Yazar: 12:46 Röportaj

Bir Yazar – Beş Soru: Çağdaş Turan

Sayın Çağdaş Turan, “Bir Yazar Beş Kısa Soru” isimli yazı dizimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Yazı dizimiz önceden belirlenmiş ve isim ayırt etmeksizin yazarlara yönelttiğimiz beş kısa ve net sorudan oluşuyor.

1- Çağdaş Turan kimdir?

ÇT: 1976 yılında İstanbul’da doğdum. Yirmi yıldır bir üniversitede öğretim görevlisiyim; bir o kadar yıldır da profesyonel olarak müzikle ilgileniyorum. KULP grubunun solisti ve gitaristi olarak 3 tane albüm projesinde yer aldım. Şimdi de Dixie Sons isimli grupta çalıp söylüyorum. Konserlerimize bekleriz… Son olarak da edebiyat var tabii ki. Sizin anlayacağınız inatla bir koltukta birçok karpuz taşımaya çalışıyorum. Biraz zor oluyor ama halimden memnunum. Edebiyat dergilerinde öykülerim, denemelerim çıktıktan, bazı seçkilerde yer aldıktan sonra 2020 yılında “Hayalciler” isimli romanım Edebiyatist yayınevi tarafından yayınlandı. Bu yılın başında ise öykü kitabım: “Bir Kahraman Adayının Güncesi” çıktı. Son günlerde çoğu zamanımı kitabın tanıtımı için harcıyorum. 

2- Bir Kahraman Adayının Güncesi isimli öykü kitabını neden yayımladınız? Öykülerinizden söz eder misiniz?

ÇT: Her ne kadar yayımlanan ilk kitabım, Hayalciler, bir roman olsa da, kendimi öykü yazmaya daha yatkın hissediyorum. Ve itiraf etmek gerekirse, öykü yazmaktan çok daha fazla keyif alıyorum. İnsan keyif aldığı işlere daha fazla vakit ayırır ya, benimki de öyle oldu. Süreç içerisinde bir sürü öykü birikti. Bunların bir kısmı edebiyat dergilerinde ya da başka mecralarda yayımlanmış, bir kısmı sadece yakın çevremin haberdar olduğu, bir kısmı ise benim bile unuttuğum öykülerdi. İlk teklif Edebiyatist yayınevi sahibi Fatih Ayan’dan geldi. Benim de canıma minnet, hemen “olur,” dedim. Sonra onca öykü arasından seçim yaptık, uzunluğu, konu bütünlüğü ve yazım tarzı açısından uyum sağlayanları bir araya getirdik ve ortaya “Bir Kahraman Adayının Güncesi” çıktı. Bu kitap biraz da benim yazma maceramın özeti gibi. İçinde üniversite dönemlerinde yazdığım öyküler de, geçen sene, 45. yaş günümün hemen ertesinde yazdıklarım da var. Bir nevi külliyat benzeri bir şey. Beni heyecanlandıran, mutlu eden ve ne yalan söyleyeyim güldüren bir kitap. Umarım okurlar da aynı duyguları hisseder.     

3- Neden okuyorsunuz?

ÇT: Hoşuma gidiyor çünkü. Çocukluğumdan beri yapmaktan hoşlandığım, yapamadığımda eksikliğini hissettiğim bir eylem okumak. Yıllar içerisinde sadece yeni türler eklenerek, çizgi romanların yanına edebiyat dergileri,  bilimkurguların yanına araştırma kitapları gelse de, eylem, aynı heyecanla devam etti ve yaşım ilerledikçe başka uğraş alanları bulsam da, farklı farklı konulara meyletsem de okumaya olan ilgim hep aynı kaldı. 

4- Neden yazıyorsunuz?

ÇT: Bu sorunun cevabı da bir öncekiyle aynı aslında. Yazıyorum, çünkü hoşuma gidiyor. Belki zorlamayla ve klişe olma pahasına birkaç cümle daha ekleyebiliriz: Yazıyorum, çünkü kendimi en iyi şekilde böyle ifade edebiliyorum; yazıyorum, çünkü dünyayı değiştirmek istiyorum, yazmasam çıldırırdım, hatta çıldırdım, o yüzden yazıyorum v.b… Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama dediğim gibi, neden yazdığımı en iyi tanımlayan cevap ilk söylediğim: Hoşuma gidiyor.   

5- Hayatın amacı sizce ne olmalı?

ÇT: Tabii, binlerce yıldır filozofların, teologların, büyük düşünür ve sanatçıların cevaplayamadığı bu soru hakkında konuşmak, en hafif tabirle ahkâm kesmek olarak algılanacağından açıkçası o topa girmek istemiyorum. İstesem bile, öyle birkaç cümlede anlatmak zor bu işi. Kıvıracağımdan da pek emin değilim. Hatta şöyle diyeyim, bu güne kadar “acaba hayatın bir amacı var mı?” gibisinden bir soru sormadım kendime. Herkes kendi meşrebince yaşasın işte. Şairin dediği gibi: “Çok da şey yapmamak lazım…”

Visited 16 times, 1 visit(s) today
Close