Yazar: 20:32 Röportaj

Bir Yazar – Beş Soru: Ahmet Utku Çetinkaya

Sayın Ahmet Utku Çetinkaya, “Bir Yazar Beş Kısa Soru” isimli yazı dizimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Yazı dizimiz önceden belirlenmiş ve isim ayırt etmeksizin yazarlara yönelttiğimiz beş kısa ve net sorudan oluşuyor.

1- Ahmet Utku Çetinkaya kimdir?

Her şeyden önce okumayı seven, biraz tembel, biraz sinemasever, biraz futbolsever, biraz geek, biraz iyi, biraz kötü, değiştiremeyeceği sosyolojik mefhumlara kafa yormayı dert edinmiş ama çokça iyimser bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanını vermiyor.” sözündeki evlatlardan herhangi biri.

2- Bir Fena Manzara isimli romanı neden yayımladınız? 

Bu konudan Bir Fena Manzara’nın önsözünde de bahsetmiştim. Ancak tabii ki okumayanlar için burada da anlatmakta beis görmüyorum. Efes Antik Kenti’ni gezdiğim sırada aklıma çok acımasız bir soru takılmıştı. Acaba buraları imara açıp oteller, siteler dikseler neler olur? Daha evvel ise bir imge kafamda dönüp dolaşırdı; her gün parka gidip favori bankında denizi izleyen emekli bir adam. Bunları birleştirip içine bürokratik yozlaşmaları, insan ilişkilerinin çarpıklıklarını, doğaya zarar verenleri, çıkar zincirlerini, vergiden kaçanları, düzeni kendi çıkarlarına göre manipüle edenleri ekleyince ortaya bir taslak çıktı. Onur Özkoparan gibi işini çok iyi yapan bir editörle bu taslağın buluşmasıyla Bir Fena Manzara ortaya çıkmış oldu.

3- Neden okuyorsunuz?

Bence okumak çok sihirli bir eylem. İnsanlığa vizyon katan, gelişmeyi ve ilerlemeyi sağlayan her şeyin temeli, ayrıca geçmişin de aynası. Ekonomik bir seyahat, hiç tanışamayacağımız insanlarla tanışmak için müthiş bir yol. Etrafımı okumaya vakit bulamayacağım kadar fazla kitapla çevrelemek gibi bir tutkum da var. Ayrıca çok sevdiğim Latince bir söz var: “Ars longa, vita brevis.” Gerçekten sonsuz sanat için hayat çok kısa. Okumakla ilgili daha fazla süslü cümle kurabilirim ama gerçekçi olmak gerekirse tabii ki okuyan herkes önünde sonunda şahsi fayda veya tatmin için okur.

4- Neden yazıyorsunuz?

Küçüklüğümden beri neden ve nasıl olacağını bilmesem bile hep bir şeyler yazacağımı biliyordum. İçine odun attıkça soba yanmaya başladı ve kendimi ara ara klavye başında bulmaya başladım. Temelinde önce insan sonra sosyoloji olan siyaset olgusunu seviyorum ve yazdıklarım ya siyasetin çevresinden dolaşan ya da direkt siyasetin içinden kurgular. Sanırım aslında ortada olan ama pek görülmeyen durumlar daha çok görülsün diye yazıyorum.

5- Hayatın amacı sizce ne olmalı?

İnsan hayatının amacı yaşam boyu öğrenme olmalı. Yaşadığımız süreyi uzatmaya değil onu sürekli ve layığınca değerlendirmeye çalışmalıyız. Ne kadar ilginç olsa da hayatın manası ise ölümdür. Ölüm olmazsa hayat değersizleşir ve insan amaçsızlaşır.

Visited 17 times, 1 visit(s) today
Close