Yazar: 10:28 İnceleme, Kitap İncelemesi, Şiir Kitabı

Bilinçli Tasarının Dikkate Değer Örneği: Kirpik Bilgisi

“Şiir bize tıpkı hayatta olduğu gibi müşahhas malzeme ile mücerred bir âlem yaratır,” diyor Asaf Hâlet Çelebi. Yiğit Kerim Arslan’ın Kirpik Bilgisi, Asaf Hâlet’in bu ifadesine iyi bir örnek bana kalırsa. Üstelik şairin, “kendi gerçekliğimden kopuk şiir yazmıyorum” beyanına rağmen söylüyorum bunu. Çünkü bu ifade, şairin şiirlerinin kendi gerçekliğinden tamamen kopmadığına ikna etmeye yetse de; gerçekliğin yeni bir yaratımının kaçınılmaz olduğunu göz ardı edemeyecektir. Yiğit Kerim Arslan, kendi gerçekliğinden kopuk şiirler yazmıyor elbette; ancak asıl çarpıcı olanın zaten işin diğer kısmında saklı olduğunu söylemek yanlış olmayacak. Yiğit Kerim Arslan, şiirleriyle alternatif bir âlem yaratmayı başarıyor. Bu âlem ise okuyucuyu, tıpkı genç şairin nasıl şiir yazmaya başladığını ifade ederken söylediği gibi “bir şiiri görüp hayret etmekle başlar şiir yazmak,” cümlesine örnek teşkil edebilecek düzeyde hayrete düşürüyor. 

Kirpik Bilgisi, Yiğit Kerim’in ödüllü kitabı ve ilk basıldığı yıl olan 2019’dan dört yıl sonra, bugün yeniden basılıyor. Kitabın yeni baskının açılış metni olan “Dört Sene Sonra Kirpik Bilgisi’ne Yeniden Bakmak” metninde şair, tüm içtenliğiyle süreci kısacık değerlendiriyor. Burada dikkat çekici olan öncelikle şairin kendi kitabına bakışıdır. 

“[…] Bu şiirlere güveniyorum, iyi şiirler yazmışım diye düşünüyorum. Bir de, bu kitap bana gelecek kaygımın daha az olduğu, her şeye daha fazla heves duyduğum, tek derdimin bir şeyler hissetmek ve bunun üzerine, her şey üzerine derince düşünmek olduğu lise zamanlarımı hatırlatıyor. Dolayısıyla tekrar yayımlamak değişik hissettiriyor. Bu şiirlerime baktığımda büyülü şeyler görüyorum.”

Yiğit Kerim Arslan, yazdıklarının bir büyü üretimi olduğunu kabul ediyor. Öyle ki, “İlk şiirler hep bir büyüdür. Sonra poetik dertler arttıkça büyü biter, strese döner,” sözleri Kirpik Bilgisi’nin okuyucuda uyandırdığı şiirsel izlenimle örtüşmektedir. Somut dünya ve onun gerektirdiği katı gerçeklik düzleminden bazen yukarı bazense aşağı olmak üzere çift yönlü bir harekete geçeriz şiirleriyle. Örneğin kitabın ilk şiiri “Kuyuda serenat” bu çift yönlü hareketin okuyucuyu zaman ve mekân bağlamında gerçek dünyada işaret edilemeyecek kadar muğlak bir büyülü zaman-mekâna ulaştırır:

vaktin ötesinde yalnızca rüyalarda belirgin olan çağ dışı yerin, 
derime sapladığı küllerle uyandım 
koştum, baş dönmesi ve içime düşen karanfillerin 
sardığı yaralarla koştum. zamandan bağımsız akan 
pınarların beni durulayacağına inandım, 
her doğum günümde hediye edilen hiçlikten 
arınayım diye genç ölüler nehrinde ama boyumu aştı, içine çekildi her taraf 
Yusuf gibi kaldım kendi kuyum dediğim yerde

Şair, şiirlerinde imgesel bir dünya yaratıyor kuşkusuz. Üstelik o dünya, Baudelaire’in de sözünü ettiği gibi her nerede değilsek orada daha iyi olacakmışız hissinin karşılık bulabilme ihtimaline alternatif bir imgesel dünyadır. Her ne kadar şair, Kirpik Bilgisi’ndeki şiirleri için “anlatan değil, susan şiirler” demiş olsa da, şiirlerin kitap boyunca okundukça alışılan poetik tadı, şairin şiirsel dünyasının kapısını aralamaya imkân veriyor. Bir kuyunun karanlığı ve derinliği, yer altındalığı ve ıssızlığına karşıt, “Çığlığında buğunun” şiirinde yaratılan dünya biraz daha başka:

begonyaların içindeydik. göğüs kafesimizde su perileri, / bebeğin teninde zaman yarası ve nefesinden sızan eksiklik / fazlasıyla ağır geldi kirpiklerine gecenin. kireçli ay ışığı / kâğıdın eskisinde. kabuğum nerede diye sorarken kaçırıldım. / neden sorusuna geçti artık denize kırılan kanatlarım.

