Şimdi elimde kalan parçalanmış sahifeler
 Davut’un hangi yakarış mezmurudur?
Bir parıltının içinde saklanıyorsan tanrım
Neden gözümü kamaştıran her ışıltın
Ayazda kalmış çıplak bir çocuk doğuruyor?
Hermon ve Misar dağlarında Davut’la sana yakaran bendim,
Nuh’un gemisine ilk koşan bendim, ben!
Neden irinli oklarını sapladın inancıma tanrım,
Alev kusan insanlara neden yem ettin beni?
Ahdin vardı
Canavara teslim etmeyecektin kumrunun canını,
Vurgun yemeyecekti kavmimin günahsızları,
Madem sınadığın
yedi günahın ortasında yakmamı istediğin küfrümdü
Vicdanımın kasesinde neden yoğurmadın itikadımı?
Davut değilim ben
Değilim!
Yeryüzü altüst olsa
Dağlar denizlerin bağrına devrilse,
Sular kükreyip köpürse, 
Kabaran deniz dağları titretse 
Benim hisseme titrek bir inilti düşer
Bu kadar acının ve kan yığınının ortasında
seslenebilirsin şimdi soylu çocuklarına:
Bütün kemikleriniz oynaklarından çekilsin
Yüreğiniz balmumu gibi erisin
Köpeğin pençesinden
Azgın başan boğalarının öfkesinden
Aslanın ağzından
Yaban öküzlerinin boynuzundan bakın dünyaya
Emanet ettim sizi vahşi hayvanlara…

Furkan Güreci
Latest posts by Furkan Güreci (see all)
Visited 7 times, 1 visit(s) today
Close