Yazar: 12:41 Röportaj

Hakan Bıçakcı ile 5 Soru – 5 Cevap (Ne dersiniz)”

Apartman Boşluğu kitabınınızı tedirginlik hissinin içinde kaybolarak ama çok da severek okudum. Kitabın yaratım sürecinden bahseder misiniz bize? 

Çok teşekkür ederim. Yabancılaşma teması üzerine kafa yorduğum bir dönemdi. Bu temayı bir müzisyenin üretimi üzerinden anlatmaya karar verdim bir noktada. Yeteneği ile kendisinden beklentileri arasında mesafe olan Arif’in besteleri üzerinden. Tabii karakter şarkılarının nereden çıktığını ve nasıl olduğunu sorgularken, arka planda da bu karakterin hikâyesinin nereden çıktığını ve nasıl olduğunu sorgulayan bir yazar var. Benzer özgünlük takıntıları, beğenilme kaygıları. Bu paralellik de yaratım sürecinin bir parçasıydı.  

Kitaplarınız birçok dile çevrildi, evrenseli yakalamanın diğer adı bence. Bunun için çalıştınız mı ya da nasıl yakaladınız bu tılsımı?

Bunlar sonradan gelişen durumlar. Yazarken sadece zihnimdekileri en iyi biçimde kâğıda dökmeye odaklanıyorum. Yerel olsun, evrensel olsun gibi düşünceler olmuyor kafamda. 

Hakan Bıçakcı’nın bir günü nasıl geçer, ne zaman okur, ne zaman yazar?

Geceleri okumakla, izlemekle ve yazacaklarımı tasarlamakla geçiyor diyebilirim. Yazmak içinse gündüzü tercih ediyorum. Rutinlerine bağlı yaşayanlardanım. Günler birbirine benzer geçiyor bu nedenle. Yine de yazma düzenim belirsiz olabiliyor. Günlerce kapanıp yazdığım da oluyor, bir hafta boyunca hiçbir şey yazmadığım da. Ama kafamda bir şeyleri döndürme alışkanlığım, yani zihinde tasarlama süreci hep devam ediyor. 

Edebiyat yolculuğuna çıkmış gençler için en büyük öneriniz nedir, çok okumak veya yazmak dışında? 

Evet okumak klişe bir öneri ama gerçekten de en temel öneri. Okumadan yazılması imkânsız. Yetenek ancak okurlukla birleşince insanı boş kâğıdın başına oturtuyor. Buna ek olarak basit, uyduruk, kötü bulunan şeyleri de izleyin, okuyun diyebilirim. Onların da tuhaf bir ilhamı olabiliyor. 

Hayat yeniden güzel olur mu? 

Bilemiyorum, umuyorum. 

Visited 10 times, 1 visit(s) today
Close