Yazar: 22:00 Makale, Tarih

Martin Luther’in Kilise Hakkındaki Düşünceleri

Luther, Orta Çağ Hristiyanlığının uygulamalarını eleştiriyordu. Katolik kilisesinin ve din adamlarının parayla cennetten toprak satmasından ve para karşılığı insanların günahlarının bağışlandığı düşüncesinden rahatız oluyordu. Bu uygulamaları akla uygun bulmuyordu.

*Rıdvan YILDIZ

GİRİŞ

Martin Luther, Almanya’nın Eisleben şehrinde 1483 yılında doğmuştur. Aziz Augustin tarikatına bağlı bir manastırda ilahiyat eğitimi aldı ve rahipliğe kadar yükseldi. Ardından Wittenberg Üniversitesi’nde teoloji doktorasını tamamlayarak burada ders vermeye başladı.  Luther; felsefe, hukuk ve teoloji eğitimi aldı.

Luther, Orta Çağ Hristiyanlığının uygulamalarını eleştiriyordu. Katolik kilisesinin ve din adamlarının parayla cennetten toprak satmasından ve para karşılığı insanların günahlarının bağışlandığı düşüncesinden rahatız oluyordu. Bu uygulamaları akla uygun bulmuyordu.

Kilisenin sert ve dayatma uygulamalarına karşı çıkıyordu. Kiliseyi ve din adamlarını dinde (Hristiyanlıkta) olmayan uygulamaları halka söz geçirmek için bir araç olarak kullanmakla suçladı. Halkın kandırıldığını düşünüyordu. İnancın ya da imanın sadece İncil’den kaynaklandığını söyleyerek döneminin inanç sistemine karşı çıktı. İnsanların kurtuluşunu sağlayacak şeyin kilisenin ayinleri, Endülijans değil Tanrıya olan gerçek iman olduğunu düşünüyordu. Bunun için de insanların din adamlarına, Kiliseye değil Tanrıya ya da Tanrının buyruklarını içeren İncil’e inanması gerektiğini vurguluyordu.

Dinle ilgili karar verici olanın Papalık veya Kiliseler değil bizzat Tanrının kitabı İncil olduğunu savunuyordu. Yine Luther Kilisenin söylediğinin aksine din adamlarının evlenebileceğini öne sürerek, din adamlarının ve Kilisenin tepkisini çekti. Ancak bu görüşü hem halk hem de Alman prensleri arasında fazlasıyla destek buldu.

Tanrı yasaklayıcı değil bağışlayıcıdır görüşündeydi. İnsanların günahlarının bağışlanması karşılığı Kiliseye verdiği paralar sayesinde Kilise ve din adamları artık sadece dini konularda değil siyasi, toplumsal, ekonomik, askeri birçok alanda söz sahibiydi. Oysa Orta Çağda Avrupa salgın hastalıklarla yoksullukla boğuşuyordu.

Anahtar kelimeler: Luther, Kilise, Papa, Din, Tanrı, Düşünce.

LUTHER’İN DÜŞÜCELERİ VE WITTENBERG BİLDİRİSİ

Luther’e göre Kilise Tanrı ve insan arasında aracı bir kurum olarak gereksizdir ve insanları sömürmektedir. İnsanın nasıl kurtulacağını Kilise değil İncil belirler. Hatta Kilise için daha da ileri giderek insanlar için en büyük günah kapısının Kilise ve papa olduğunu ileri sürmüştür. Luther’ e göre Kilise ve Papa insanların imanla kurtuluşunun önünde en büyük engeldir.

Luther’e göre Tanrının iradesi yeryüzünde olup biten her şeyi düzenlemekte ve yönetmektedir. Tanrı insanın anlama yeteneğinden daha büyüktür. Dolayısıyla Tanrının bu yüceliğinden korkulmalıdır. Tanrıya saygı duyulmalıdır. Onun kelamına yani İncil’e göre insan kendisini düzenlemelidir. Tanrı varken kiliseden ve din adamlarından korkmaya veya onların istediklerini yapmaya gerek yoktur. İnsan yalnızca Tanrıya onun iradesine boyun eğmelidir.

 Luther’e göre Tanrı yücedir ve iyidir. Tanrı iradesini günah işleyenleri cezalandırmaktan daha çok kendisine iman edenleri yani inananları affetmek için onları kurtarmakta kullanır. Bu düşüncesiyle paralel olarak insanın sadece Tanrıya iman ederek kurtulacağını söylüyordu. Affedilmek, bağışlanmak, günahlardan arınmak için Kiliseye para ödemeye, din adamlarının buyruklarına uymaya gerek olmadığını vurguluyordu. Ona göre Tanrıya ulaşmanın, Tanrıdan af dilemenin tek yolu kitabı İncil’i ve oğlu İsa’yı dinlemekten geçiyordu.

