Biz insanlar düşünebilen, seven ve inanan özel bir varlık olarak yaratılmışız. Düşünmeden, sevmeden ve inanmadan bizi biz yapan değerleri, bu dünyada bulunmamızın sebebini anlayıp anlamlandıramayız. Hatta bu üç kavram olmadan bizler yaşayabilir miyiz?

Ünlü Hollandalı Ressam Rembrandt: “Düşünmediğim zaman, yaşamadığım zamandır.” der. Yani düşünmek yaşamımızın bir parçası mı? Yaşamak için düşünmek önemli mi? Bizleri biz yapan düşünmek mi? Düşünmek, öncelikle bizi diğer varlıklardan ayıran önemli bir özelliktir. İnsan yaşamını sürdürebilmesi için, parçası olduğu bu dünyada anlamlı bir yaşam geçirmesi için kendini tanıması bilmesi gerekmektedir ve bunların bilgisini edinmekte insanın düşünmesi ile olur. Bizler hayatlarımız boyunca bir şeyler yapıp gerçekleştirmeden önce ya da karar vermeden önce düşünürüz. Bizler düşüncelerimiz ile görür ve duyarız. İşte düşünmek de insanın bir yetisi, zorunlu bir yaşam koşuludur.

Düşünmenin yanı sıra diğer önemli bir kavram ve bizim hayatlarımıza anlam katan şey sevgidir. Peki sevmek nedir? Bu soru kimlere yöneltilirse yöneltilsin kesin ve net bir cevabı bulunmamaktadır. Öyle ki eylemlerimiz uygulanmadıkça tanımlanamaz, uygulanan eylemlerimiz ise tecrübelerle tanımlanabilmektedir. Bundan dolayı hepimizin hayata geçirmiş olduğu sevmek eyleminin klasik bir tanımı yoktur. Sevmek biz insanların bazen kabullenemediği bir duygudur fakat sevmek illa birini sevmek değildir, sevmenin her türlüsü vardır. Mesela bir çiçeği, bir denizi, bir gün batımı manzarasını, bir insanı ya da bir hayvanı sevebilirsin. Sevmek aslında bizi özel kılandır. Sevme sayesinde hayatımızdaki bazı şeylere anlam yükler ve onları ölümsüzleştiririz. İnsan sevmeye başladı mı hayatını da sever. Sevmek belki de bizi bu dünya üzerinde tutan ve mutlu eden bir eylemdir. Bizler, bu dünyayı sevdiğimiz sürece insan olarak kalabiliriz.

Bunların yanı sıra diğer önemli olan bir değer ise inanmaktır. Bizler hayatlarımız boyunca hatta belki de doğamız gereği bir şeylere inanırız. Kimimiz bir yaratıcıya, kimimiz bir güce, kimimiz ise hiçbir şeye inanmadığına, kimimiz ise kendisine ya da sevdiklerine inanır ama neye inanırsak inanalım hepimizin ortak malzemesi inanmaktır.

Bizler düşünerek yaşarız, severek acı çekeriz ve inanarak zorluklarımızla baş ederiz. Yaşadığımız bu dünya hayal ya da gerçek olmasa bile ve biz birer düşünceden ibaret olsak bile varız ve var olduğumuz sürece de sevmeye, düşünmeye, inanmaya ve en önemlisi yaşamaya devam edeceğiz. Bunların bilincinde olmak ise bizim için çok önemli. Bu üç kavramı ve daha nice kavramları yaşamımızda anlamlandıramadığımız sürece bu yaşanılan dünyada var olmamızın bir amacı var mı? Yaptığımız her şeyde, bir adım atarken, en basiti nefes bile alırken, bu dünyada var olduğumuza inanmamız, inandığımızı düşünmemiz ve düşüncelerimizi sevmemiz gerekir.

Öykü Marasalı
Latest posts by Öykü Marasalı (see all)
Visited 9 times, 1 visit(s) today
Close