2000’li yılların ortasından beri kafamızı yastığa koyup tavanı izlediğimiz her anda kaliteli ve bizleri düşünmeye sürükleyen şarkı sözleriyle zihnimizin karanlıklarını aydınlatan Kayra’yla siz mahaledebiyat.com okurları için bir söyleşi yaptık.

Söyleşimize geçmeden önce sizlere Onur İnal’ı tanıtmak isterim. MC kimliğini bir kenara bıraktığımız zaman kendisi  bir İngilizce öğretmeni ve öğretmenlik yaşantısına aktif şekilde devam ediyor. Kim bilir belki de eserlerinin bu kadar etkileyici olmasının en büyük etkenlerinden biri eğitimci kişiliğinin olmasıdır. Onur İnal ve Kayra’nın ortak noktalarından bahsedecek olursak Karabük, Karabükspor ve Ankara’yı belirtmemiz gerekir. Söyleşimize geçmeden röportaj teklifimizi kabul ettiği ve sorularımızı cevaplandırdığı için Kayra’ya çok teşekkür ediyorum.

  1. Öncelikle teklifimizi kabul ettiğiniz ve mahaledebiyat.com’a konuk olduğunuz için teşekkürler. Nasılsınız? Dilerim sizin adınıza her şey yolundadır ve sağlığınız yerindedir. Başlangıçta okurlarımız için biraz kendinizden bahsetmek ister misiniz? Kayra kimdir, Onur öğretmen kimdir?

Asıl ben teşekkür ederim. İyiyim sağ olun. Zorunda olmadıkça evden çıkmamaya çalışarak geçiriyorum günleri.

9 Ağustos 1985 Karabük doğumluyum. Üniversiteye gidene kadar hep Karabük’te yaşadım. 2003 senesinde Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanıp Ankara’ya gittim. 2009’dan beri İstanbul’da yaşıyorum. Evliyim. Rüya adında bir kızımız var. Kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz. Kayra şöyle biridir Onur böyle biridir gibi bir durum pek olmadı benim için. Ayrı iki karakter gibi görmedim genelde.

2. 2013 senesinde Farazi ile beraber yayınladığınız “Hayalet Islığı” albümü üzerinden geçen yıllara rağmen etkisini korumakta ve Türkçe rap tarihinde kült bir albüm haline gelmiş durumda. Albüm için çalışmalara başladığınız dönemde albümün bu başarıyı yakalayabileceğini ve böyle derin bir etki bırakabileceğini düşünüyor muydunuz?

Sadece albümle ilgilendik. Herhangi bir planımız ya da tahminimiz yoktu. Hazırlandığı yıllar içerisinde sürekli farklı bir boyut kazanıp kendi içerisinde anlamlar oluşturdu. Kimi zaman tıkandı, ilerlemedi belki süreç içerisinde iptal olan bir albüme de dönüşebilirdi ama bir şekilde kendi yolunu çizip dinleyiciye ulaştı.

3. Trap akımı ile Türkçe rap bambaşka bir ivme kazandı. Düğün salonlarından, büyük festivallere uzanan bu kültür sizce benliğini yitiriyor mu?

Benliğini yitirdiğini düşünmüyorum aksine sevilse de sevilmese de benliğine yeni ifade biçimleri, yeni boyutlar, farklı manalar kattığına inanıyorum. Değişim, farklı boyutlar kazanma, jenerasyonlara göre biçim ve içerik değişiklikleri bu müziğin doğasında var, olmaya da devam edecek.

4. Bu soru biraz kalp kırıcı olacağı için kelimelerimi dikkatle seçmeye çalışacağım ama Kayra dendiğinde insanların aklına gelen birkaç önemli noktadan biri Karabükspor. Karabükspor’un yükseliş döneminden hemen sonra yakaladığı başarısızlık zinciri, sizi sosyal anlamda etkiledi mi ve bu durumun müzikal anlamda bir etkisi olduğunu söyleyebilir misiniz?

