Yazar: 20:55 Haber, Kitap İncelemesi, Roman

Savrulan Bulutlar: Yağmurlu Otel Odaları, Tutku ve Savaş

Savrulan Bulutlar, Fumiko Hayashi’nin ölümünden önce yazdığı son romanıydı. Ödüllerle, iniş çıkışlarla, alkışlarla geçen hayatından kalan onlarca eserin ardından yazdığı en olgun, en can yakan metin. Bu lirik ve coşkulu roman yıllar sonra ilk kez Amorf Kitap tarafından Sare Burcu Şen çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı.

Fumiko Hayashi bu çığır açan romanında, acı dolu bir aşkın ve bir kadının savaş sonrası Japonya’sının acımasız gerçekleriyle başa çıkma mücadelesinin güçlü hikâyesini anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasındaki yıllarda geçen roman, bu karakterlerin hayatlarını ve hasarlı ruh hallerini, içinde yaşadıkları zamanın karmaşasını yansıtıyor. Hayashi’nin sade ve etkileyici romanı, bir kadının bakış açısından Japon sömürgeciliğinin ve Japonya’nın savaş sonrası deneyiminin acımasızlığının nadir bir portresini sunuyor. 

Yukiko, Çinhindi’nde Japon bakanlığı için sekreter olarak çalışırken Tomioka ile tanışır ve ilişkileri başlar. Savaştan sonra Tomioka karısına döner ama Yukiko’ya karşı duygusal olarak bağlı kalır ve ilişkilerini bitirmeyi reddeder. Bu arada Yukiko, savaş sonrası kökten değişen Japonya’da yolunu bulmak zorundadır. Yukiko ve Tomioka’nın hayatları bir kez daha kesiştiğinde, tutku ve çaresizlik duygularıyla şekillenen bir yola girerler. İlk kez 1951 yılında yayımlanan Savrulan Bulutlar, Modern Japon Edebiyatının klasiklerinden biridir ve efsanevi Japon yönetmen Mikio Naruse tarafından filme çekilmiştir.

Yazarın filmi andıran hayatı, kitabın da filme çekilmesiyle kendine şahane bir final yazmış gibi.

Savrulan Bulutlar’daki karakterlerin adeta yaşayan tiplemeler olması, okuma zevkini üst seviyeye çıkartıyor. Koda Yukiko dayanıklı, kendi kararsızlık bataklığında çırpındığı anlarda dahi güçlü olan, sürüklenmeyi zayıflık olarak görmeyen, her şekilde ayağa kalkıp dizlerindeki tozu silkeleyerek devam eden bir kadın karakter olarak romanın ana dinamiğini oluşturuyor. Yukiko ise hayatına girdiği her kadını kendi uçurumuna çeken, kayıtsız, teslim olmuş, ama Yukiko’nun şiddetli tutkusu karşısında her seferinde çaresiz kalan bir kayıp ruh.

 Yan karakterler sadece ana karakterlerin ilerleyişine hizmet etmek yerine, iç içe geçmiş bir olay örgüsünde kendi hikâyelerini yaratıyor. Hayashi tüm karakterleri sigorta kutusu birbirine bağlamayı başarmış.

Bir tarikatın gücünü arkasına alarak yükselen ve Yukiko’nıun karanlık geçmişinden gelen pozitivist Iba, romanın kritik bir noktasında konuşlanıyor. Çinhindi’nde dostu Tomioka ile birlikte Yukiko’ya âşık olan Kano da saf aşkın, dürüstlüğün nasıl yaşanacağı konusunda farklı bir bakış açısı sunuyor. Bunun yanında sadece hayvani tutkularıyla yaşayan otelcinin karısı ve Tomioka’nın ilk karısı, yaptıkları seçimlerle kurguyu bambaşka noktalara taşıyorlar.

Savrulan Bulutlar, Jappon işgali altındaki Fransız Çinhindi’nin yemyeşil doğasından savaş sonrası Japonya’nın ıssız kaosuna doğru dinmeyen yağmurlar ve bitmeyen sakeler eşliğinde bize olağanüstü bir atmosfer vaat ediyor.

Olağandışı durumların, savaşın, felaketin günlük ilişkilere yansımasını anlatırken Japonya’nın kendine has ağaçları, arka sokakları, soğuk otel odaları ve ıssız adaları bizi bambaşka dünyalara çekiyor.

Hayashi bu romanı kelimelerin gücünün zirvesindeyken yazdı. Savaş sırasında katıldığı kadın hareketleri içinde radikal düşüncelerini en ateşli biçimde savunurken eleştirilere maruz kalsa da geri adım atmadı. Kaleminin gücüyle dürüst bir hayat sürdü. Eşleri ve oğlu onu yalnız başına ölüme terk ederken okurları sahiplendi. Ölümünden sonra Japon halkı ona olan tüm sevgisi ve saygısıyla ülkede heykellerini dikti.

