Yazar: 15:44 Film İncelemesi, İnceleme, Kitap, Sinema

Öteki / The Double

Karakter tahlilleri üzerinde oldukça başarılı olan ve bunu her eserinde ortaya çıkaran Dostoyevski bu sefer de 1846 yılında yayınlanan Öteki (Öteki Ben) romanı ile bu özelliğini okuyucu gözünde pekiştirmiştir. Güçlü ve etkileyici anlatımını da unutmamak gerekir tabii. Bu arada günümüz edebiyatında bu eser novella (kısa roman) olarak kabul edilse de Dostoyevski bu kitabından roman olarak bahsetmiştir. Dolayısı ile ben de roman diyeceğim.

Rus edebiyatının o zamanki özgün realist tavrı ve gizemli dünyası Dostoyevski’yi oldukça etkilemiştir ve ortaya şizofren bir memurun davranışlarını konu alan Öteki (Öteki Ben) romanı çıkmıştır. Üstelik o dönemde şizofren hastalığının tam bir tanımı yoktur. Böyle bir dönemde Dostoyevski’nin bu hastalığa sahip olan bir insanı bu kadar kusursuz anlatması onun mükemmel gözlem gücü ve yazma yeteneği ile ilişkilendirilebilir.

Kitabın konusuna gelelim o halde. Kitabın baş kahramanı olan Bay Yekov Petroviç Golyadkin, dokuzuncu dereceden bir devlet memurudur. Sakin bir hayata sahiptir. Düşünceleri genelde kendi içinde çelişir: Örneğin insanların mevkilerinden ötürü diğer insanlara kibirli davranmasından nefret eder fakat kendisi kendinden daha alt mevkide bulunan insanlarla konuşmak dahi istemez. Bunun en güzel örneği, evinde ona yardım eden Petruşka’ya bile her seferinde bağırıp kızmasıdır. Golyadkin, bir gün her zamanki gibi sabah kalkar, hazırlanır ve işe gider. Tam bu noktada gördüğü şeyler rutin olmaktan çıkar çünkü işe yeni biri girmiştir. Asıl önemli olan işe giren kişinin Golyadkin ile aynı olmasıdır: İsmi, yüzü ve birçok şeyi. Fakat bunu Golyadkin’den başka kimse tuhaf karşılamaz. 1. Golyadkin zaman geçtikçe  2. Golyadkin’in akıllı ve zeki olduğunu gözlemler. Hatta yöneticilerin 2. Golyadkin’e hayran davranması çoğu zaman 1. Golyadkin’i şaşırtır. Bu durum onu içten içe sinir etse de başta 2.Golyadkin ile arkadaş olmak ister. Bu isteğinin gerçekleştiğini sanmıştır fakat 2. Golyadkin hiç de öyle davranmıyordur ve 1. Golyadkin, 2. Golyadkin’den nefret etmeye başlar. Artık onu düşman bellemiştir. 1. Golyadkin, 2. Golyadkin’in onun yerine geçtiğini düşünmeye başlar ve işler burada tamamen karışacaktır. Zamanla kendisini 2. Golyadkin’in kopyası gibi hissedecek ve delirmeye başlayacaktır ve geriye şu cümleler kalacaktır: “Bana bak namussuz herif! Nedir bana yaptıkların? Mahvettin beni, bıçaksız öldürdün, hain!”

Öteki romanı, The Double adıyla filme uyarlanmıştır. Yönetmeni Richard Ayoade olan filmin başrollerini Jesse Eisenberg ve Mia Wasikowska paylaşmıştır. Film 2013 yılında yayınlanmıştır. Film bir trende başlar ve ilk andan itibaren ana karakterin (Simon) sakinliği dikkat çeker. Hoşlandığı kız olan Hannah evinin tam karşısında yaşamaktadır. Hannah onda merak uyandırmaktadır ve Simon odasındaki teleskoptan her akşam onu izler. Hayatı tam da böyle ilerlerken işe yeni giren ve onun tıpatıp aynısı olan James, kahramanın tüm düzenini bozmaya yeter. Başta arkadaş olurlar fakat daha sonra James’in vurdumduymazlığı sebebiyle işler içinden çıkılmaz bir hal alır. “Onunla konuşmaya çalıştım ama nasıl kendim olurum bilmiyorum. Sanki sürekli kendim değilmişim gibi. Elini bana uzatsan ulaşabilecekmişsin gibi. Şu anda olduğum kişinin aksine, olmak istediğim kişiyi göremiyorum. Bunun için uğraşıyorum ama ne yapılması gerekiyorsa yetersizim, olmuyor. Pinokyo gibiyim. Tahtadanım ben, gerçek bir insan değilim.” (The Double, 2013)

Hem kitabı okuyan hem de filmi izleyen biri olarak kitabın kesinlikle okunması gerektiğini düşünüyorum. Film bir saat otuz sekiz dakika sürüyor. Dolayısı ile kitaptaki önemli ayrıntılara pek yer verilmemiş sadece olaya odaklanılmış. Oysaki kitapta baş kahramanın kişilik analizini yapabileceğimiz birçok ayrıntıdan bahsediliyor ve bunlar kitabın verdiği mesajı anlayabilmemiz için çok değerli. Çünkü Dostoyevski bu kitapta sadece kişilik bölünmesini ya da bir memurun şizofren davranışlarını incelememiştir. O dönemdeki sosyal hayat hakkında da birçok bilgi vermiştir aslında okurlarına. Filmde sadece Simon’ın yani Golyadkin’in şizofren yaşamına değinildiğinden ilk önce kitabın okunmasını daha sonra istenildiği takdirde filmin izlenmesini öneriyorum.

Zeynep Çalıcı
Latest posts by Zeynep Çalıcı (see all)
Visited 20 times, 1 visit(s) today
Close