Herhangi bir etkisi olmadı. Zaten Karabükspor’a dair yaşanabilecek en büyük felaketi 15 mayıs 1994 tarihinde yaşadık. Karabükspor’un mevzu bahis olduğu hiçbir acı o tarihte yaşadığımızın yanına yanaşamaz bana göre.

5. Biraz da Kayra röportajlarının olmazsa olmazı “hikaye anlatıcı” tarzınızdan bahsetmek isterim. Bu tarza yönelişiniz nasıl oldu? Ve bu soruyla bağlantılı olarak öğretmenlik yaşantınız hakkında bir devam sorusu sormak isterim. Mesleğiniz gereği bir sürü öğrenciyle muhatap oluyorsunuz. Hiç eserlerinizde öğrencilerinize yer verdiğiniz oldu mu?

Storytelling hiphop tarihinin tüm dönemlerinde mc’lerin sık sık başvurduğu bir yöntem. Yerli yabancı bir sürü örneğini dinledim ve hep çok istedim şarkılarda hikaye anlatabilmeyi. Şarkılarda hikaye anlatabilen müzisyenlere imrendim. Ben de yapmak istedim ve bu doğrultuda çalıştım.Çalıştıkça oturdu bir şeyler ve zaman ilerledikçe özgünlüğünü oluşturdu. Şarkılarda herhangi bir öğrencimden bahsetmedim şu ana kadar.

6. Biz dinleyiciler olarak eserlerinizde edebi kimliğinizi öne çıkarttığınızı düşünüyoruz. Acaba bu edebi kimlik ilerleyen dönemde bir kitap yazmanıza sebep olabilir mi? Böyle bir planlamanız var mı?

Çok farklı alanlar. Birbiriyle çok bağlantılı olduğunu düşünmüyorum şarkı sözü yazmak çok daha farklı özellikleri olan bir alan bence. Şu an böyle bir planım yok. Birkaç arkadaş birleşip fanzin çıkartmak isterim ama.

7. Geldiğim Yer projesinde üstüne basa basa, çocukken yaşadığınız anlamlandırma ve keşfetme çabanızdan bahsediyorsunuz. Acaba Kayra’yı Kayra yapan, bu yaşına kadar sürekli bir şekilde anlamlandırma kaygısı gütmesi mi oldu?

Kesinlikle etkisi olmuştur ama bunu şöyle etkisi olmuştur şuna sebebiyet vermiştir şeklinde somut bir biçimde ifade edemem. Belki de bu şekilde ifade edemiyor oluşum en net ispatıdır.

8. Malum bir süre önce birbirinden değerli rap camiası isimleriyle ortak projeniz olan 90 BPM ile anlaşmalı şekilde yollarınızı ayırmıştınız. Biz dinleyenler olarak bu duruma çok üzülsek bile saygı duymaktan başka elimizden gelen bir şey olmadı. Asıl soruya gelecek olursak 90 BPM gibi kalabalık bir oluşumda gerek konser gerekse kayıt tarihlerini ayarlamada ne tarz sıkıntılar yaşayıp, üstesinden nasıl geliyordunuz?

Öyle çok büyük sıkıntılar yaşanmıyordu. Genelde çok önemli bir iş varsa herkes kendini ona göre ayarlıyordu. Kimi zaman tam kadro olunmadığı oluyordu ama tam kadro olunması gerektiği zamanlarda da dediğim gibi herkes kendini önceden ayarlıyordu.

9. Eski açıklamalarınızda, okurken yarıda bıraktığınız ve tamamlamayı ertelediğiniz kitaplar olduğundan bahsetmiştiniz. Acaba aynı durumu filmlerde ve şarkılarda da yaşıyor musunuz? Varsa bize bunlardan bahsetmek ister misiniz?