Bir yazar gibi yaşayıp ölen Hayashi’nin ruhuna ve kalemine saygıyla,

Savrulan Bulutlar okurunu bekliyor.

KİTAP HAKKINDA NE DEDİLER?

Savrulan Bulutlar dönemin sosyal çıkmazları arasında mücadele eden bir kadının çarpıcı portresini sunuyor. Kişisel yörüngelerdeki kopuş duygusunu yakalıyor ve bireylerin yıkılan hayallerin enkazı arasında umudu ve anlamı yeniden inşa etme kapasitesini yansıtıyor.”

Jan Ericson, Colorado College, Be a Woman: Hayashi Fumiko and Modern Japanese Women’s Literature kitabının yazarı

“Fumiko Hayashi’nin son dönem başyapıtlarından biri olan Savrulan Bulutlar, savaş sonrası Japonya’sının kaotik, belirsiz dünyasını tasvir ederken kendi olağanüstü deneyimlerini yansıtıyor. Sade bir düzyazı üslubuyla, dönemin çalkantısını, sömürgeciliğin kibrini ve yenilginin acizliğini yakalıyor.”

Rebecca Copeland, Washington University in St. Louis, Lost Leaves kitabının yazarı

“Roman, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonların Çinhindi’ni işgalinin rahatsız edici sonuçlarını etkili bir şekilde aktarıyor.”

Library Journals

“Olağanüstü bir kitap.”

The Japan Times

FUMİKO HAYASHİ KİMDİR?

Fumiko Hayashi (1904-1951) Japonya’da hem eleştirmenler hem de halk tarafından sevilen bir romancı, şair ve kısa öykü yazarıydı. Yirminci yüzyılın en önemli Japon romancılarından biri olarak kabul edilen Hayashi, Horoki adlı romanın da yazarıdır. A Late Chrysanthemum adlı antolojinin de çevirmenidir: Japoncadan Yirmi Bir Öykü, Nagai Kafu’nun iki romanı ve Kawabata Yasunari’nin bir kısa öykü derlemesinin de çevirmenidir. Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi tarafından edebiyat dalında Akademi Ödülü’ne layık görülmüştür. Hayashi, Moji-ku, Kitakyūshū, Japonya’da doğdu ve yoksulluk içinde büyüdü. 1922’de liseden mezun olduktan sonra Tokyo’ya taşındı ve 1926’da resim öğrencisi Rokubin Tezuka ile evlenmeden önce çeşitli işlerle kendini geçindirerek birkaç erkekle yaşadı. Bu süre zarfında Futari şiir dergisinin yayımlanmasına da yardımcı oldu. 1930’da yayımlanan otobiyografik romanı Bir Serserinin Günlüğü (Hōrōki) çok satanlar listesine girdi ve ona yüksek bir popülerlik kazandırdı. Sonraki eserlerinin çoğunda da otobiyografik bir arka plan vardı.  1938’den itibaren Japonya’nın militarist rejimini destekleyen savaş muhabirleri Pen butai’ye (Kalem birlikleri) katılan Hayashi, Çin-Japon Savaşı hakkında raporlar yazdı. 1941’de işgal altındaki Çin’de Mançurya’ya giden ve aralarında Ineko Sata’nın da bulunduğu bir grup kadın yazara katıldı. 1942-43’te yine daha büyük bir kadın yazar grubunun parçası olarak Güneydoğu Asya’ya gitti ve burada Andaman Adaları, Singapur, Java ve Borneo’da sekiz ay geçirdi. Daha sonraki yıllarda Hayashi, devlet destekli savaş zamanı propagandasıyla iş birliği yaptığı için eleştirilere maruz kaldı, ancak Sata’nın aksine hiçbir zaman özür dilemedi. 1948’de Late Chrysanthemum (Bangiku) adlı kısa öyküsüyle 3. Kadın Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Asahi Shimbun’da tefrika edilen son romanı Meshi, ani ölümü nedeniyle yarım kaldı. Hayashi 28 Haziran 1951’de miyokard enfarktüsünden öldü, kocası ve evlatlık oğlu tarafından terk edildi. Cenazesi yazar arkadaşı Yasunari Kawabata tarafından kaldırıldı. Hayashi’nin Tokyo, Shinjuku Ward’daki evi daha sonra Hayashi Fumiko Memorial Hall adında bir müzeye dönüştürüldü. Hayashi’nin gençlik yıllarında yaşadığı Onomichi’de anısına bronz bir heykel dikildi.

Visited 24 times, 1 visit(s) today
Close