Luther, Papalığın yoksul halkı sömürdüğünü ve bu sayede zenginleştiğini düşünüyordu. Düşüncelerini halka açıkladı. Görüşleri yalnız Almanya’da değil diğer Avrupa ülkelerinde de taraftar buldu. Tanrıya ulaşmanın aracının kilise ve Papalık olmadığını açıklayarak o güne kadar gelen Orta Çağ Avrupa’sındaki görüşlerin sarsılmasına yol açtı. İnsanları silkinmeye, yeniden düşünmeye, halihazırda olan uygulamaları sorgulamaya yöneltti.

Bulunduğu Manastır Luther’i bir toplantıya katılması için Vatikan’a gönderdi. Luther Vatikan’da gördüklerinden memnun kalmadı. Ona göre Kilise ve çevresindekiler yozlaşmıştı. Halktan uzak ve gösterişli bir yaşamları vardı. İsraf vardı. Oysa halk yoksulluk içinde, zorluklarla dolu bir yaşam sürüyordu. Kilise halkı düşünmediği gibi dini olarak bir otorite olmanın ötesine geçmiş siyasi ve ekonomik bir güce dönüşmüş durumdaydı. Bütün bu nedenlerden ötürü Luther halka endülijansları satın almamaları yönünde çağrılar yaptı. Bu çağrılar üzerine Papa ile iyice arası açıldı. (Hikmet Tanyol)

 Luther Kilise ve Papa’nın Tanrı ile insan arasına giren Deccal (iş karıştıran, karıştırıcı, arabozucu, yalancı) olduğunu savunur. Papalığı deccalla özdeşleştirir. Kendisini İsa’nın üzerine konumlandıran ve Tanrı ile insan arasına giren Papalık gerçek bir deccaldır görüşündeydi. Çünkü Tanrı ile İnsan arasına kimse girmemeliydi. Luther’in çağrıları üzerine Kilise’nin Endülijans gelirleri azalmış, Papaya, Kiliseye ve din adamlarına olan güven azalmış, Kilisenin itibarı zedelemiştir. Bu gelişmeler Reform hareketinin başlamasına zemin hazırlamıştır.

Luther aynı dönemde Reformla ilgili yazılar yayınladı.  Luther 31.10.1517 tarihinde Katolik Kilisesi’ne ve uygulamalarına karşı Latince olarak kaleme aldığı 95 maddelik protesto bildirisini Wittenberg Şatosu Kilisesi’nin kapısının girişine astı.

Bu 95 maddeden bazıları şunlardır:

  • Papa, ya şahsen ya da Kilise Kanunu’nun otoritesiyle verdiği cezaların dışındakileri bağışlayamaz. 
  • Tövbe yöntemlerine dair Kilise Kanunları sadece yaşayan insanlar için bağlayıcıdır, bu kanunlar ölmüşler için geçerli değildir.
  •  Ölmek üzere olanların durumunda Araf için de kanuni kefaret buyuran rahiplerin yaptıkları cahilliktir ve fenadır.
  • Papa’nın bağışlamasıyla bir insanın bütün cezalardan kurtulduğunu ve selamete erdiğini düşünmek yanlıştır. İnsanı yalnız Tanrı bağışlar, affeder.
  • Paranın para kutusuna atılmasıyla birlikte ruhun daha o an Araf’tan uçup kurtulduğu sadece bir insan öğretisidir. Dinde böyle bir şey yoktur. (Yani bu bir uydurmadır.)
  • Her hakiki tövbekar Hıristiyan, bağışlanma belgeleri olmadan da cezadan ve suçtan tamamıyla bağışlanma hakkına sahiptir. (Din adamlarına ve Kiliseye bağışlanma için para ödenmemelidir.)
  • Hıristiyanlara; fakirlere garibe ya da muhtaçlara yardım etmenin, bağışlanma belgesi satın almaktan daha hayırlı bir şey olduğunun öğretilmesi gerekir.
  • Kilise’nin hakiki hazinesi kutsal İncil’dir. Kilisenin gösterişe, hazinelere, paraya ihtiyacı yoktur.
  • Şimdiki zenginliği en zengin para babalarından daha çok olan Papa, sadece Aziz Petros Kilisesi’ni fakir inananların parası yerine kendi parasıyla neden inşa ettirmiyor?

