Kim kime tokat attı, Oscar’da yapılacak iş mi gibi konuşmalardan sıtkımız sıyrıldı, ama ben bu değerlendirmede hem biraz Oscar’dan hem de olaydan söz etmek istiyorum. Lafı elbette feminist tarihe getirmeyeceğim, ama gerçekleşen bu olaya günümüz zihniyetinin temellerinin boy verdiği geçmişten bakılmalı. Bunun içinde kadının kimliği, işlevi, sıfatı, namusu, güçsüzlüğü gibi birçok etiket var. Ben bu etiketleri kenara koyarak kadın cinayetlerinin politik olması ve kadının güçsüzlüğü üzerinden bakmak istiyorum. Nerden baksan şova evrilen bu olay sözü bir kez daha “kendini koruyamayan zavallı kadına” getiriyor. İşgüzarca yapılmış bir espriye verilen tokatlı yanıt, izleyicinin düşen ilgisini canlandırmak için atıldı ve sözü edilen kadın da amiyane tabirle yem oldu. Şov kelimesi ile ünü yayılan ve hatta ailesinin de bu alanda isminden söz ettirdiği Will Smitt’in yem olduğunu asla düşünmüyorum. Olaya nereden bakarsak bakalım çirkin, ancak bu çirkinliğin Oscar’ın deforme olmuş kalitesinden bir gömlek farklı hali var. İlki bir kadını ne olursa olsun bir başkasının korumaya kalkması çirkinliği ki bu ataerkil zihniyet yapısının ne yazık ki sarsılmaya zorladığımız temeli diğeri de kadın duruşu ve bedeni veya herhangi bir uzvu üzerinden yapılan bomboş bir şaka. “Kadın”ın gittikçe eritilmeye çalışılan kimliği hem politik hem de feminist hareketin içinde oldukça böyle şakalarla ya da şovlarla yitip gidecek cinsten değil. Oscar gibi sözde tarihsel noktada (sinema tarihi) ve sinema dünyasının akademik ödül sistemi içinde böyle bir olayın gerçeklemesi hem sinema dünyasını hem de izleyicileri birkaç parçaya ayırdı. Ayırdı çünkü şiddetin en gösterişli, en kansız, içerikte ağır yükte hafif, eli kolu ışıldayan halini izledik. Ama yine odakta bir kadın, onun uzvu ve en berbat haliyle kocası vardı. Herhangi bir sebepten bir kadının korunmaya ihtiyacı olmadığı gibi şov malzemesi yapılması da irite edici.
Kadın cinayetlerine her gün bir yenisinin eklendiği dünyada kadının zayıf ve güçsüz gösterilme çabası okuyucuya biraz sert gelse de bu söylediğim cinayete ortak olmaktan farklı değil! Elbette bu kadar basit bir olaydan böyle bir pay çıkarmak biraz gereksiz ve ağır gelebilir. Jada’nın bilerek veya bilmeyerek şovun bir parçası olması da bizim düşündüklerimizi elbette değiştirmiyor. Patriarka’nın hâkimiyet eli, ki Will ve eşinin camiadaki dedikodular kapsamında ne kadar ünlü olduklarını bilmemize rağmen değişmiyor. Will’in konuşmasında şiddeti aşka bağlaması ve ailesini savunmaya yönelik yaptığı gereksiz konuşma da şiddetin bir parçası. Olayın tamamı şov ve ataerkil zihniyetlerin yansıması ne yazık ki. Tokat atan oyuncunun da hâlâ salonda olması, üstüne ödül alması bu yansımanın daha büyük rezilliği.
Gelelim Oscar’a. Tören Sinema Sanatları ve Bilim Akademisi tarafından 1 Mart – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında gösterime girmiş en iyi filmlere verildi. Bu yıl Oscar töreninde Will Smith’in Chris Rock’a attığı tokat dışında herhangi bir sürpriz yaşanmadı. Amerikan ABC kanalının her geçen yıl düşen reytingler sebebi ile “önemsiz” addettiği bazı ödülleri canlı vermemesi sinema emekçilerinin tepkisine neden oldu.
Altı ödül alan Dune, üç büyük ödülün üçünü de alan Coda, The Power of The Dog, The Eyes of Tammy Faye ve King Richard gibi farklı filmler geceye damgasını vurdu. Oscar tarihinde bir ilk gerçekleşti ve bir dijital platform yapımı olan Coda , Yılın En İyi Filmi ödülünü alarak tarihe geçti. Coda’nın başrol oyuncusu Troy Kotsur (işitme engelli baba) rol arkadaşı Marlee Matlin’in, otuz beş yıl önce Oscar alan işitme engelli kadın oyuncu olması ardından bu ödülü alan ilk işitme engelli aktör oldu. Coda, işitme engelli aile bireyleri arasından çıkan bir şarkıcının hikâyesini anlatıyor. Komedi unsurlarını usul usul ve kıvamında kullanarak yapılmış, ağlak bir dili olmayan, sinemanın tüm öğelerini etkili bir şekilde kullanmış oldukça iyi bir film ve kanımca aldığı ödülleri de hak ediyor. Zamanın işiten, ama anlamayan insanları için oldukça etkileyici ve duygusal bir film Coda.
