Kısılır gözlerim tüm felaket kapının eşiğinde benden yardım beklediğinde. Beklemenin yüklerini dünyanın oluşumundan önce yüklenmişim gibi hazin fedakarlıklar yapmaktır benim adım. İnsan kıyamete kucak açar mı? Kıyamet dahi tatmasın beklemenin ağır tabut kokusunu. İçimde bitirdiğim tüm acıların zırıltısı kulaklarımı tırmalıyor. Ruhsal acılar yavaş yavaş fiziksel acılara evrilirken bir yavruyu toprağa veren ana gibi donuklaşıyor hayat. Filizlenecek gonca gülleri yakan ecel kokulular her yanda kıyameti öylece kapı önlerinde bekletiyorlar. Tahta tabutları bile dolduracak kadar kalmayan ölü kadınlar nefes alamazken bile kıyametiyle topraklara kapatılıyor. Çığlıklar kademe kademe artıyor. Bir orman kıyısında başlıyor mesela. Tüm ses içimizde olsa diğer seslere hak vermeyecek kadar acı dolu çıkıyor da biz ormanın derinlerinde hayatına son veren çığlıkları duyamıyoruz. Sonra ana istiyor gonca gülünün solduğunu. Çığlığın geri kalanıyla inletiyor işte olduğu sarayları. Ne saraylar bu çığlıklarla harabe bir yaşama dönüşüyor. Bir sabah kalktığınızda o hiç duymadığınız çığlıklar “susma” adı altında binlerce platformda yankılanıyor. Yine de duyulmuyor böyle acının sesi. Daha yaş almaya doyamamış minik bedenleri, gülümsemesi hep yarım kalan kadınları, gerilerinde kanlarla bıraktığı çocukları olan anneleri, nişanlıları, sevgilileri daha düşünemeyen hayvanları karanlıklara o çığlıklarla hapsediyor şeref yoksunları. Susma. Hakaretin heceleri tenine değdiğinde susma, çocuğuna dokunduklarında susma, hayvanlarının kolları kesildiğinde susma! Ben trafik gürültülerini bir ömür kulaklarıma misafir ederim ama mazlumun sesini vicdanıma yediremem. Sessiz kalma! Anlat, bilmeyene bildir, öğret. Hayatında bu denli vahşetlerin iki satırlık yazılarla ifade etmesine izin verme. Çocuğuna anlat. Annene anlat. Yoksa kanla yazılıyor tüm masumların adları yerlere. Sahipsiz kalıyor ödenmeyecek haklar, serbest bırakılıyor karanlıkları avuçlarına dökenler. Yapma, izin verme canını almalarına. Savun kendini ve diğerlerini. Elinden konuşmak geliyorsa küçümseme! Bir kelimeyle  yüzlerce acıyı anlatabilirsin. Unutma geride kalan kadınları. Unutma sana yaşatılan acıları. Tehditleri sineye çekme! Canından başka şeyle beslenemeyen soysuzlara izin verme!

İrem Gül Yılmaz
Latest posts by İrem Gül Yılmaz (see all)
Visited 4 times, 1 visit(s) today
Close