insan bazen
külü kendini yakmaz
anka diyarından geçer
bazen ağrılı bir azı dişi
duvarda öksürüklü akrebi
çiğnemekten aciz kalır
henüz sınanmamış ustura
mezarlıktan artan ıslığı
acemice kesmeye kalkar
öyle karanlık ki kanadın
gökteki turna sürüsü, ey!
yere inmek isterken bulut
şerha şerha göğüsten
dağları öksürüğe boğar
göğe gömülse de sesimiz
anneye ölüm borçlanır
doğan her çocuk
bazen öykü küskünü
defineye küs kemirgen
susluğu hayra yorar
ey, ezberimdeki
yanılgı yılgını ayaklar
adımla iki tepe arasını
bak, herkes tavafa koşar
dizi kırık atın adımıyla
gözlümüzü göğe dikelim
gök, bulutu içmeyi sever
nerede, çınarın kesik dalı
söyle / onca kesik dalı
avuçlarımızda kaynatıp
gölge yapalım
yoksa güneş, habersiz
alıp başını gider.
Latest posts by Mustafa Işık (see all)
- Acziyet Anatomisi - 8 Temmuz 2020
- Müştehir Karakaya ve Dört Şehir Dört Kapı Roman Değerlendirmesi - 25 Haziran 2020
- Delilik Dedikleri - 13 Mayıs 2020
Visited 26 times, 1 visit(s) today