Yazar: 10:43 Dizi İncelemesi, İnceleme

Ragnarok Dizi İncelemesi

Ragnarok, 2020’de gösterime giren, şu ana kadar iki sezonda toplam on iki bölümü yayımlanmış bir Netflix dizisidir. Dizinin adı Norveç mitolojisindeki Ragnarök efsanesinden geliyor; konu ve kurgusunda da yine bu efsaneden yararlanıldığını açıkça belirtmek gerekir.

Ragnarök

Dizinin incelemesine geçmeden önce, Ragnarök hikâyesine kısaca bakmamız gerekir. Vikipedi bilgilerine göre, olaylar başlamadan önce Fimbulvetr adında uzun bir kış mevsimi yaşanacak, dünya birbirine girecek: İnsanlar öfkelenip birbirlerine düşecek, kardeş kardeşi öldürecek, açlıktan insanlar ölecek. Ardından depremler, zelzeleler… Efsaneye göre bu kışı takip eden olaylarda ise dev yılan Jormungand karaya yaklaşıp zehrini denize, havaya püskürtüp tüm canlıları öldürecek. Sonra devler, bu devlerin kendileri kadar korkunç orduları ortaya çıkacak. Heimdallr ismindeki bir bekçi Gjallarhorn adındaki aletini üfleyip tanrıları uykusundan uyandıracak ve devlerle savaşmaya davet edecek. Tanrılar, uzun süren uykularından uyandıktan sonra savaş alanına dönecek ve ortalıkta kan gövdeyi götürecek… Norveç veya İskandinav mitolojisinin önemli karakterlerinden Thor, ona muhteşem güç veren çekici Mjöllnir ile Jormungand’a saldıracak ve bu korkunç yılanı öldürecek. Ama yılanın zehrinden etkilenen Tanrı Thor da ölecek… Dünyada geriye Loki ve Heimdall kalacak, ancak bu sefer bu ikisi kapışacak ve birbirlerini öldürecekler. Ardından bir başka korkunç mitolojik canavar Kurt Sköll güneşi ve ayı yutacak. Bu sırada ortaya çıkacak olan Sutr ise kılıcıyla dünyayı yakacak. Yine Vikipedi bilgilerine göre, Ragnarök’ten sonra bu savaşlar sırasında saklanmış olan iki insan artık saklandıkları yerden çıkacaklar ve insan soyunu tekrar başlatacaklar. Fakat mitolojide bazı tanrıların yaşamaya devam edeceği söylenir.

İklimlerin karışması, depremlerin, zelzelelerin meydana çıkması pek çoğumuza tanıdık gelebilir. Kutsal kitaplarda anlatılan kıyamet alametlerine benziyor. Ayrıca Heimdallr’ı da İsrafil’e benzetebiliriz.

Çok sevgili okuyucu Ragnarök’ün kelime manasını sorabilir. Ragnarök, eski dilde (Viking döneminde Kuzeyde yaşamış Cermen halkının konuştuğu dil) tanrıların kaderi veya tanrıların alacakaranlığı anlamına geliyormuş.

Ragnarok

Bu bilgilerin ışığında dizimize dönecek olursak… Adam Price tarafından yaratılan evrende, dizi uzak bir gelecek zamanda veya bir bilim kurgu evreninde geçmiyor. Yaşadığımız dönemde. Yani kıyamet ha koptu, ha kopacak… Efsanede tanrılar ile devlerin savaşı başlamadan önce uzun bir kış olacağı söyleniyor. Dizi uyarlamasında ise çağımızın sorunları olan küresel ısınma ve çevre sorunları ile karşılaşıyoruz. Doğal olarak soğuk bir kıştan ziyade mevsim sıcaklıklarının altında bir hava var.

Edda adlı küçük bir Norveç kasabasında faaliyet yürüten Jutul Enstitülerinin doğaya verdiği zararı araştıran bir lise öğrencisi, fabrikaların sahibi Vidar Jutul tarafından öldürülüyor. Dizinin henüz ilk bölümünde yaşanan bu olayın izleyiciyi ekran başına hapsedebileceğini düşünen senaristler bu düşüncelerinde başarılı oluyor. Jutul ailesi devdir; onların dev olduğunu ise yanlarında çalışan insanlar veya kasaba halkı anlayamıyor, çünkü hareket ve davranışlarına özen gösteriyorlar, insanlar gibi doğal ve sıradandırlar.