Bazı kitapların hakkını veremeyeceğimi hissettiğim zaman bu dediğinizi yaptığım oluyor. Bir köşeye fırlatıp unutmuyorum asla sadece kafamda oturtmaya, daha iyi özümseye çalışıyorum. Bazen endişeyle gereksiz yere yaptığım da oluyor. Bu durumu diğer alanlarda pek yaşamadım. 

10. Özellikle son dönemlerde üretkenliğiniz üst seviyelerde geziyor ve tabii ki bu durum biz dinleyenleri mutlu etmekte. Acaba buradan haberini verebileceğiniz bir proje hazırlığı var mı?

Son dönemde yayınlanan işler aslında güncel bir üretkenliğin sonucu ortaya çıkan işler değil. Birçoğu eskiden yazdığım şarkılar. Daha yayınlanmamış ve eskiden yazdığım şarkılar var ama adı konulmuş bir ilerleme yok şu anda. Zaten hala zorunda olmadıkça evden çıkmıyorum. O sebeple ne zaman yeni kayıtlar alabilirim bilmiyorum.

11. Müzik piyasasında yer edindiğiniz andan itibaren yaptığınız işlere sadık ve kemik bir dinleyici kitlesine sahip oldunuz. Özellikle son dönemde Rap müzik piyasasının popüler hale gelmesiyle beraber dinlenmeler tavana vurmuş durumda. Peki sizce rakamlar kaliteyi belirler mi?

Rakamlar birçok açıdan önem taşır bence ama  kaliteyi belirleme noktasında asla tek başına bir hükmü yoktur. Şu an aşırı yetenekli gencecik arkadaşlar var ve cidden o yeteneklerine, kalitelerine göre az sayıda dinlenmeleri var ama bu onların kalitesinden ve yeteneğinden hiçbir şey eksiltmiyor.

12. Yıllardır  farklı sahnelerde yer almış biri olarak unutamadığınız bir konseri ve konser anınızı bizlerle paylaşmak ister misiniz?

Hayalet Islığı çıktığı zaman Peyote’de gerçekleşen konser çok güzel bir konserdi. Böyle bir soru sorulduğu zaman direkt aklıma o konser geliyor. O konserin yeri her zaman ayrı olacak. Anı olarak adlandırabilir miyiz bilmiyorum ama ilk kez sahneye çıktığım konserde o kadar utanmıştım ki sahnede sürekli arkamı dönüp durmuştum. O konserden sonra bir daha yapmadım öyle bir şey ama hala utangaçlığım devam ediyor ve devam edecek gibi gözüküyor.

13. Müzisyen kimliğinizin yanı sıra bir İngilizce öğretmenisiniz. Fakat eserlerinizde dilleri harmanlamayı tercih etmiyorsunuz. Sizce özellikle son dönemde çıkan işlerde İngilizce ve Türkçe’nin harmanlanması ne kadar doğru?

Ben bu durumda doğru ya da yanlış diye ifade edilebilecek bir taraf olduğunu düşünmüyorum. Şarkılar özgür olunan nadir alanlar arasındadır ve her şey şarkıyı yapanın keyfine, yapmak istediğine bağlıdır diye düşünüyorum.

14. Röportajımızın sonuna gelirken artık mahaledebiyat.com için bir klasik haline gelmiş olan, okurlarımız için kitap, film ve şarkı tavsiyelerinizi almak isteriz. Bizlere önerebileceğiniz eserler nelerdir?

Kitap: Thomas Mann – Büyülü Dağ.

Film: Yönetmenliğini Ahu Öztürk’ün yaptığı Toz Bezi.

Albüm: Meyhem Louren, DJ Muggs-Gems from the Equinox

Ve bu soruyla beraber röportajımızın sonuna geliyoruz. Bu keyifli sohbet ve soru – cevap için Kayra’ya saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Okuduğunuz için teşekkürler. Mahal’de kalın 🙂

Visited 104 times, 1 visit(s) today
Close