Yazar: 19:22 Şiir

Artı Sekiz

Köyün ortasında durur, çınar ağacı.
Kimine gölge olur, kimine uğrak.
Köy çocuklarına oyun arkadaşı, yaşlı amcalara yoldaş.
Yıllar geçtikçe irileşir, irileştikçe dirileşir.

Yalnız bir ağaçtır.
Kendi türünde hiç arkadaşı yoktur,
Köyün tek çınar ağacıdır,
Yalnızların acılarına dallanır budaklanır,
Çaresizliğini, sessizliğini, asırlık yalnızlığını,
Kimselere anlatamaz, anlatsa da anlamazlar.

Zaman dişli bir kavramdır.
Duru ve sakince yol alır,
İçine hapsettiğini, meleklerin ninnisiyle uyutur.
Gözler açılınca kıskacında, her şey başkalaşır.

Çınar ağacı zamanın sessizliğine kenetlenir,
Böylece asırlık yalnızlığını gövdesiyle devirir.
Derken meydanda küçücük bir çınar yeşerir,
Görmez bizimki onu, uzaktadır,
Uzakta ve mağrur.

Zaman yeni ninniler tutturur, küçük çınar uzar da durur.
Göğe yükselir, rüzgâr ile şarkılar söyler,
Yapraklarını döker, göğe uçurur,
Varoluşuna alışmış olan yalnız çınar,
Baharda yaprak döktüğünü zanneder.

Zamanla iki çınar birbirini görür, kabullenir.
Varoluşları ılık ikindiler gibi huzur verir,
Yalnızlık kavramı kendi kuytusuna çekilir,
Öyle ki tek olan hayatları artı sekiz farkla bir olur.


Baharda beyaz çiçek açar,
Çiçeklerini birbirine uçururlar,
Kış mevsiminde haberleşmek için meyvelerini saklar,
En ulaşılmayacak zamanda bile birbirlerine ulaşırlar.
Sevdadır yaşadıkları.

Bir gün ansızın büyük çınar
Asırlık kökünü küçük çınara uzatır,
Derin fakat tuhaf bir hisle birbirlerine dokunurlar,
O anda yalnızlıktan arınır,
Artı sekizin bir önemi olmadığını anlarlar.

Gökyüzü değişen maviliğiyle göz kırpar,
Büyük çınar taze bir sevinçle yeniden yeşermek ister,
Aynı topraktayken köklerinin bir olmaması,
İçinde derin oluklar açar, hüznünü artırır.

Ruhunda umut besleyen büyük çınar vazgeçmez.
Gürül gürül yaprakları, sessizliğe meydan okuyan hışırtısı,
Yeniden ve taze bir yaşam sevinci yeşertir.
Yağan yağmurlardan, kavuran güneşten, eğilmekten, bükülmekten,
Salt ve karşılıksız sevgiyle korur küçük çınarı.

Küçük çınar varlığıyla anne olur, baba olur, kardeş olur,
Yıllar öncesinin özlemini, sınanmışlığını, geç kalmışlığını,
Küçük gövdesiyle varlığına yüklenir, yeniden inancı diriltir,
Yanılgılar dünyasında kocaman bir sığınak olur.

Bazen meyvesini saçarak eğlendirir,
Bazen rüzgâr sesi ile ninniler söyler uyutur,
Koca gövdesi, geniş yapraklarıyla kol kanat olur,
Büyük çınarın evi artık köy meydanı değil, küçük çınarın yanıdır,
Orada büyütür geleceğini, yalnızlığıyla orada savaşır.

Fakat her şey zıddıyla kaimdir, bunu da öğrenirler.
Köy halkı koca çınarın yaşam seyrine bir son kararı verir.
Küçük çınarın varoluşu büyük çınarın yok oluşuna bağlanır.
Umutlu, neşeli ve anlamlı günler yerini huzursuzluğa bırakır.

Zaman gelir ve büyük çınarın yeryüzündeki maddi bağı kesilir,
Yürekleri yanar çınarların, yapraklarından yaşlar gelir,
Telafisi mümkün olmayan bir kayıp, sonsuzluğa doğru derin bir yas.
Yeryüzünde köklerinden ayrılıp inancını yitirmiş olmak!

Kabullenmek zaman alır, zaman alır yaşamın yükünü.
Varoluşun öfkesini, sevginin kudretini, nefes almanın bedelini…
Zaman alır. Zaman alır. Zaman alır.


Koca çınardan geriye küçük bir kök kalır.
Umuttur büyük çınarı ve artı sekizliği yaşatan,

Sevdadır bir yaşamalarını sağlayan, yaşadığını görmektir,
Uzaktan bakmaktır kavuşacak günlerin hayalini yeşerten,
Artı sekizden çok birbirini anlamaktır onları bir yapan,
Hayatı anlamlı kılan aynı duygularda yaşamaktır.

Böylece iki çınar, yalnızlığın toprağında kökleriyle orman yeşertecektir…

Editör: Melike Kara

Seraceddin Levent Zorluoğlu
Latest posts by Seraceddin Levent Zorluoğlu (see all)
Visited 17 times, 1 visit(s) today
Close