Tevfik Fikret’in ölümünden üç yıl sonra Mustafa Kemal, Aşiyan’a çıkarken manej hocası Emin Bey’e “Ben inkılap ruhunu ondan aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbette ki Aşiyan gelir.” der. İstanbul bir anne ise onun en güzel kızıdır Aşiyan. Konum olarak ve hikayesi ile şahsen beni en etkileyen yerlerden birisidir. Rumeli Hisarı’na komşu, Göksu Çayı’na yukarıdan bakışı, arkasında bulunan tarihi Robert Koleji’nin büyüsü, daha bunun gibi sayabileceğim bir dünya neden…

Bugün Aşiyan yokuşundan, yollarından, mezarlığından en önemlisi Tevfik Fikret’ten ve Aşiyan Müzesinden bahsedeceğiz. Öncelikle ulaşım olarak hiç karışık değildir. Müzeye ulaşım için Beşiktaş’tan 40T ve alternatif olarak iki otobüs hattı daha bulunmaktadır ama ben daha sakin olduğu için 40T’yi tercih etmekteyim. Otobüsün gidiş yolları yolculuğunuza keyif katmaktadır. Çınarlı yol, Kabataş, Çırağan Sarayı gibi birçok yerden geçmektedir. Belki buralardan geçerken not defterinize bir şeyler karalayabilirsiniz. Yaklaşık olarak 20 dakikalık bir yolculuktan sonra Aşiyan durağında iniyoruz ve karşı yola geçerek o şarkılara konu olan Aşiyan yokuşu ile karşılaşıyoruz.

Sakın gözünüz korkmasın, çünkü manevi bir huzur veriyor insana bu yokuş. Bu yokuşu çıkarken sağ tarafınızda tarihî Aşiyan Mezarlığı bulunmaktadır. Bu mezarlığı dönüşe saklıyorum, ama şunu söylemek isterim ki inanılmaz bir havası bulunmaktadır. Bu yokuşu bitirir iken karşınızda Rumeli Hisarı’nın kuleleri sizlere selam vermektedir. Evet Aşiyan’ın o güzel ağaçlı yolu sizleri karşılamaktadır.

açık hava, nehir, su, yol içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Ağaçlı Aşiyan Yolu

Bu yolda yürürken kendinizi başka bir dünyada hissediyorsunuz. Düşünsenize; bu yürüdüğünüz ağaçlı, neşeli, genç yolda Tevfik Fikret, Atatürk ve nice değerli insan yürüdü. Aklımda bunlar ile yürürken bir taraftan ağaçlı kısımdan gelen o taze koku ve kuş sesleri gözlerimi bir süre kapatmama ve durmama neden oldu. Sakin ve yavaşça yürüdüğüm yol beni Tevfik Fikret’e getirdi. Merdivenleri çıktım ve beni tarif edemeyeceğim bir sessizlik ve İstanbul’un güzel yüzü karşıladı.                         

açık hava, bina, ev, yol içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Müzenin Bahçesinden Gözüken Manzara

Harika bir manzara ve sessizlik. Kendinizi kuş gibi hissedeceğiniz bir yer olduğu muhakkak. Eve girmeden biraz bu manzaranın tadını çıkardım. Zaten her şeyi düşünen Müze Müdüriyeti, güzel konumlara koydukları banklara oturarak, güzel vakit geçirmenizi sağlamışlar.  Bu manzaraya kısa bir ara vermek istedim ve Tevfik Fikret’in evine döndüm. Bu ev hakkında bilgi vermek istiyorum. Projesinin tamamı Tevfik Fikret tarafından çizilmiştir. Aşiyan Farsça’da kuş yuvası anlamına gelmektedir ve bu evin ismini de Aşiyan koymuştur. Tevfik Fikret sadece bir şair değildi aynı zamanda mimar, ressam ve yazardı.

