Yazar: 10:54 İnceleme, Kitap İncelemesi, Tiyatro, Tiyatro İncelemesi

“Maskeliler” Üzerine

3 kardeş; ikisi özgürlük uğruna savaşan örgütte, diğeri düşman olarak görülen ülkede hayatına normal şekilde devam eden biri. Normal şartlar altında aynı odada esameleri geçmez ama onları arada tutan tek bir şey var. Kardeşlik…

1990 yılı İsrail-Filistin çatışmaları en yüksek safhada ve o dönem Tel Aviv Üniversitesi’nde oyun yazarlık ve yönetmenlik bölümü okuyan ‘’İlan Hatsor’’ bir oyun kaleme alıyor. Öyle bir oyun yazıyor ki hem bölümde okurken bu denli çalakalem olmayan, üzerine düşünülen bir oyun hem de güncelliği şu an bile korunuyor.

Oyun Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan ‘’Samarya’’ denilen kentte bulunan bir kasap dükkanında geçiyor. Üç tane karakterimiz var. Bunlar Halit, Naim ve Davut olmak üzere üç kardeş. İntifida hareketlerinin yoğun olduğu bir dönem, Halit ve Naim casus olduğunu düşündükleri Davut’a hesap sorma niyetindeler ve bu hesap aralarındaki bütün bağları hem kuvvetlendirir hem de çürütür.

Oyunun özeti bu kadar ama altında yatan gizler, anlamlar kesinlikle bu 50 sayfalık bir oyun için daha fazla. Öncelikle karakterleri tanıtalım. Halit; 17 yaşındadır. İntifida ayaklanma komitesinin düşük rütbeli askeridir. Naim ise 30 yaşında bu ayaklanma komitesinde Halit’ten daha yüksek rütbeye sahiptir. Hatta neredeyse üst bir rütbe denilecek kadar. Davut’ta 35 yaşlarında, kardeşlerin en büyüğüdür. Zayıf görünümlü, evli, yeni doğmuş bir evlat sahibidir. İsrail’de bir dükkânda çalışıyor.

Oyunumuz Bertolt Brecht’ in çok güzel bir sözü ile başlıyor. ‘’Bir baktık ki hem dosta hem düşmana sessizlik çökmüştü. Her iki yanda da yalnızca analar ağlıyordu.’’ Halit ve Naim oyunun geçtiği mekana girerler. Aralarında geçen diyaloglarda birinin sorgulanacağı ve hatta belki de işkence bile olabileceği diyalogları geçer. Davut’a olan kızgınlık ve bütün sorgulamaların ilk çatırtısı bir geçit törenine Naim’in Nazif adlı küçük kardeşlerini götürmek istemesi üzerine Davut’un bu töreni bilip İsrailli askerlerin törene müdahale edeceğini biliyordur. Ama gerçeği bildiğini söyleyemez ve böylece Nazif kör bir kurşun tarafından başından vurulur fakat ölmez, hayatının sonuna kadar etkileyecek bir sakatlık yaşar. Bu olay sonrası Naim, Davut’tan iyice şüphelenir ve komitenin de ona verdiği sorumluluk ile Davut’ u sorgulamak ister. Ama aslında hala aklında ‘Davut kurtulabilir’ fikri vardır ve Halit’ le bunun yolunu da açmak ister.

Davut ikinci perdede Halit tarafından aynı yere getirilir. Naim’in orada olacağını bilmiyordur ve birden Naim çıkagelir. Davut uzun zamandır görmediği kardeşini görünce bir anda kardeşlik içgüdüsü ağır basmış ona olan özlemini yansıtır. Aslında Naim’ de abisini özlemiştir ama omuzlarındaki bir sorumluluk ona maske takıp duygularını belli etmemesi gerekir. İşte oyundaki ‘’Maskeliler’’ ismi bunların sonucundadır. Aslında bir durum daha var ama ona sonra değineceğim.

Bunlar olurken Davut hayattaki tek amacının akşam eve gidince bir sigara yakıp, karısına çocuklarına kavuşma, onlara sarılmak olduğunu söyler. Hiçbir gammazcılık yapmadığını dile getirirken Naim’in üzerine gitmesi üzerine Davut her şeyi itiraf eder. Zorla onu bu duruma soktuklarını, başka çaresinin olmadığını ve tek hayali olan ev yapmak için ona bir tomar para verdilerini söyler. Naim ile aralarında geçen çatışmadan sonra Halit’ e Naim’in kollarını plastik kelepçe ile bağlamasını ister ve eline bir tabanca alıp Naim’ e doğrultur. Az sonra gelecek olan komite üyeleri bu manzara karşısında Davut’a acımayacaklarını herkes çok iyi biliyordur. Kapı çalınır, komite üyeleri gelmiştir bile. Halit Davut’a sağ bırakmayacaklarını söyler. Bir şeyler yapmalıdır ve tam o sırada eline bıçağı alıp canından çok sevdiği abisine sarılırken elindeki bıçağı sırtına geçirir. Bu çaresizliği Davut’ u onların işkencelerinden korumak içindir.

