avcunun içindeki fırtınayla
yüzümü gümüşledim
ellerin nasıl mübarek bir fiildir
sana anlatamam
gölgende saçlarımı tımarladım
bir bir
dualarımı gene seher vaktinde
okudum pirinç taneleri gibi
renk renk, zevk zevk dualarım
parlacıklar
sevdanın yükünü kahırlandım
martın 21’inde
bahar ışırken yüzümüze
ben talihimi sırtlanıp
elimde asa mor bir vadiye
doğru yola çıktım
yol uzun, karanlık ve derindi
gecenin karanlığını dudaklarındaki
azgın şarkılarla biçmeyi denedim
minyondu kulakların
bu dünyanın acısını, kahrını, katranını
işitmesin diye icat edilmişlerdi, anladım
ben anladım senden esen yelin
kaç cennete bedel
kaç çeşit, kaç çeşni, kaç lezzete hemhal olduğunu
ben anladım sevdanın köpüklenen bir yara olduğunu
ama zavallı bir sokak köpeği olmaktan da gurur duydum
aşkta gurur olmaz diyenler suratıma baksınlar
baksınlar da görsünler
yüzüm nasıl ay gibi
ortadan
ikiye ayrılır
gözlerim nasıl bir acının tufanını yaşar
burnum kokunla var olur
kulaklarımın arkasında birkaç
damla salyan var
dokunduğun yerler kaybolur diye
yıkamam hiç yüzümü
sen gel de bir panayır kurulsun içime
arınsın tüm zerrelerim
zehir taneciklerinden
ayrılık kucağımda
cigarama ortakçı
sabırsız rezil rüsva bir pezevenk gibi oturur.
Editör: Melike Kara
- Yalnızlığın Girdabında Bir Kiralık Oda - 15 Kasım 2024
- Kına Yaktım Saçlarıma - 10 Ekim 2024
- 09.08 - 30 Ağustos 2023