Sonsuz damlacıkları var duvarlarımın
Kayıtsız ve sansürsüz pürüzleri
İçinde buruk içkiler mayalanır
Dışarda ulaşmaya çalışan yığınca zampara
Her darbe döker boyalarını duvarlarımın
Her darbem yeni bir dünya savaşı yaşatan, canavarların
Asılsız haberleri bölük pörçük hissiyatımın ölümü
Ve yazamamam sevgisizliğin en büyük eseri, en bildiğim yokluğunun filizleri…
Ve ahmaklığın oyununda
En ön balkonunda
Ağlıyorum…
Yanıyor cehennem
Ayaklarımın altında…
Ellerim duaya aç…
Ve susayan cennette…
Nerede sorarım seni?…
Kime?…
Kaçta?…
Nasıl, nasıl sorarım seni?…
Buzul isyan damarlarında…
Şakaklarında kardelenler çatırdar….
Turkuaz kana bulandı
Artık hiçbir şiir masum değil
Elleri cinayetli…
Benim küçük Sine’m
Hayatı boyunca bağrında acıyla
Sırtında tüm namus kanlarının yükü
Teninde açan karanfiller
Ellerinde urgan kesiği
Ayağındaki nasır yarığı, topuk dikeni
Belinin kıvrımında mıhlı şiirleri
Ne yaşarsın, ne yaşamışsın ve yaşayacaksın,
Arsız kıyamet önce sende koparken, saniyesine öldüren…
Hayat karartan elleri intiharımla hapsettim
Yaşamayan acımasızlar çıkardı müebbetinden…
Ya tekrar ölürsem?…
Bir insan birden fazla ölebilir elbet…
Cehennemden kurtulmak için…
- Çoklu Ölüm - 16 Haziran 2021