Yolcuların -ilk alındığı/ ya da -son bırakıldığı yerdir.

/ Bir tanım haliyle

Hal böyle iken başlayacak olursak:

Sonsuz bir karanlığın içindeyim ya da bir döngünün kendime en yakın noktasında. Takvim iki sıfır bir sekiz, mevsim yontulmuş bir bahar dünyalarınızda. Oysa ben mevsimin tüm bu tomurcuklarının kokusunu duyamaz;ki o mevsimde kuşların cıvıltısıyla dans edemez haldeyim. Şimdi herkes gömülmüşken çaresizliğine; baş başa kalmışken burada işte sen ve ben halinde çekimlenecek iken zamir eşlik eder misin yalnızlığıma? Sanırım korkuyorum da.

Kimim ben?  işte en başından bir sonuna dek sorduğumuz soru bu! Altmışlarına ulaşmasına aylar kalmış, can yoldaşı, kızı ve torunu ile bütün o günlerden buralara kadar gelmiş,onlarla bir evin metrekarelerinde koca nice güzelliği yaşatarak bir hayatı dört duvarın hatırlarına bırakacak olan adamım ben. Bundan tam on beş ay önce bana sunulan yeni bir hadiseyi içinde taşıdığı diğer herkes ile en çok kendisine pay edinen kişi bendim.

Yolunu şaşıran hücrelerim kendilerini var eden beni içten içe kemirmeye başladı. Tam bu yolundan şaşmış olanları doğru yola sevk etmiş; bunu atlattım rahatım derken pat diye yolunu kaybedip şaşıran başkaları oldu. Evet, doğru tahmin! Lütfen gölge düşürme yüzüne. Kanserim ben, biliyorum. Fakat biliyor musun? kendime üzülmüyorum, bizimkilere üzülüyorum. Ne yapacaklar benden  sonra bu yozlaşmış çağda benden sonra diye. Aslında öyle çok güçlü, tuttuğunu koparan,ali kıran baş kesen biri değilim ve fakat güzel severim, çok güzel severim sadece. Endişem benden sonra kim sevebilecek onları,kim sarılacak kocaman kolları ile? Tüm bunların yanında bir de şu var ki içimde kalacak olan;doyamadım ben onlara, daha yapacak çok şey yok muydu?

Şimdi karşına geçip neden söylüyorum biliyor musun bunları? İçimi dökmek istedim yalnızca.

 Evdekilere söylemedim ama duydum konuştuklarını;uyuyorum sanıyorlardı oysa o kadar kendimdeydim ki. Kızım iç çeke çeke, eşim hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Bir rakam olarak sekiz denildiğinde ne gelebilir ki aklaya da biraz niteleme haliyle söyleyecek olursam sekiz ay? En fazla sekiz ay kalmış ömrüm. Tüm vücudumu sarmalamış illet. Hekimler kendi jargonlarında terminal dönem olarak adlandırıyorlarmış bu zaman aralığını. Yolcu indirme bindirme yerinde ölümü bekliyormuşum meğer; bir yolcunun ilk alındığı ya da son bırakıldığı yerde.

Ve sen yabancı, sakın üzülme sende onlar gibi,yüzünü kaldır yerden, tanımadığın ellerimi tut,birlikte yürüyelim “o” sıraya doğru. Etrafına bakın yeniden; Karanlık,uçsuz,bucaksız ve o kadar kimsesiz bir yer bu terminal. İşte gördüğün buradan, bu sıranın sonundan el sallayıp veda edeceğim hepinize. Dur! gidene kadar kal yanımda yabancı,henüz gelmedi o vakit.

Şimdi tekrarla benimle;

“Bir çok giden

 memnun ki yerinden

çok seneler geçti çok ….”

Visited 2 times, 1 visit(s) today
Close