Altı dalda ödül alan bilimkurgu ve fantastik roman uyarlaması olan Dune filminin yönetmen koltuğunda Denis Villeneuve oturuyor. Filmin kadrosunda Timothee Chalamet, Oscar Isaac, Josh Brolin, Rebecca Ferguson, Stella Skarsgard, Jason Momoa yer alıyor. Uzak bir gelecekte geçen Dune, ailesi, çöl gezegeni Arrakis’in kontrolüne sahip olan Paul Atreides’in hikâyesini anlatıyor. Galaksinin farklı noktalarındaki gezegenler feodal aileler tarafından yönetilmektedir. Çok kıymetli kaynağın tek üreticisi olan çöl gezegeni Arrakis’in kontrolü asil aileler arasında son derece talep görmektedir. “Baharat” adı verilen bu kaynak, yüksek bilinç veren uzun bir yaşam süreci vaat ederken beraberinde çok ciddi yan etkiler getirir. Ayrıca yıldızlararası yollarda gezinmeye yardımcı olan kaynak da bu baharattır. Bu kaynağı elde etmek isteyen feodal rakiplerden Harkonen ailesi, Paul ve ailesine tuzak kurar. Bu tuzağın sonucunda Paul’un ailesi darmadağın olarak firari hale gelir. Paul, ailesinin Arrakis kontrolünü yeniden kazanması için bir isyan başlatırken, tüm evrenin seyrini değiştirebilme ihtimalini ortaya çıkarır. Salgının vizyon tarihini sürekli ertelenmesine sebep olduğu film sıradışı konusu ve etkileyici sahneleri ile oldukça dikkat çekici. Oscar’da, En iyi Film Müziği, En iyi Ses, En İyi Kurgu, En İyi Prodüksiyon Tasarımı, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Görsel Efekt toplayan film aldığı ödüllerin hakkını veriyor.
Benim kişisel olarak bayıldığım ve en iyi film dalında da adayım olan The Power of The Dog ise En iyi Yönetmen, Oscar’ını kucakladı. Film Montana’nın geniş bir çiftliğine sahip olan iki kardeşin hikayesini konu alıyor. Birbirinden farklı karakterde olan iki kardeşin zayıflıklarını, zekâlarını, sevgilerini ve diğer duygu durum hallerini işleyen ve finalinde insanı derinden etkileyen film hafızalara kazınmış durumda.
İlk yarısı oldukça keyifli akan, ancak sonrasında konusunun fazlaca uzatıldığını, senaryo anlamında fazlalıkları olduğunu düşündüğüm film, The Eyes of Tammy Faye’in konusu; televizyon programları aracılığıyla Hristiyanlığı yaymaya çalışan Tammy Faye Bakker ve Jim Bakker’ın hikayesini konu ediyor. Tammy ve Jim’in, hızla yükselişinin ardından aniden yaşadıkları düşüşün konu edildiği filmin başrollerini Jessica Chastain ve Andrew Garfield üstleniyor. Biyografik drama olarak nitelendirebileceğimiz film 2022 Oscar gecesinden En İyi Kadın Oyuncu ve En iyi Saç Makyaj Tasarımı ödüllerini aldı.
Biyografi türünde değerlendirilen King Richard filminin yönetmen koltuğunda Reinaldo Marcus Green oturuyor. Başrollerinde geceye aldığı ödül dışında tokadıyla damga vuran Will Smith, Sanniya Sidney, Jon Bernthal rol alıyor. King Richard, tenis kortlarında birer yıldız haline gelen Venus Williams ve Serena Williams’ın babaları Richard Williams’ın, profesyonel hayatı ve kızları ile olan ilişkisini konu edinen film gelmiş geçmiş en başarılı kadın sporcuyu gölgeleyen bir erkeğin varlığından bahsederek eleştirmenler tarafından notunun kırılmasını hak ediyor. Will Smith’in karikatürize oyunculuğu bile filmin Oscar almasına engel olamayarak sınıfı akademik olarak geçiyor. Bir babanın buhranlı duygularını izlemek iki kadın sporcunun başarısını gölgede bırakmasa da kadrajın erkeğe dönük olması oldukça acı. En iyi Erkek Oyuncu dalında ödül alan film, standartların dışına çıkamayan erkek bakışı açısından iyi bir örnek.
Geceye damgasını vuran Will Smith tokatı dışında her şeyin olağan olduğu gecede diğer ödül alanlar ise şöyle:
En iyi film: Coda
En iyi yönetmen: Jane Campion (The Power of The Dog)
En iyi kadın oyuncu: Jessica Chastain (The Eyes of Tammy Faye)
En iyi erkek oyuncu: Will Smith (King Richard)
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Ariana DeBose (Batı Yakasının Hikayesi)
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Troy Kotsur (Coda)
En iyi uluslararası film: Drive My Car (Japonya)
En iyi özgün senaryo: Belfast
En iyi uyarlama senaryo: Coda (Sian Heder)
En iyi görüntü yönetmeni: Dune (Greig Fraser)
En iyi görsel efekt: Dune (Brian Connor)
En iyi animasyon: Encanto
En iyi görsel efekt: Dune (Brian Connor)
En iyi animasyon: Encanto
En iyi saç ve makyaj tasarımı: The Eyes of Tammy Faye
En iyi prodüksiyon tasarımı: Dune
En iyi kurgu: Dune
En iyi orijinal şarkı: Billie Eilish (James Bond No Time To Die)
En iyi orijinal film müziği: Dune
En iyi canlı aksiyon (Kısa): The Long Goodbye
En iyi kısa animasyon: The Windshield Wiper
En iyi kısa belgesel: The Queen of Basketball
En iyi ses: Dune
En iyi kostüm tasarımı:Jenny Bevan (Cruella)
En iyi belgesel: Summer of Soul… Or Revolotuion Could Not Be Televized
- Polisiye Sesler: Alper Canıgüz - 20 Mart 2024
- Polisiye Sesler: Halis Dokgöz - 13 Mart 2024
- Polisiye Sesler: Timur Soykan - 6 Mart 2024