Şair, sonraki dizede de söylediği gibi “kuyudan çekil”miş gibidir artık. Yaşamın kendi içindeki o inişli çıkışlı düzensiz düzeni, kitabın içindeki alternatif imgesel dünyada da karşılık bulur. Çünkü şairin de ifade ettiği gibi Kirpik Bilgisi, temelde sorgu ve büyülü haller temasına sahiptir. Sorgunun peşinden çığlık, dağılma, kaçış gelir. Büyülü haller ise içgüdü, sönüm ve sanrıya kapı aralar. Ancak şairin sözünü ettiğim imgesel dünyasında, sevincin de buruk bir tadı vardır. Öyle ki şairin, gerçek dünya düzlemini nitelendirdiği “sönüm”, dünyaya karşı kırgınlığa kuvvetli biçimde işaret ettiği için kendi imgesel düzleminde de ona temas etmekten kaçınamaz. Evet, “şair, nerede değilse orayı isteyendir,” fakat bana kalırsa Yiğit Kerim, olmadığı dünyaları ve gerçeklik kademelerini yaratırken bilinçli tasarısının kodlarını, pek çok imkâna birden paylaştırır; onu dağıtır ve özgün imgeleri içerisinde eritir. Kendi dünyasına dair umudu yok gibi görünse de okuyucusuna renkli ve mümkün dünyalar sunar.

Hilmi Yavuz’un da işaret ettiği şiirde bulunan iki temel izlek olan “yaşam sevinci ve yaşam ıstırabı,” Yiğit Kerim’in şiirlerinde bir arada bulunur: 

size müntehir gezegenler getirdim: yaşam alanları. / hem oraya piyanolarla birlikte bir sahil sakinliği taşıyacağız / (biraz da saç uçuşması. – bunu gizlice yapacağız) / beyhude! / ne yapsam gitmeyecek etrafımdan o kesiğin karartısı / anladım ne yapsam kendini sunacak durmadan yenilenen sızı / (çünkü suyun bulanışı ve bir yıkıntıyız. Biz.)

Mallarme’yi doğrular biçimde, şiiri, “fikirlerle değil, sözcüklerle” yazıyor şair.  Bu yüzden, Kirpik Bilgisi’ni yazdığı zamanlar için tek derdinin bir şeyler hissetmek olduğunu söylediğini yeniden göz önünde bulundurarak; şairin yaptığı şeyin sözcüklerle bir his ve sezgi akışı uyandırdığını söylemek yanlış olmaz. Dile, sözcüklere inanılmaz bir hâkimiyeti var ve bilinçli tasarısının meyvesi bir büyü üretimi olarak adlandırılıyor kolayca. Anlamak için değil, hissetmek ve sezmek için okumak gerek onu. “Dünyaya şiirle bakmak büyük bir yük,” derken onun ne demek istediği daha iyi anlaşılıyor böylece. Maurice Blanchot tam da bu sebeple, dilin dış dünyayı ve gerçekliği yansıtmanın bir aracı olmadığını; aksine dilin, bir edebiyat nesnesi olarak başat amacının gerçekliği yıkmak olduğunu söylemişti. Şairin yaptığı da tam olarak böyle bir şey. Dünyaya şiirle bakıyor ve şiirini yaparken kullandığı özgün ve kuvvetli imgelerle örülü diliyle, oradan yeni dünyalar yaratıyor. 

Genç şairin öte yandan politik sorguları da var şiirinde. Örneğin “neden kalıyor kısa çöp ağladığıyla,” dizesi, şairin sosyo-politik düzene karşı var olan hassasiyetlerinin dışavurumlarından sadece biridir. Bu da, aslında kitabın temel teması olan “sorgu”nun çeşitlerindendir. Sorgulamak, aramak ve kaçış Kirpik Bilgisi için anahtar kelimelerdir demek yanlış olmaz. Örneğin kitabın sonunda yer alan şiirin:

– peki ben neydim, burada bu ıssızlıkta ben / ne yaptım: / varlığımın eksiğini yoklukla mı tamamladım, / zaten yoktum bunu kendime mi kanıtladım? / ben hiçbir şeydim, özüme döndüm hayır hayır! / olmuyor kaybediyorum, ayak izini yaşamımın yani, kendime yabancılaştım.

dizeleri; hem sorgunun, hem aramanın, hem kaçışın, hem de bulmanın ya da bulunmanın imkansızlığını içerisinde barındırır. Yine de her şeye rağmen şair: 

gülümse
bir kırlangıç hissedeyim içimde

derken aslında imgesel dünyasının çiçekler açma ve ışıklar saçma ihtimalinin olduğuna dair ipuçları verir.

sana yakın ve kabullenmiş geleceğim
bir su çarparak dizlerimin sızısına
arındıracağım kara girdaplardan
gövdemde biriken kaygıyı
bir gün çekip gözlerini kıyılarıma
duruluğunu söyleyeceğim
sana çırpınışını gözlerimin
sularımın dinmezliğini de.

Yiğit Kerim Arslan’ın Kirpik Bilgisi, “başka şairlerin sesinden yontulup yolunu bulan bir ses”e sahiptir. Zengin ve belirli bir kültürel birikimi önceleyen referans kümesi vardır. Şairin şiirleri, metinlerarası okumaya oldukça müsaittir bu sebeple de. Buradan, şairin geleneksel şiir bilgisine ve kültürüne sahip olduğu, pek çok farklı kaynaktan beslendiği ve çok fazla başka anlam dünyaları tanımış olduğu sonucu çıkarılabilir. Ancak hepsinin ötesinde, kendi sesini bulmuş, kendi imgesel dünyasını yaratmış, sözcüklerine kendi poetik imzasını atmış ürünler ortaya koymayı başarmıştır. Şiirini “duygu ve kültür”le yazan şair, “kaygı ve aşkın ürünü” olarak tanımladığı Kirpik Bilgisi’nde, gelecekte şiirlerinin “bulutsuz ülkelerin ve yıldızlı göklerin gecesi gibi, güzellikte yürüyeceğinin” vaadini veriyor.


Editör: Mete Karagöl

Visited 56 times, 1 visit(s) today
Close