Olası bir zapta karşı pervazlara
konuşlandım
-ürkekliğim toy kuşundan hallicedir.
Yığınakları gövdemde karşıladım
Tetiklerin dili koptu
Üç beş adımlık menzilde
Dört asırlık bekledim
Kıyametler ileri
Dirim daima geri
Köksüzlük damarlarıma şahittir
Son damlası akış-
Kan
Elbette yaralar alınır
Ama meydanlar
Kül kokar
Sağ elim alnıma değen siperde
Ceplerimde boş kovanlar
Sahi ya kovanlar ve kovulanlar
Bir gün doğum vaktiydi
Penceremde davetsiz kanatlılar
Avucumda ne varsa verdim
Teninde ince bir sızı vardı
Ben kabuklarımı verdim.
Editör: Melike Kara
- Bir Hüviyetin Son Senfonisi - 30 Nisan 2024
- Kant’ın Gözlüğü ve Kırık Aynalar - 22 Nisan 2024
- Rivayet Odur Ki - 15 Kasım 2023