Luther bu bildirisi, yazıları ve konuşmaları sonucunda kilise tarafından savunma yapması için Roma’ya (Vatikan’a) çağrıldı. Belki de amaç savunma değil idamdı. Ancak Luther bu çağrıya karşılık vermedi, savunmasını Augsburg’daki Kardinal Cajetan’a verdi. Cajetan ile görüşmesinden sonra da görüşlerinden geri adım atmadı., Wittenberg’e geri döndü ve Saksonya Dükü 3.Frederick tarafından himaye edildi. Papa,“günahkar rahip” Luther ‘in  sürgüne gönderilmesini emretti fakat Frederick bu isteği kabul etmedi. Bir yıl süreyle Wartburg’daki bir şatoda saklanan Luther, bu süreçte bol bol yazı yazdı. Bütün Hıristiyanların İncil’i rahatça okuyabilmesini ve kendine göre yorumlamasını arzulayan Luther İncil’i Latince ’den Almanca ’ya çevirdi.

Bu gelişmeler üzerine Papa X. Leo Luther’i Aforoz etti.(1521).Buna karşı gelen Luther Aforoz belgesini halkın gözleri önünde yaktı, görüşlerinden vazgeçmeyeceğini söyledi. Böylece hem kendisine taraftar hem de düşman toplamış oldu. Luther bu belgeyi halkın gözü önünde yakmakla hem Papayı hem de Kiliseyi yerlere sermiş oluyordu. Luther daha sonra çok geniş kitlelerce benimsenecek olan Protestanlık hareketini böylece resmen başlatmış oldu.

 Daha sonra Wittenberg’e yerleşip burada yaşamaya başlayan Luther, 1525 senesinde rahiplik için ettiği yemini bozmuş ve rahibe Catherine von Bora’yla evlenmiştir. Takip eden yıllarda Luther’in sağlığı bozulmuştur. Buna rağmen o çalışmalarını aksatmadan sürdürmüştür. Son yıllarına kadar çalışmalarına devam etmiştir. Ömrünün sonuna kadar düşüncelerinin değiştirmemiş, Kiliseye ve Papa ya olan eleştirilerini sürdürmüştür. Vatikan’ın anlaşma tekliflerine “hayır” cevabını vermekten geri durmamıştır. Vatikan’la uzlaşmak demek Luther için bütün bir hayatın yalan olduğunu kabullenmiş olmak demekti,

Fikirlerinin, düşüncelerinden ve ilkelerinden vazgeçmeyi düşünmemişti. İnandığı doğruları söyleyerek ömrünün son günlerine kadar Hristiyan dünyasında hem taraftar topladı hem de tepki çekti.   Martin Luther, 1546 yılında altmış üç yaşındayken vefat etti. Son anlarında  düşüncelerine ve savunduklarına  sadık olup olmadığı sorulduğunda ile “evet” cevabını verdi. Naaşı Wittenberg şehrine getirildi ve 29 yıl önce kapısına tezini astığı kiliseye gömüldü.

SONUÇ

Luther çalışmalarıyla, söyledikleriyle yalnız çevresini, Almanya’yı değil milyonlarca Hristiyan’ı etkilemiş. Hristiyanlık tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş. Dini kurumları ve kişileri, uygulamalarını eleştirmiş. Adeta halkın silkinmesine, olağan şeyleri tekrar düşünmesine, sorgulamasına neden olmuştur. Bununla da kalmayarak görüşlerini yazıya aktararak sonraki nesillerin de esin kaynağı olmuştur. İncil’i Almancaya çevirerek daha çok okunmasına ve yorumlanmasına zemin hazırlamıştır. Reform hareketlerinin fitilini ateşlemiş, düşünceleriyle Protestanlık mezhebinin kuruluşuna öncülük etmiştir. Dünya ve Kilise tarihini derinden etkilemiştir. Bugün dünyanın değişik yerlerinde milyonlarca Protestan yaşamaktadır.

Luther kendisine ve görüşlerine inananlarca devrimci, kahraman; Katoliklerce ya da fikirlerini benimsemeyen Hristiyanlarca bölücü olarak görülmektedir. Her nasıl olursa olsun yaptıklarıyla, yazdıklarıyla, düşünceleriyle, eleştirileriyle insanları ve inanç sistemini derinden etkilemiş; değişime neden olmuş. Bugünkü Avrupa toplumlarının oluşmasında önemli rol oynamıştır.

KAYNAKLAR

  1. Ağaoğulları, Mehmet Ali, Levent Köker. (1997). Tanrı Devletinden Kral-Devlete. Ankara: İmge Kitapevi.
  2. Eliade, Mircea. (2009). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. İstanbul: Kabalcı Yayınları.
  3. Olgun, Hakan. (2001). Luther ve Reformu. Ankara: Fecr Yayınları.
  4. Smith, Preserved. (2009). Rönesans ve Reform Çağı. İstanbul: Türkiye İş bankası Kültür Yayınları.
  5. Tunçay, Mete. (2011). Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi 3 (Seçilmiş Yazılar Yakın Çağ). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Rıdvan Yıldız
Latest posts by Rıdvan Yıldız (see all)
Visited 48 times, 1 visit(s) today
Close