Tevfik Fikret sadeliğe çok önem vermiştir. Bu evin projesini birinci katta bulunan Tevfik Fikret’in çalışma masasının üzerinde de göreceksiniz. Kendinizi asla yalnız hissetmiyorsunuz. Sanki Tevfik Fikret her an evin kapısından çıkıp, sizinle sohbet edecekmiş gibi hissediyorsunuz. Çok farklı duygular barındıran bir yer burası.

iç mekan, adam, bakarken, fotoğraf içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Tevfik Fikret’in Evi

İçeri girdiğinizde sizleri salon karşılamaktadır. Küçük bir bilgi, girişler ücretsizdir. Eski tasarımlar ve o tarihin kokusu sizleri çok eskilere götürmektedir. Bu salonun en büyük özelliği Şehzade Abdülmecid’in Tevfik Fikret’e hediye ettiği “Sis” adlı tabloyu barındırmasıdır. Bu tabloda garip bir hissiyat bulacaksınız. Tevfik Fikret’in “Sis” adlı şiirini de bu tabloya bakarak yazdığı düşünülmektedir. Salondan çıkarken hemen sol tarafınızda Edebiyatıcedide odası bulunmaktadır.

Bu müzede sadece Tevfik Fikret’e ait eşyalar değil aynı zamanda, Abdülhak Hamit Tarhan ve ilk kadın şairlerden olan Şair Nigar’ın da eşyaları bulunmaktadır. Hamit Tarhan’ın odasına yöneldiğiniz zaman kişisel eşyalarını ve eşinin bir tutam saçını göreceksiniz. Bu saçın hikayesi bilinmemektedir. Hamit Tarhan’ın çalışma odasından çıkıp üst kata yöneldiğiniz zaman Tevfik Fikret’in çalışma odasını, yatak odasını ve banyosunu bulacaksınız.

İlk olarak çalışma odasından başlayalım. Bordo bir boya ile kaplı olan çalışma odası karanlık ama aynı zamanda çok zengin durmaktadır. Kendi imalatı olan çalışma masasının üzerinde, evin projesi ve Tevfik Fikret’e ait birçok kişisel eşya bulunmaktadır. Hemen çalışma masasının karşısında bulunan boş alanın tavana kadar kitap ile dolu olduğu fotoğraflarda görülmektedir. Şimdilerde ise düzenlenmiş ve çoğu kitabı Galatasaray Üniversitesine bağışlanmıştır. Hemen o bölgede Tevfik Fikret’e ait tablolar ve oturma grubu bulunmaktadır. Orada bulunan bir kapı dikkatimi çekti. Sonradan öğrendiğim zaman Tevfik Fikret’e bir kez daha hayranlık duydum.

Tevfik Fikret evin hemen arkasında bulunan Robert Kolejinde Öğretmenlik yapmaktaydı. Tevfik Fikret evinden Robert Kolejine bir köprü yaptırmıştır. Bu köprünün mimarı da yine Tevfik Fikret’tir. Bazı günler sabaha kadar çalışan Tevfik Fikret, eşini rahatsız etmemek için o kapıdan sessizce çıkıp, çalıştığı okula gidermiş. Böyle bir çalışma aşkı, karşısında bize sadece hayranlık duymak düşer. Bu odada aynı zamanda “Yağma Sofrası” başlıklı ünlü şiirini kaleme almıştır. İttihak ve Teraki, padişahı zora sokan her türlü eylemi yapmaya başlamış, ülkeyi de yavaş yavaş sömürmeye başlamıştır. O örgütün içerisinde bulunan arkadaşlarına karşı çıkmıştır ve şu mısraları yazmıştır; “Verir fukara memeleket nesi var nesi yok hepsini. Canını, malını, düşünü ve umudunu. Rahatlığını, sağlığını içinin bütün ateşini. Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin. Doyuncaya kadar, tıkrısıncaya kadar, patlayıncaya kadar yiyin.” der.

Bu odayı geride bırakıp, Tevfik Fikret’in yatak odasına geçiyoruz. Bu odada da önemli birçok eser bulunmaktadır. Yatak odasına girdiğiniz zaman hemen sol tarafınızda, Türkiye’nin ilk maskı bulunmaktadır. Mihri Müşfik, Tevfik Fikret vefat eder etmez hemen yüzünün maskını almıştır. Bana göre müzenin en değerli parçalarından birisidir.   

