Mehmet Narlı, 1963 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş. İlk ve ortaöğrenim eğitimini burada almış. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Sütçü İmam Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başlamış. 1996 yılında aynı üniversitede yüksek lisansını, 2000 yılında da Hacettepe Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış. 2008 yılında doçent, 2013 yılında da profesör olan Mehmet Narlı, halen Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya devam ediyor. Dolunay, Kırağı, Kanat, Türk Edebiyatı, Yedi İklim, Hece, Varlık, Dergâh, İtibar, Muhayyel, Post Öykü, İzdiham, Muhit, Yitiksöz gibi dergilere şiir ve edebiyat eleştirileri yazan Narlı’nın şu ana kadar yayımlanmış 15 kitabı bulunuyor. 2007 yılında Balıkesir Üniversitesi Necati Bey Eğitim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Öğretmenliği bölümünden mezun olan Berna Uslu Kaya, 2009 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimi almış. 2017 yılında da Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamlayan Berna Uslu Kaya’nın çeşitli dergilerde edebiyat makaleleri, şiirleri ve denemeleri yayımlanmış yazıları ve masalları ve roman türünde beş kitabı mevcut.
İki akademisyen ve yazar Mehmet Narlı ile Berna Uslu Kaya, kısa süre önce Ketebe Yayınları’ndan Romanlar ve Babalar adlı bir kitap yayımladı. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu topraklarda yeşermeye başlayan Türk romanındaki siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal değişimleri “baba” figürü üzerinden inceleyen kitap, şimdiye kadar el değmemiş bir konu üzerinde durarak okura farklı okuma deneyimlerinin kapılarını aralıyor.
Mehmet Narlı ve Berna Uslu Kaya, Romanlar ve Babalar’da, farklı dönemlerde yazılmış otuz beş romanı incelemeye tabi tutuyor. Bu eserlerin her biri özelde farklı konuları ele alsa da yayımlandıkları dönemin kültürel ve sosyal kodlarını içlerinde barındıran, “baba” olgusunun değişik biçimlerde karşımıza çıktığı, farklı rollerde ve romanın niyetine göre farklı temsilleri üzerinde taşıyan meseleleri içeriyor. Ayrıca romana ve romancıya da birer “baba” rolü veren Narlı ve Uslu, bu yöntemle kuramsal bir açılış yapıyor ve yazar ekseninde gelişen “baba” unsurunu romanların konuları içinde incelemeye başlıyor. “Babasızlığı” da “baba” meselesinin içinde değerlendiren yazarlar, “babalık” etrafında kurulan yeni hayatlara kültür, ideoloji ve kimlik çerçevesinden bakarak “baba”nın yerini toplumsal ve bireysel ölçekte gözlem altına alıyor. Tüm bunlardan hareketle de “baba”nın kendine ayrılan bölümde yüklendiği rol, romanın işleyişine göre bir yol çizerek babayla çocuğun arasındaki bağ, babanın yaşadığı çağdaki pozisyonu, çeşitli konulardaki çatışmalar, “baba” ve etrafındakilerle beraber bir devinim halini alıyor. “Baba”, pratik bağlamda aile içinde koruyucu, kollayıcı bir otorite; sosyal yapı içinde de aileyi temsil eden kurumsal kimliktir. Ancak baba, aynı zamanda da siyasal, sosyal ve kültürel bağlamda toplumun tarihsel ve mevcut varlığını temsil eden mecazi bir kavramdır. Devletin babalığını, kültürel normları temsil eden kanaat önderlerinin babalığını bu çerçevede düşünebiliriz mesela. Mutlak bir bilgi kuramına bağlı olan Osmanlı devlet sisteminde padişah, tebaanın babasıdır. Babanın aile içindeki işlevleri âdeta padişahın toplum karşısındaki işlevlerinin izdüşümüdür. Ailede baba; aile içi düzeni, ilişkileri, ailenin maddi gelirini, çocukların eğitimini temin eder. Ayrıca ailenin dış dünyayla ilişkilerinde de belirleyici olur. Dolayısıyla aile için baba, düzen sağlayıcı, koruyucu ve otoriterdir. Babanın varlığının, otoritesinin ortadan kalkması, ailenin bozulmasına ve dağılmasına sebep olur. “Babayı epistemolojik ve kültürel otorite veya devlet olarak düşündüğümüzde babanın kaybının bütün toplumsal yapıyı derinden sarsacağı da bir gerçektir,” diyor Mehmet Narlı ve Berna Uslu Kaya. Romanlar ve Babalar‘da bütün bu bileşenleri derin analizlerle inceleyip “baba”nın hem aile içindeki hem de devlet denilen yapının içindeki yerini analiz ediyor.
Kaynakça
Narlı, Mehmet, Romanlar ve Babalar, Ketebe Yayınları, İstanbul 2024.
Editör: Buse Karabulut
- Natsume Soseki’nin “On Gecelik Düşleri” - 27 Eylül 2024
- “Küresel Köy”ün İlk Kuralı: “Hiperkültürellik” - 5 Eylül 2024
- “Rüzgâr Yükseliyor, Yaşamayı Denemeliyiz”* - 24 Ağustos 2024