Genellikle Körlük kitabıyla tanıdığımız Jose Saramago benim için çok özel bir yere sahip olan yazarlardan. Kendine özgü yazım tarzına hayran bırakan, kitaplarını okurken kendinizi tam bir edebiyat şöleninde bulacağınız türden bir yazar. Yine en az Körlük kadar güzel olan bir kitap var bugün Saramago gündemimde: Bütün İsimler.
Don Jose, katı bir rutine göre yalnız bir hayat yaşayan ve ünlülerin medeni kayıtlarını toplamak gibi bir hobiye sahip bir adam. Kaydını yanlışlıkla bulduğu gizemli bir kadının adını araştırmaya karar verdiğinde bu düzenli yaşamı bozulur ve bu başına gelen en önemli macera, yaşamındaki yeni insan ilişkilerinin başlangıç noktası olabilir. Hiçbir arkadaşı olmadığını, sadece bir patronu ve iş arkadaşlarının olduğu dikkat edilmesi gereken bir nokta; ve kadın, birini tanımaya başlamaya en yakın şey haline geliyor. Ancak yaptığı araştırmanın reddedilmesi, birilerini gerçekten tanımanın imkansızlığını ve sonuç olarak herkesin dünyada yalnız olduğunu gösteriyor. Belki de maceralarından hiçbir şey öğrenmiyor, aynı kişi olmaya devam ediyor, bu da romanı tercih eden söylemi yansıtıyor, “size verilen ismi biliyorsunuz, sahip olduğunuz ismi değil”.
Yine özgün bir Saramago kitabı okudum. Her okuyuşumda kendine hayran bırakıyor yazar. Başlangıç kitabı olarak tavsiye etmem fakat yazarın kalemine alışanlar kesinlikle gözden kaçırmamalı bu kitabı zira okunduğunu pek fazla görmediğim bir kitap. Kendine has tarzıyla, betimlemeleriyle benzersiz bir yolculuğa çıkardı Saramago kısacası. Öncelikle Körlük’ü okumanızı öneriyor, daha sonra Bütün İsimler de başta olmak üzere Saramago külliyatında yavaş yavaş yol almanızı naçizane öneririm.
Şimdiden keyifli okumalar!
- Margaret Atwood ile Başka Dünyalara Yolculuk - 28 Haziran 2020
- Bütün İsimler Kitap İncelemesi - 7 Nisan 2020
- Notre Dame’ın Kamburu Müzikali - 2 Nisan 2020