Oyun çaresizlikler içinde çareler arayan 3 kişinin oyunudur. Çocuğunu ve karısını o şartlar altında daha güzel bir hayat sürdürmek isteyen ama isteye isteye de bu duruma girmeyen Davut’un. Komitenin ona verdiği büyük sorumluğun altında ezilen, vazife ile vicdan arasında kalan Naim’in. Henüz 17 yaşında boyundan büyük işler yapan, iki zıt kutbu birleştirmeye çalışan adeta ortak payda görevini üstlenen ve her şeyden kaçıp kurtulabileceğinin çaresinin olduğunu söyleyen Halit’ in hikayesidir bu oyun.

Dönemin ortamı ise Batı Şeria’ da yaşayan Filistin halkı ve İsrailliler arasında geçen bir dönemdir. İntifida denilen bir komite vardır. Arapça ayaklanma anlamına gelen kelime aslında 1987 den beri süregelen bir ayaklanma hareketidir. ‘Pax Americana’ fikri ile İsrailde yaratılan bir durumun sonucudur. Nedir bu Pax Americana? Kısaca bütün dünya ülkerine savaş ortamı yarattırıp, yorgun düşmelerini ve tek gücün Amerika olma fikrine dayanır. Zamanında yapılan Truman Doktrini ve Marshall Planı bu fikrin arkasındaki stratejilerdir. Aralık 1987 de Gazze bölgesinde bir İsrailli kamyonetin Filistinlileri taşıyan bir araca çarpması sonucu 4 kişinin hayatını kaybetmesine neden olur. Bunun üzerine Gazze Üniversitesi öğrencileri hayatını kaybeden veya yaralananların götürüldüğü hastanenin etrafında toplanmaya başlar. Bu toplanma gitgide büyür ve bir ayaklanmaya kadar sürer. O dönemde bu hareketin savunucuları ise yüzlerine ‘Kefiye’ denilen bir şal takarlar. Oyundaki Maskeliler kelimesi ayrıyeten bu duruma da dayandırılır. Çünkü ortada böyle bir atmosfer var ve maske adeta bu atmosferin simgesi gibi bir şey olmuştur. Oyunda bu hareketin üstüne fazlaca oturtulduğu için bu simgesel ifadeye oldukça önemli bir verilmesi şart olmuştur.

Aslında karakterler oldukça bizden birileridir. Davut zorlamalara, baskıya karşı dirense de sonunda istemediği ama onu memnun eden bir durumun içine girmiştir. Memnun eden bir ortamdadır çünkü hayatı boyunca çalışıp yapamayacağı evi belki de bir ayda yapmıştır. Ama sonunda sıranın yavaş yavaş ona geleceğini de adı gibi biliyordur.

Naim ise küçüklükten beri içinde biriktirdiği ulusal sevgisinin büyüdükçe onu bir yerlere getireceğini biliyordur. Çünkü şartlar bunu gerektirir. Ortada bir isyan ateşi vardır ve o ateşi yüreğindeki ateşle harlamak ona birkaç sorumluluğun getireceğini ifade eder. Davut’tan bence küçüklükten beri nefret etmektedir. Çünkü çocukken İsrail askerlerini eğlendiren Davut o sırada arkadaşları ile bir milis gücü kurma planları vardır. O sırada Davut’a tiksinti ile bakan Naim, Davut’ tan itirafları duydukça daha da öfkelenir ve ona olan içindeki sevgi gitgide azalır.

Halit, küçücük yüreğinde kocaman şeyler taşıyan biridir. Evin bütün kahrını o çeker. Nazif’e bakmakla sorumludur ama aynı zamanda komitede yavaş yavaş yükselen geleceği parlak biridir. İki kutup arasında olmaktan çok bıkmıştır. Hatta Naim’ e yalvarırken bile ona olan özlemini bir anda dile getirecek kadar özler iki abisini de. Fakat o en küçüktür, söz söyleme vazifesi yoktur. Denileni yapar sonrasında onu bir zemheri kahrı basar. Diyorum ya yüreği kocaman biridir Halit diye. O koca yüreği sonunda ise Davut’ a yapılacak işkence ve eziyetlerden kurtarmak için, içi kan ağlaya ağlaya canı gibi sevdiği abisini bıçaklamak zorunda kalır. Zorunda kalır çünkü yapmazsa daha çok üzüleceğini adı gibi biliyordur. İşte savaş, isyan ve bunların arasında kalan bir aile bağı oyunu. İnsanı derin düşüncelere, etik olarak neyin doğru neyin doğru olmadığına sürükleyen çok güzel bir oyun kendisi.

Sezer Sezgin
Latest posts by Sezer Sezgin (see all)
Visited 26 times, 1 visit(s) today
Close