Selim Erdoğan’ın Kronik Yayınları tarafından yayımlanan ilk eseri Sakarya, oldukça beğenilmiş ve tarih severler tarafından ilgi görmüştü. İkinci kitabı Büyük Taarruz da aynı hassasiyet ve özenle kaleme alınmış. Ben bu seriyi tarih kitabından ziyade milli mücadeleye yolculuk olarak düşündüm. Bu düşünceyle eseri bir solukta okudum diyebilirim…
Bu seriyi severek okumamın sebebi, yazılı kaynakların yanı sıra görsel anlamda zengin olması. Kitabın yazımı esnasında arazi çalışmaları yapılmış ve adı unutulan, bilinmeyen birçok şehit bu çalışmalar sırasında bulunmuş ve anılmıştır. Bu durum tarihi seven ve merak eden her insanın gözünde önemli bir değerdir.
Cephede Milli Mücadele Serisi’nin ikinci kitabı olan Büyük Taarruz, bir önceki eser Sakarya gibi Yunan ve Türk kuvvetlerini detaylı olarak incelemiş. Sakarya Meydan Muharebesi’nden büyük yara alan Yunan kuvvetleriyle beraber diğer düşman ülkeleri de nihayet sert kayaya çarptığını anlamıştır. Sayı ve ekipman olarak az sayıda olan Türk kuvvetlerinin kimsede olmayan gücü, başarılı bir başkomutanı Mustafa Kemal’i vardır. Mustafa Kemal, savaş taktiklerinin yanı sıra diplomasi ilişkilerinde takındığı tavır ile göz dolduran ve çok konuşulan bir lider olmuştur.
Türk kuvvetleri Sakarya Meydan Muharebesi ile başarısını ispatlamıştır. İtilaf devletleri Yunan askerlerine verdikleri desteğin karşılığını görememiş ve artık bu savaşı diplomasi yollarıyla bağlamaya çalışmaya başlamışlardır. Nitekim Ankara Hükûmeti’ne sundukları her anlaşma yeni bir esarete gebedir. Mustafa Kemal çok kararlıdır. Bu vatanın evlatları esaret altında yaşamayacak, hür olacaktır.
Mustafa Kemal yaptığı stratejik hamleler ile düşmanını hem sahada hem diplomaside yener.Düşmanının zaaflarını iyi bilen başkomutan onların dilinden konuşur. Onun bu yüksek dehasına düşman milletler şaşırır ve ondan çekinir.
Kitabın sonunu bilmenize rağmen endişe ediyor, üzülüyor ve nihayetinde seviniyorsunuz. En önemlisi de yaşadığımız coğrafyanın kıymetini tekrar anlıyorsunuz. Bir dünyanın arzuladığı bu topraklar çok zor şartlar altında kurtarılmış, bunun farkına varmak çok önemli. Bu sebeple milli mücadele yolculuğunu tanımanın ve anlamanın, bu vatan üzerinde yaşayan her bireyin bilmesi gereken bir ödevi olduğunu düşünüyorum.
Kitap yine görsel bakımından, tablo analizleri açısından ilk kitabındaki gibi oldukça zengin tutulmuş. Özellikle en sonunda bulunan Başkomutanlık Meydan Muharebesi atlasının görselleri epey göz doyurucu. En sonunda kitaba yerleştirilen cephe haritası beni epey mutlu etti. Okurken olay örgüsünü daha iyi anlamanız ve kendinizi kitaba kaptırmanız için bu haritayı, kitabı okurken kullanmanızı öneririm. Daha keyif alarak okumanızı sağlayacaktır.
Mustafa Kemal’in askeri zekasına, kararlı ve kendinden emin duruşuna, yaptığı hamlelerin ardındaki başarıyı gördüğünüzde kendisine daha çok saygı duyuyorsunuz. O dönemin şartları ve imkansızlıklarında yeni ve hür bir vatanın heyecanını okurken epey hissettim.
Okurken öğreten, öğretirken keşfettiren bu güzel serinin ikinci kitabını mutlaka tavsiye ederim. Serinin devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
Sevgilerimle
- “İnferis” Kitap İncelemesi - 9 Ağustos 2022
- Mahfi Eğilmez ile Söyleşi - 1 Ağustos 2022
- “Küçük Hasır Şapka” Kitap İncelemesi - 25 Temmuz 2022