Yazar: 10:38 Fotoğraftan Öyküye

Uğuldayan Zaman

Dalgın mavilerin arasında yürüyordu, ayağı bir sertlikle buluşana dek. Eğilip baktı, şaşkınca fısıldadı:

“Bu da ne?”

Küçük bir deniz kabuğu, yuvasından kopmuş, rüzgârların oyunuyla savrulmuştu. Eline aldı, kulağına yaklaştırdı. İçindeki uğultu, göğsünde kabaran dalgalara karışmıştı. Olduğu yere çöktü. Uzaklardan bir ses yankılandı, ürpertiyle çoğaldı derinlerinde. Gözlerini kapadığında, binlerce kar tanesi arasındaydı. On yaşındaydı, bir trenin önünde. Yanındaki adam… Ona ne kadar da benziyordu! Az sonra kelimeleri süzüldü, soğuğu dindirircesine:

“Çocukları uğurluyoruz, geriye yalnızca etten kemikten bedenler kalıyor. Bir trene bindirip gönderirken karanlığı sevindiriyoruz. El salladıklarımız dünyayı değiştirecek belki de. Ama sen… Kabuğunun içindeki o şarkıyı duydukça gitmeyeceksin. İkimiz de biliyoruz.”

Editör: Burak Akbaş

Sibel Gidici
Latest posts by Sibel Gidici (see all)
Visited 22 times, 2 visit(s) today
Close