Sanat tarihçisi, sanatçı ve yazar Susie Hodge’un yazdığı 100 Başyapıtta Sanat kitabı başyapıt sayılan 100 sanat eserini yakından incelemeye alarak; bu eserlerin amaçlarıyla sanatçıların ilham kaynaklarını araştırıp bir yandan da onları kuşatan sorulara cevap ararken sanatla ilgili tüm önyargıları da yıkmayı amaçlıyor.
Arkeologların, antropologların ve sanat tarihçilerinin yaptığı araştırmalar, ilk “sanat eseri”nin 30 bin yıldan daha uzun bir süre önce yaratıldığını ortaya koyuyor. Bu eserlerin atalarımızın yaşadıkları mağaralara yaptıkları gündelik yaşamın “çentikler”i olduğunu biliyoruz. Nihayetinde bu “izler” birer sanat eseri miydi? Evet öyleydi. Aradan binlerce yıl geçti. Sanatın “kavramı” ve “anlamı” değişti. Sanatın ne olup olmadığına karar veren “izleyici” ortaya çıktı. Kısaca sanattaki devinim durmaksızın devam etti. Ancak şu soru kadim mertebesindeki yerini asla kaybetmedi: İnsanın sanatla ilgili bir şey üretmesindeki amaç nedir? Bu sorunun binlerce cevabı mevcut. Zira binlerce sanatçı var ve bu binlerce sanatçının her biri farklı amaçlarla, saiklerle sanat yapıyor. Fakat sanat bir taraftan “iz bırakma” anlamı da taşıyorsa eğer; bazı eserler o izi bırakmanın çok ötesine geçti. Eser, gerek teknik gerek de fikir olarak birçok farklı yönden hafızalara kazındı. Ancak az önceki soru yerinden milim kıpırdamadı. Birkcbeck, University of London’da sanat tarihi üzerine yüksek lisans yapmış, sanat teknikleri, mimari ve kültür üzerine yazdığı yüzden fazla kitabı bulunan Susie Hodge’un, Ecem Özensoy çevirisiyle Say Yayınları’ndan çıkan kitabı 100 Başyapıtta Sanat, adından da anlaşılacağı üzere başyapıt sayılan 100 sanat eserini yakından incelemeye alarak bu eserlerin amacını, sanatçıların ilham kaynaklarını ortaya koyarak onları kuşatan sorulara cevap arayan bir kitap.
Susie Hodge, kitabında Michelangelo’nun şapel süslemelerinden Hieronymus Bosch’un Dünyevi Zevkler Bahçesi’ne, Jean-Aguste-Dominique Ingres’in Büyük Odalık’ından Joseph Mallord William Turner’ın Yağmur, Buhar ve Hız – Büyük Batı Demiryolu’na kadar isimlerine yakînen aşina olduğumuz ya da ilk defa denk geldiğimiz 100 sanatçının en meşhur eserlerini mercek altına alıyor. Eserlerin tarihçesine, yapılış tekniklerine, kullanılan malzemelerine, anlatmak istediği şeylere kadar tüm yapıtları en ince ayrıntısına kadar irdeleyen Hodge, üstünkörü bilgileri elle tutulur hale getirerek tüm dünya sanatını yerinden oynatmış bu eserleri en basit ifadeyle “anlaşılır” kılıyor.
“Sanat can sıkıcı, sinir bozucu, neşelendirici veya nostaljik, heyecan verici, eğlenceli ve daha pek çok şey olabilir. Hepsinden önemlisi çoğu zaman büyüleyici, ilgi çekici ve hatta bazen rahatlatıcıdır. Muhtemelen sanatın olmadığı bir dünya daha kasvetli bir yer olurdu. Bir sanatçı eserini tamamlayıp dünyaya sergiledikten sonra gördüklerimizin altında yatan şeyler büyük ölçüde cezbedici ve merak uyandırıcıdır. Bu kitap sanatı daha iyi anlamanıza ve ondan daha fazla keyif almanıza yardımcı olacak,” diyor Susie Hodge kitabın girişinde. 100 Başyapıtta Sanat hem sanatla ilgili önyargıları yıkmaya niyetli hem de sanatla güzelleşen bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Kaynakça
Hodge, Susie, 100 Başyapıtta Sanat, Say Yayınları, 2024.
Editör: Buse Karabulut
- Yaşıyorum Sil Baştan! - 2 Aralık 2024
- Başkomiser Nevzat “Yırtıcı Kuşlar”a Karşı! - 25 Kasım 2024
- Aylak Adam’ın -Geceli Gündüzlü- Düşleri - 18 Kasım 2024