Dizimizin kurgusunun odak noktası Magne ismindeki lise öğrencisidir. Uzun zaman önce ailesiyle birlikte Edda’dan ayrılmıştır. Ancak dizinin ilk sahnesinde annesi ve kardeşiyle birlikte kasabaya dönüşlerini izliyoruz. Henüz ilk sahnelerde Magne’nin Thor olacağı müjdelenir. Ve ilk sezonun kalan bölümlerinde Thor’un güçlenmesini, Jutul ailesinin buna engel olmaya çalışmalarını izleriz. Bölümler kırk ila elli dakika arasında değişiyor. Aksiyonu az olmasına rağmen dramatik ve gençlik dizilerine özgü eğlence anlayışıyla bölümler ekran başındaki izleyiciyi fazla sıkmıyor. Ancak aksiyonunun az olmasının dizi için bir dezavantaj oluşturduğunu düşünüyorum. Zira mitolojinin nefes kesici bir hikâyesinden yararlanıp kurgulanmış olmasından dolayı izleyici biraz aksiyon bekleyebilir. İzleyicinin umduğu aksiyon ise ilk sezonun son bölümünde, son on dakikasında Vidar Jutul ile Magne’nin karşılaşmasında tavan yapıyor. Bu kısacık anda ise aksiyon dozunun ne yazık ki pek düşük olduğunu söyleyebilirim. Fakat izleyiciye merakla acaba sonraki sezonda ne olacak diye düşündürtüyor. Buna da olmazsa olmaz denebilir.

İkinci sezonun bölümleri 2021’de yayımlandı. İlk sezonun aksine daha hareketli. Vidar Jutul, Magne’ye savaşa hazır olmasını söyler. Henüz yeterince güçlü sayılmayan Magne ise ona bu güçlerini müjdeleyen kişiye gider. Böyle bir savaşın içinde olmaktan ötürü pişmanlık yaşar. Ancak kaderini yaşamak zorundadır. Üstelik bu sezonda tanrılar birer birer uyanıyor ve Magne’nin, yani Thor’un yanındaki yerlerini almaya başlıyorlar. Bu sezonun bir diğer arayış konusu ise Thor’u belki de Thor yapan muhteşem çekici. Çekicini bulma yolunda kimi zaman umutsuzluğa kapılsa da vazgeçmeyecektir. Ayrıca bu sezon Magne’yi en yakınlarından bir sürpriz haber bekliyor. Bu haber onu daha temkinli biri yapmak zorunda bırakıyor. Kimi izleyicinin istediği aksiyon dolu sahneler bu sezonda olsa da bence ilerleyen sezonlar aksiyonu daha bol sahneleri içerecek. İlk sezonun sonundaki Vidar ve Magne düellosu bu sezonda da var; ancak ilk kavgalarından sonra müjdelenen savaş bu sezonda da gerçekleşmez.

Yeni sezonuyla ilgili kesin bir bilgi öğrenemedim. Dizi Türkiye platformuna yeni eklendiği için dizi hakkındaki içerikler giderek artacaktır. Ancak yeni sezonun 2022’de kesinle geleceğini öngörebiliriz.

Oyuncular, oyunculuklar ve yönetmen hakkında

Dizimizin başkarakterinden Magne’yi David Stakston canlandırıyor. Genç oyuncunun iyi bir gözlem gücünün olduğunu ve bunu karaktere iyi yansıttığını düşünüyorum. Başkarakter olduğu için sahne sayısı en çok olan oyuncu o. Karakterin dönüşümünde hiç yavan durum yok. Yardımcı karakterlerden Fjor Jutul’ü Herman Tommeraas canlandırıyor ve benim dizide oyunundan tat almadığım tek karakter ne yazık ki. Diğer karakterler ve oyuncular şu şekilde:

Saxa Jutul, Theresa Frostad Eggesbø

Ran Jutul, Synnøve Macody Lund

Vidar Jutul, Gísli Örn Garðarsson

Laurits Seier, Jonas Strand Gravli

Daha birçok karakter ve oyuncu var elbette. Ancak sahne sayısında bu isimler başı çekiyor. Ülkemiz insanlarınca Netflix’in en çok eleştiriye maruz kalan eşcinsellik meselesi bu dizide de karşımıza çıkıyor. Magne’nin kardeşi Laurits cinsiyet arayışında. Onu ilginç kılan sadece bu değil. Birçok konuda diğer insanlardan farklı düşünüyor. Farklı giyiniyor, farklı konuşuyor. Dizinin ilerleyen sezonlarında daha çok önemli bir konuma geleceğini düşündüğüm Laurits’i canlandıran Jonas Gravli’yi de başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Net şekilde hatırda kalacak bir fizikî yapısı bulunan genç oyuncuyu dikkatle takip ediyorum.

Dizinin senaryosunu zengin bir ekip yazıyor: Christian Gamst Miller-Hams, Simen Alsvik, Emilie Lebech Kaae Adam Price.

Yönetmenlik koltuğunda ise Jannik Johansen ile Mogens Hagedorn var. Geniş açıları, geçiş sahnelerinde çekildiği bölgenin doğal güzelliklerini yansıtmaları ve sahnelerde kullandıkları teknikler bakımından iyi bir iş çıkarıyorlar.

Sonsöz

Mitolojiye merakı olanların kesinlikle ilgisini çekecek ve farklı bir şeyler izlemek isteyenler için de kesinlikle dikkat çekecek bu dizi, kısacık sezonlarıyla birer günde izlenebilir. Şöyle de bir ihtimal var. Siz de benim gibi izledikten sonra İskandinav Mitolojisine karşı meraklanabilir, henüz kitaplarını temin etmeden üzerine bir şeyler yazmak isteyebilirsiniz.

Mete Karagöl
Visited 214 times, 1 visit(s) today
Close