Yazar: 20:00 Şiir

Matilda

Metruk binalar içimde
Ve ‘Wild West’ altınından bozma dişimde
Kamaşmayan aynaların yansısı varken,
Vakit gecenin hep bir yarısıdır
Sağrısıdır nehirlerin dizinin dibinde
Korkup sinmiş bir Servetifünun ağrısıdır!
İlle de istibdat kucaklasın beni.
Kan paklasın senin yerine diyen
Yardım ve kaltaklık yapmaya teşne
Ne kadar plastik şiir varsa sakladım
Seni gömdüğüm mezarın en derinine.
Suyu suyla yıkayan efsun, göz sulandıran buhur
Katran karası nur ve mürted dostlar edindim boş  bıraktığın sol yerimde.
Bu yer ki yer ile yeksan
Ve bilinmez bir lisan ile noksan tenimde,
Vuslatı terennüm etmekte şimdi.
Ne zamandan beri şekere esmer, adaya kumral
Güneşe sarışın demektesin  bilememekteyim Matilda.
Mavi kanı ve kirli tacıyla her ölene nedendir bilinmez, üzülememekteyim.
Ama biliyorum Matilda:
Engerekler büyüten koynunun
Ve ince endamının payitahtı olan,
Suna boynunun teşbihi yok!
O yüzden yüzüme sür,
Kutsal metinlere inat  tomurcuklanmış göğsünü
Hiç düşündün mü Matilda,
Sever miydi armut reçelini Cengiz Han?  
Türkü söyler miydi Napolyon,
Ve dans eder miydi Hitler hiç?  Düşündün mü hiç
Gittiğin yola reva olan hüznümü
Bir mitralyöze siper olan göğsümü  
Bilinmez bir dile hapsolmuş topal sözümü bir de.
Ezanların böldüğü çok duraklı uykumun
Biteviye kararan ufkumun antik çağısın artık.
Persapolis’in kanı, Ninova’nın ateşi değil
Nal sesiyle çiğnenmiş ve çocukça gönenmiş
Buğday benizli boşluklar kaldı senden geriye.
Sonra sürreal bir talan… Öteye beriye…
Yattığın yer incinmez
Ama gittiğin yer incinir unutma Matilda.
Yokluğun büyürken, büyürken gidişlerin
Bir otobüs garından başka bir gara giden çocukluğun büyümez,
İncinmiş-incitilmiş kadınlığın büyümez.
Sudaki şavk da masalsı aşk da sen değilsin,
Sen değilsin Matilda… Ya da sensin Matilda.
Sensin sesime yaslanan,
Kalbi taşlanan hep sensin.
Sensin dilimin ucundaki kinle öpüşmeler
Ve öznesi düşmüş devrik sevişmeler perisi.  Peki gerisi?
Gerisi merhamet çarkına sokulan çomak,
Varken yok oluşun, kendini kendinde buluşun
Buldukça kanatsız gayrete gebe uçuşun gibi
Yararsız bir Pegasus’a özendin.
Hani kanatların da yok ama
Kanattıkların var unutma!
Sadece seni değil
Ekmeğin sıcağını, suyun serinini
Deryaların en derinini de sevdim Matilda.
Hani tanrısı ile sanrısı bir olanların, geride kalanların
Ve ince işlenmiş yalanların şerefine,
Kaldırdığım kadehi de sevdim.
Turabdinli Asuri bir rahip görmüş falında: Üç vakte kadar yoksun,
Sonra yine yok Matilda
Ve hep yok… Bütün yokları var ederek yoktan varı yaratıyor
Ruhunda incinmemiş hasretleri kanatıyorsun.
Sana sözüm söz Matilda,
Uğruna şiirler yazılan kadınlar tanrıçası,
Kentli bir şamanın devren satılık ikonası
Ve şirk diniyle tapılası kadın…
Sana sözüm söz!
Çocukluğunun çekik gözünden vurulacağım,
Durulacağım anız yangınlarında.
Ve ekşi kokan dolmuşlarda şiirler yazacağım
Senin bilinmeyen adınla.
Kod adı: Matilda!


editör: Melike Kara

Abdulkadir Laloğlu
Latest posts by Abdulkadir Laloğlu (see all)
Visited 21 times, 1 visit(s) today
Close