Tevfik Fikret’in Maskı

Hemen biraz ilerideki dolapta ise Atatürk’ün Aşiyan ziyaretinde yazdığı notlar bulunmaktadır. Atatürk, Tevfik Fikret’e çok fazla önem vermiştir. Ve deftere şunları yazmıştır: “Anma ziyaretinde bulunarak övünürüm, Fikret dostları.”. Bir nokta daha çok hoşuma gitmiştir. Odanın o eşsiz manzaraya açılan penceresidir. Her sabah burada uyanan Tevfik Fikret, bu pencere önünde dakikalarca düşünürmüş.

açık hava, ağaç, bitki, çayır içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Tevfik Fikret’in Yatak Odasının Camından Manzara

Harika bir havaya sahiptir. Herşeyi kendi zevkine göre tasarlayan Tevfik Fikret, odalar içerisinde ve evin içerisinde sadeliğe önem vermiştir. Bu odada yatak Tevfik Fikret’e ait değildir. Eşi tarafından orijinali alınmış, yerine sembolik bir yatak koyulmuştur. Kişisel eşyaların bulunduğu bu kıymetli odadan çıkıp, en alt katta olan Şair Nigar’ın odasına gidiyoruz.

Şair Nigar’ın odasına gidene kadar, duvardaki fotoğraflar bir başka hava estirmektedir. En alt kata geldiğimiz zaman, küçük ama tam düşünmek üzere tasarlanan odada, Şair Nigar’ın çalışma masası, kütüphanesi bulunmaktadır. Çalışma masasının üzerinde kişisel eşyaları bulunmaktadır. Bu odada tuhaf bir ürperti duyabilirsiniz. Çünkü kendimi çok garip ve yalnız hissetmiştim. Odadan çıkınca yemek salonu, mutfak ve çamaşır odası sizleri karşılamaktadır.  Buralarda büyük bir sadelik bulunmaktadır. Ama evin her yanı, manzarayı görmektedir. Evi keyifli kılan da bu olabilir.

Evden çıkınca biraz bahçesinde turlamak, düşünmek, kitap okumak istedim. Sizlere tavsiyem, kitabınızla birlikte gitmeniz. Çok güzel bir bahçesi ve oturma alanları bulunmaktadır. İsterseniz bir çay termosu ve tostunuz ile de gelebilirsiniz. Yönetim tarafından bu uygulamalar serbest bırakılmış ve insanların rahatça vakit geçirmeleri sağlanmıştır.

açık hava, çayır, cadde, bina içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Aşiyan Müzesinin Bahçesi

Ev gezintimi böylelikle bitirip, yeniden yokuş aşağı inmeye başladım. Yalnız Aşiyan Mezarlığı’na uğramayı unutmayın. Çünkü Aşiyan Mezarlığı İstanbul’un en eski mezarlıklarından birisidir. İçinde Yahya Kemal, Özdemir Asaf, Fahrettin Altay’ın ailesi, Abidin Dino, Atilla İlhan gibi birçok önemli şahsiyet yatmaktadır. Tuhaf bir havası bulunan Aşiyan mezarlığında vakit geçirin, eğer korkmazsanız, hemen girişte bulunan güvenlikten mezarlıkların yerini öğrenip gidebilirsiniz.

açık hava, bina, oturma, tezgah içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Aşiyan Mezarlığı Özdemir Asaf’ın Mezarı

Fikret ünlü yapıtı Rübab-ı Şikeste’nin ana hatlarını çizen dörtlüğü şu mısra ile bitirir. “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”

Atatürk 1925’te yaptığı bir konuşmada öğretmenlere şu direktifi vermiştir:

“Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri ister.”

Başka yolculuklarda görüşmek dileğiyle…

Batuhan Düme
Latest posts by Batuhan Düme (see all)
Visited 176 times, 1 visit(s) today
Close