1.
Yas, bana bir bedenim olduğunu unutturuyor. Bir bedenim olabileceği ihtimalini… Ne zamandır varlığımın armudi doluluğuyla yaşamıyorum? Ne zamandır gökyüzüne fırlamak istiyorum, hayata dönen kırık bir yıldızmışçasına? Bunun yerine, havanın bunaltıcı sıcağına karışıyorum. Evimin çatısına yükseliyorum. Sanki görünmez bir ip tarafından pencerenin eşiğine doğru çekiliyorum. Çiy lekeli cam. Dondan çatlamış ellerim.
Bedenimi tekrar bir araya getirmek ne kadar da zor. Yaralanmamak ne kadar da zor.
2.
Bir anda yatağa düşüyorum. Rahat bir nefes alıyorum. Bir şey beni kurtarıyor. Vücudum tüy gibi, görkemli bir şekilde çöküyor. Bu neden aynı anda hem yenilgi hem de zafer gibi hissettiriyor? Rüyamda, Rumi’nin şiirinde söylediği o yere doğru sürükleniyorum:
“Doğrunun ve yanlışın ötesinde bir yer var;
Sizinle orada buluşacağız
Ruh, çimenlerin arasına uzandığında,
Dünyanın doğru-yanlış fikirlerinize ihtiyacı olmadığını göreceksiniz.”
Uykunun soğuk bir hiçliğe gömülmek olmadığı bir yerde. Yabani bir çiçeğe dönüşmenin bir ihtimalinin olabileceği yerde…
3.
Bugünlerde ikinci şansların hayalini kuruyorum. İlk şansımın ne olduğunu bilmeden… Ne tuhaf: Hayatının ilk kısmını bile yaşayamadan ikinci yarısında kendini bulmak.
4.
Yas, hafızamı aynı anda hem çok gerçek hem de bulanık hale getiriyor. Zaman parmaklarımın arasından kayan bir toza dönüşüyor. Pencerenin çatlaklarından zeminime yağmur damlıyor. Benim adım ne? Bedenimi bir tavan arasına kilitledikten sonra, onu oradan geri almayı unuttum mu?
5.
Yas hem hatıra hem de hatıranın sürgün edilmesi anlamına gelir.
Daha önce olduğu gibi, gündelik şeyleri yapmak için can atıyorum. Çocukken olduğum gibi olmak istiyorum: Bir parkta koşarken ayakkabılarımın tabanına toprak yapışmasını. Bitmek bilmeyen kar yığınları üzerinde kayak yapmayı. Çocukluğumun nehrinin son dalgalarında kulaç atmayı…
Bütün o günlerim nereye gitti? Saatlerim hangi yollardan hızla geçip gidiyor?
6.
Her bardak su, her kâse meyve bana kendimi uzak hissettiriyor. Zamanın siluetinden dışarı fırlatılmışım gibi. Yas tutmak, aynı kelimeleri tekrar tekrar söylemek demektir. Bu aynı zamanda yas tutmanın dua etmek olduğu anlamına mı gelir?
Belki de yas budur. Morarmış bir elin sizi kucaklamak için uzanmasıdır. Bu kucaklaşmanın ne kadar eksik olduğunu bilmenize rağmen.
Armudi doluluk: Orijinal eserdeki “Pear-round” terimi, armut şeklinde olan veya armut şeklini anlatan bir ifade olarak kullanılıyor. Genellikle bir nesnenin şeklinin, bir ucu daralırken diğer ucunun yuvarlak olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Ben hayatın bizi önce sıktığı, sonra da rahatladığımız o zamanı tasvir ettiğini düşünüyorum.
Trivarna Hariharan
Link: https://trivarnahariharan.substack.com/p/can-grief-be-a-good-teacher?utm_source=profile&utm_medium=reader2
Çeviri: Çisem Arslan
Editör: Elif Türkoğlu
- Yas İyi Bir Öğretmen Olabilir Mi? - 8 Eylül 2024
- Kar ve Kirli Yağmur (Çeviri Şiir) - 24 Mayıs 2023
- Kampanya Kapsamında Kalan Kadir - 21 Mayıs 2023
