Kasiyer, Sayaka Murata tarafından yazılmış, normalliğin ne olduğunu sorgulayan/ sorgulatan eşsiz tatta bir roman. H. Can Erkin çevirisiyle Turkuvaz Kitap tarafından 2019 Kasım’ında basıldı.
Ana karakter Keiko Furukura isimli otuz altı yaşında ve on sekiz yıldır aynı markette kasiyerlik yapan bir kadın. Yazar da aynı zamanda yarı zamanlı olarak kasiyerlik yapmaktadır. Bu durumun da market ortamının işleyişini anlatmasındaki doğallığa bir katkı sağlamış olması muhtemeldir. Furukura, üniversitede okurken başladığı kasiyerliği otuz altı yaşına kadar bırakmaz. Aynı markette çalışmasını sürdürürken müşteriler değişir, müdürler değişir, ürünler, reyonlar, reklamlar değişir yalnızca Furukura değişmez.
Furukura, çevresi tarafından normal sayılmayan bir kadın olarak çıkar karşımıza. Normal değildir çünkü toplumun beklentilerini karşılamaz. Evlenmemiştir, çocuğu yoktur, üniversite mezunudur ama işini hiç değiştirmeyi düşünmemiştir. Bunları yapmamış olması bir tercihten çok Furukura’nın “normalidir.” Tek başına yaşamaktadır ve evinde de marketten aldığı ürünleri tüketmektedir. Market o kadar içine işlemiştir ki izin günlerinde yardıma gider ya da evde olduğu sırada saate bakıp markette şimdi ne yapılıyor olduğunu söyler. Yemek saati, reyon düzenleme saati, diğer çalışanların giriş saati, çıkış saati… Yani Furukura markette değilken bile markette olan bir karakterdir. Bu durumdan şikayetçi değildir de aynı zamanda, kasiyer olarak kendisini dünyanın bir parçası saymaktadır. Bir bölümde şöyle der; “ O an ilk kez dünyanın bir parçası olmuştum. Ben şimdi doğdum işte diye geçirdim içimden. Dünyanın normal bir parçası olarak işte bugün gerçekten doğdum.” Ailesi ve çevresi tarafından hep bir “düzeltilmeye” maruz kalmaktadır ve bunun nedenini anlayamaz. Evlenmemiş olması ve hala sabit bir işte değil de bir markette çalışıyor olması şaşkınlıkla karşılanır. İş konusunda tercihi buysa bile en azından evlenmiş olmalıydı! Okul arkadaşlarıyla bir buluşma sonrasında bir farkına varış yaşar Furukura, der ki “normal dünya zorba bir yer, yabancı maddeler derhal sorgusuz yok edilir. Makul olmayan insanların mutlaka icabına bakılır.” Ailesinin neden bu kadar çabaladığını anladığını ifade eder.
Market hep içindedir, onun için bir sığınma yeridir adeta. Oranın sesini duyduğu zaman rahatladığını görürüz. Kendisi de bunu destekler nitelikte şu cümleleri kurar;
“ Ben bir insansan çok bir market çalışanıyım. Sefaletin dibinde de yaşasam, bir sokak başında yığılıp öleceğimi de bilsem, bu gerçekten kaçamam. Hücrelerim yaşamını market için sürdürüyor.”
Kasiyerlik, Furukura’nın kendi olma yoludur. Bu yolda insanları taklit ederek var olmaya çalışır. Bir çalışanın gülüşünü alır, başka birinin “Hoş geldiniz” deyişini, bir başkasının giyindiği mağazadan alışveriş yapmaya başlar. Böylelikle yavaş yavaş kendini kurmaktadır.
“Buyrun efendim”
“Hemen efendim”
“Teşekkür ederiz”
- Kadının “Ad” Mücadelesi ve Duygu Asena - 30 Temmuz 2021
- Behçet Necatigil Şiirinde Ev İzleği - 15 Nisan 2021
- Heykelin Başkaldıran Dehası: Camille Claudel - 8 Mart 2021