Kumsalda bata çıka yürüyor adam. Ayağında kırk iki numara ayakkabı. Ökçesi ile kumları ezerek ilerliyor. Islak taşlara basıp da düşerim korkusuyla kimi zaman gözleri yerde. Benim gözlerim adamın üzerinde. Boynuna bir havlu dolamış. Terlediğinde alnına düşen damlaları siliyor. Dün aynı saatlerde aynı yerde rastladım adama. Adam yaşlı. Adam bunak. Adam öfkeli. Kalbiyle aklı arasında ince bir ip gerili. Dalgalar kıyıya vurdukça ip daha bir geriliyor. Çekildikçe kürekler, adam sevinç içinde. Bir taşıta binmeli. Binmeli ve şişirmeli bütün yelkenleri. Açılmalı en acımasız denizlerin dibine.

Gördüğü en parlak taş bu. Bir mercan kayalığının dibinden çıkarmış dalgıç. Kıyıya vuran ölü balıkların arasında sergileniyor. Ürkütücü bir hava kaplıyor adamın çevresini. Ayağını sıkan ayakkabılarıyla yoluna devam ediyor adam. Gündüzün bu saatlerinde kumsal boş. Şezlonglarda sahipsiz terlikler yatıyor.  Adam koynunda bir akreple uzanıyor. 

Uyanır uyanmaz atıyor adam ayakkabıları denize. Balık yavrularına yuva oluyor üstü açık denizaltı. Kahverengi ve cilasız gövdesiyle, oturduğu zeminde topraktan bir parçaymış gibi duruyor. Adam attığı ayakkabıların denizde çıkardığı sesten sinirli. Çoraplarını da çıkarıyor adam, paçalarını dizlerine kadar sıvıyor. Sıcak kumlar ayaklarını gıdıklasa da gülmemek için kendini zor tutuyor. 

Uzanıyor eli, kimsesiz duran bir çift parmak arası terliğe. Sörf tahtasına benzetiyor ilkin bunu. Tekini ayağının altına alıp, üstünde dengede kalmaya çalışıyor. Denizde keyifli bir yolculuğa çıkmadan önce. Sonra bir palet gibi takmak istiyor ayaklarına. Başaramıyor! Daha önce görmediği bir çeşit bu. Bu kez sığdırmak istiyor parmaklarının beşini birden. Önde, üstteki kumaşı tutan ince plastik kaplı sicim engel oluyor, ayak tabanının zemine yerleşmesine. Adamın parmakları yapışık. 

İşler iyice karışınca adam çileden çıkıyor. Yerde bulduğu midye kabuğunu, saydam ipe sürtünce, yavaş yavaş kopuyor parça. İnce telleri de kesiyor. Yuvalarına oturtuyor parmaklarını. Bir türlü yol alamıyor kolonlarından birini kestiği terlikle. Adamın ayakları bir öne bir arkaya gidiyor. Düşüyor terlik parmaklarından. Sinirleniyor yaşlı adam.  Üzerinde akrep figürü yer alan kolyesini fırlatıyor suya önce. Ardından parmak arası terlikleri. Bu kez attığının peşinden suya doğru koşuyor. Kıyıda hareket etmek üzere olan bir gemi, adamı bekliyor. 

Visited 4 times, 1 visit(s) today
Close