TÜRÜ: Psikolojik Gerilim
İMDB: 7.8/10
BEYAZ PERDE: 4.5/5
VİZYON TARİHİ:
12 Eylül 1997(Kanada)
6 Şubat 1998(Türkiye)
YÖNETMEN: David Fincher
BAŞROL: Michael Douglas
FİLM MÜZİK BESTELERİ: Howard Shore
KONU:
Filmin ana kahramanı Nicholas Van Orton (Michael Douglas), zekâsı ve insanları manipüle yetisi yüksek, tüm kontrolün elinde olmasına gayret eden, tehlikeden uzak, mükemmeliyetçi, milyoner bir iş adamıdır. Filmin ana fikri zannımca insandan insana değişebilecek bir yapıdadır. Kimine göre bu dünyada maddi zenginlik bakımından ulaşabileceğimiz son radde de elimizdekilerin değer bazında ne kadar yetersiz olacağı ve bir üst aşamasında sahip olduklarımızın ötesine nasıl ulaşabileceğimiz, ulaştığımız vakit nelerle karşılaşabileceğimize degin kafamızda bir görüntü oluşmasıdır. Kimine göre de hayattaki amacımızın maddi olması, ulaşabileceklerimizin fazlasıyla sınırlı olması ile alakalıdır.
Filmde en çok beğendim replik: “Her şeye sahip bir insana ne hediye edebilirsiniz?” Filmin hikayesi de tam da bu replikle beraber başlıyor, uzun süredir kardeşini görmeyen Nicholas Van Orton doğum gününde kardeşinin çağırdığı yemeğe katılıyor ve orada kardeşi Nicholas Van Orton’ın hayatını sıkıcı bulduğu için ona hayatını değiştireceğini iddia ettiği hediyeyi veriyor. Sahiden de Nicholas Van Orton’ın hayatı bu hediyeyle beraber garipleşmeye başlıyor.
Yazının buradan sonrası “spoiler” olduğu için yazıdan çıkardık. Çünkü filmde olanlardan daha fazla detay vererek filmin izlenirliğini kaçırmak istemiyoruz.
Filmin beni en çok etkilediği kısmı -pek etik olmasa da- sanatsal açıdan bakıldığında, sözlerle tam olarak anlatılması bile yeterince zor olan yalan söylemenin veyahut insanları kandırmak adı altında geçen durumun temel unsurlarından biri olan yoktan kanıt yaratma ve beynin oranlama zaafını kullanabilmeyi görsel yolla anlatmasıdır ki bu olguyu kusursuz bir biçimde anlatabiliyor olması da filmin cabasıdır.
Sonuç olarak filmin sürekli düşündürmesi ile filme her sahnesine fazlasıyla dikkatinizi vermenizi sağlayacak olması konudan hiçbir şey kaçırmadan zevkle izleyebileceğiniz, aklınıza gelebilecek her sorunun cevabını içerisinde bulabileceğiniz kaliteli bir yapım. Bence izlenilebilirliği yüksek olan filmlerin en başında geliyor.
İzlemenizi tavsiye ederim.
İyi seyirler.
- The Game Film İncelemesi - 4 Nisan 2020
