yüzü, güzü ayaza kesilir güneş
dağ kapısı omuzlayıp soluk soluğa 
sesinden öpmeye gelir
yıldız ekili gök tarlasını

ıssız ağaç gibi sallanışın
bozkırın orta yerinde,
oysa kuş sesine değmeden
salıvermiştim sesimi

yüzün, yıldızsız gök berrağı
sabah uykusundan ayrılık
tebessümdür güneşin gözleri 

tuhaf bir yamaya benzer
yanağında gamze
kapısı dövülmüş dağ kızılı

yüzün, başka zamandan kalma
apansız vedalaşır gitmelere
susmaların denizin derini

titremeyen bir kalp
nasıl yaşartsın ki gözleri

bütün ağıtları pay edilmiş
bir coğrafyanın mukimiyim

yürüyüşüm kalbin orta yerine
annem değil misin, ey hayat!
emebilirim o çokça acını 

yenilgi kaftanını giydirebilirsin bana 
soluğum yükseldi öpülmüş göğe
gel de yeniden doğur beni.

Visited 5 times, 1 visit(s) today
Close