Dört yüz var masada oturan
Bulanık ama tepsiyi taşıyan adama hepsi
Uzak yerleri düşündüğünden belli
Şarkıyı da dinlemiyor garson
Boyunu aşan şeylere şu an ilgisi
Dört değişik insan var masada.
Bildik bir şarkı söylüyor sahnedeki
Her akşam aynı, aradan sonraki dördüncü
Birkaçı ağlıyor kalanı uzaklarda
Ne zamandır ıslanmamış gerçi onun gözleri
Dört farklı siluet uzaktan seçilen
Tuvaletin yanından çok önemli değil ayrımlar
Rüyalar sadece, haddini bilen hayaller
Başka türlü olmuyor ki bu karanlık köşede
Alkol, sidik, kusmuk kokusu ile beraber
Dört adam konuşuyor masada gürültüyle
Kelimeler yarışıyor üst üste en tepeye
Sonra da etraftan gelen seslerle muharebe
Sonunda –haliyle- gürültüye boyun eğip
Yere yıkılıyor dayanamadan mutfağa kadar
Dört ayrı dönem tek bir düzlemde
Gece unutturamamış daha, arzular, heyecanlar
Açıklanamayan bir şey var çevrelerinde
Dudaklardan son şarkılar, son kerteler, ahlar
Kısa susuşlar da başlamış artık kadehlerde
Dört ayrı son hazırlamış hayat bu masada
Her yolcu bir kez ölecek ne olursa olsun
Bitirmese de gerçek yazarlar mutlu sonla
Ressamlardan bekleniyor şimdi son bir oyun
Ben mi? Benim durumum oldukça aşikâr burada
Kadın susuyor, kalkıyoruz masadan dördümüz de
Geride kalanlar, aynı ama her şey hâlâ
Havada yankılanıyor aşklar sonsuza doğru
Unutulmuşluklar, çaresizlikler, her gece
Kalıyor asıl müdavimler, her şey yalan olsa da.
Editör: Melike Kara
- Dört Kişilik Yalnızlık - 21 Mart 2023