Yazar: 19:30 İnceleme, Kitap İncelemesi, Öykü Kitabı

Her Cümlesinde Niçin Anlatıldığı Saklı Olan Öyküler

Demet Çaltepe, okurla yazdıkları arasına ince bir sınır koymaktan çekinmeyen yazarlarımızdan. Eserin bütününe hâkim olan bu duruş kitabın adıyla da tescillenmiş, Çeper. Eksik Parça yayınlarından 2020 yılının Ocak ayında raflarda yerini almış.  Çaltepe, edebiyata bu eseriyle girmiş değil, o tam da bu işin mutfağında özveriyle çalışmakta, editör görevini hâlâ yürütmekte. 

Sartre’ın kendine sorduğu soru “Niçin ve ne üstüne konuşmak istiyorum?” Çeper’in özeti olabilir mi? Çaltepe’nin anlatmak istediği, her cümlede niçin anlattığı da saklı denebilir rahatlıkla. 

Çaltepe’nin öykülerinde kendi halinden mutsuz  insanlar ve bunu onlara hissettirmekte hiç tereddüt etmeyen başka kahramanlar var. Hiçbirinin sesi diğerinden fazla çıkmıyor. Öyle sakin bir dil var ki kahramanların hepsi konuşuyor ama sükûnet içinde sadece ritim yükseliyor. Kapalı anlatımın gücüyle okurun gözüne olayı sokmadan ağırlığınca labirentlerinde dolaştırıyor. 

Demet Çaltepe, eserini üç bölüme ayırmış. Kitap en kısa öykülerin bulunduğu 3. Bölüm’le başlıyor. Oldukça hisli bu bölüm. Söylemekten esirgediği yas bölümü gibi. Her öykünün ayrı bir dili ayrı bir acısı var dillenmeyen ve okura bırakılan. Çoğu kez renklere görev vermiş Çaltepe. Siz anlatın hislerimi, acımı, hüznümü demiş;

“Eldivenleri vardı, mavi, taşların üzerinden geçti, siyah, rüzgâr vardı, gri,

Başka bir şey daha vardı, sarı.”[1]

Bölüm 2’de, daha uzun öyküler olmasına rağmen aynı kapalı anlatım ile okuru öykünün başka boyutuna taşımış. Acının rengini Bölüm 3’te bulduğumuz gibi bu kez var olmanın, kendini bulmanın (Silgi), ilişkide kaybolmanın (Ayna), ölümün de (Ölüme Güzelleme) sesini duyuyoruz. Dil, zaman zaman şiirselliğe evrilse de öyküden uzaklaşmıyor; 

“Ölümü gördüm…

Körebe Oynuyordu.”[2]

Tecrübeli okurun bu öykülerde yüzeysellikten uzak, metafor yönünden zengin, derin öyküler keşfedeceği kanısındayım.

2. Bölüm’ün en duyarlı bulduğum öyküsü “Dokunuş”Öykünün sesi bir kadın çığlığı gibi. Güzel ve ortak bir anın sonucuna tek başına katlanan bir kadın çiziliveriyor gözlerimin önüne. Ustaca yazılmış. Belki sadece bu öykü konuşulmalı yüz yüze.

1. Bölüm kitabın son bölümü. Öyküler diğer bölümlere göre daha uzun ve metafor zengini. Somut gerçekliği olan nesneler ve kişiler yazarın kurmacada yarattığı zenginlikle soyutlaşıyor. Çaltepe burada anlatmak istediği şeyden okuru uzaklaştırırken aslında daha da içine almayı başarıyor.  

 Çeper’i oluşturan tüm öykülerin, öyküleme zamanı ile kurgu zamanının aynı olması dikkat çekici. Kapalı anlatımda geriye, geçmişe dönüşler yok. Anın ve olayın içinde, yaşanmışlıklar, olasılıklar okura hissettirilerek yazılmış öyküler. 

Öyküde farklı bir tad, farklı bir bakış, derinlerde iz sürme, ne anlatmak istediğinden kesinlikle emin bir dil, üslup arayanlar için Çeper okunmalı diyorum.   


[1] Demet Çaltepe, Çeper, Eksik Parça Yayınları, İstanbul, 2020, s. 19.

[2] Demet Çaltepe, a. g. e., s. 34.

Editör: Melike Kara

Nilgün Çelik
Latest posts by Nilgün Çelik (see all)
Visited 60 times, 1 visit(s) today
Close