya şiirimi göndermedim. Teklifler gelse de tercih etmedim. Doğru mu yanlış mı bu tavır, zaman gösterir elbet. Ben bildiğim gibi şiir yazıp yayımlamaya devam ediyorum. Ödül almak ya da almamak bir şey değiştirmedi yani daha çok insana ulaşabilmek dışında.

Devrim Horlu, bir şair inceliği taşırken aynı zamanda zalim bir eleştirmen yanıyla da yazıyor. Estetik olanın içinde ciddi bir politik duruş da taşıyor, nitekim hayat tam anlamı ile politik zaten. Yazarken aklınızdan geçen sesleri biraz anlatır mısınız bize?

Biz huzursuz insanlarız. Bu hâle gelmemiz için bir şebeke durup dinlenmeden çalışıyor sanki. Bu şebeke her yerdedir. Herkes bunun bir üyesi hâline gelebilir. Kendimiz bile gelebiliriz. Yaşadığımız yer, ister şehir olsun ister kent, aslında kafamızın içidir. En büyük, en küçük, en güzel, en çirkin hane orasıdır. İşte bu şebeke bize ait o yere saldırıyor her gün. Onu da parselleyip satmak niyetinde. Bir anlamda, hayatta kalmak için ondan feragat ediyoruz zaten ama daha fazlasını istiyorlar. Her şeyleriyle uzanıyorlar bize. Elleriyle, siyasetleriyle, milliyetleri ve dinleriyle, çıkarlarıyla. Bizi ezip un ufak edeceklerini sandıkları ne varsa, o yeri ne ile fethedeceklerini düşünüyorlarsa, onlarla uzanıyorlar bize.

Yazarken de yaşarken de bunları unutmak mümkün olmuyor. Ben güzel bakıyorum dünyaya. Sizin tabirinizle zalim bir eleştirmen tavrı gelişiyorsa tam da bundan. Benim güzel baktığım dünyaya kem gözle bakanlar var çünkü.

Birçok yazarın da editörüsünüz aynı zamanda. Peki yazmak mı yoksa editörlük mü sizi daha fazla tatmin (mutlu) ediyor?

Esasında ne yazmak ne de editörlük mutlu olmak için. İkisi de büyük sorumluluk istiyor. İşi şakaya vurursak ben basit şeylerle mutlu olan biriyim ve ne yazmak ne de editörlük basit. Bir önceki soruda biz huzursuz insanlarız demiştim. Huzursuzluğun kaynağını da seçebilmeli insan. Yazarken de işimi yaparken de huzursuzum. Bu beni diri tutuyor. Elbette ben evvela bir şairim. Benim için aslolan yazmaktır.

Şiir bence edebiyatın en dikenli yolu, bu yolu nasıl ilerleyeceksiniz? Yeni projelerden bahseder misiniz bize?

Bana göre edebiyatta dikensiz yol yok. Ve tüm o dikenli yollardan yürüme niyetindeyim. Şiir yazmaya devam ediyorum. Yeni dosya çalışması sürüyor. Onun dışında bir öykü dosyası hazırlıyorum. Çocuklar için masal yazmaya devam ediyorum. Bu çalışmalar 2023 yılı içinde gün yüzüne çıkar.

Diğer yandan deneme türüne yeterince önem verilmediğini düşünüyorum. Buna yönelik bir çalışmam var. İlerleyen yıllarda deneme, roman gibi türlerde de eser vermek istiyorum. Zaman olursa Salinger’ın biyografisini yazdığım gibi başka edebiyatçıların da biyografilerini yazmak istiyorum. Neler olacağını zaman gösterecek.

Editör: Mete Karagöl