Yüreğinin güzelliği bazı insanların yüzüne yansır, bazılarının sözlerine, bazılarının da yazılarına. İşte Sabahattin Ali’de bunların hepsini bulabiliriz. Gülümsemesi insanın içini ısıtır, eşine söylediği o güzel sözler en duygusuz insanın bile gözünü yaşartır, her bir yazısı ise yüreğe dokunur. Onun bu kadar sevilmesinin nedeni de budur zaten, tüm nadide özellikleri barındırmasındandır.
Kitapları bir kez okunup kütüphaneye kaldırılan tarzda kitaplardan asla değildir. Her biri başucu niteliğindedir benim nezdimde. Öyküyü sevmeyen beni bile o tarza alıştırmıştır. Yalnızca üç romanı olduğunu öğrendiğimde ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Sabahattin Ali ile okuma serüvenimin başlarında tanıştıştım, daha sonra ise tutkunu oldum zaten. Kürk Mantolu Madonna’yı okuduğum zamanlar popüler kültür mağduru olmamıştı henüz, bundan önce okuduğum için seviniyorum ama içimde tekrardan okuma isteği çok büyük. İçimizdeki Şeytan’ı da keza. Kaz kere okusam bıkmam, kaç kere okudum saymayı bıraktım da zaten artık.
Romanlarından İçimizdeki Şeytan’ı, hikaye kitaplarındansa Yeni Dünya’yı ayrı severim. Hepsinin yeri ayrı elbette, hepsini okurken tarifsiz duygular yaşıyor insan.
Sohbetini en merak ettiğim yazarlardan biridir Sabahattin Ali. Karşılıklı oturup dertlerini dinlemek istediğim, derman olamayacağımı bile bile en azından belki içini dökmesinin bir nebze işe yarayacağını düşündüğümden, dinlemek, yalnızca dinlemek istediğim yazardır.
Canım Aliye, Ruhum Filiz’de biraz olsun kulak verebildim dertlerine, eşine olan sonsuz sevgisine, kızına olan bağlılığına, kitaplara karşı tutkusuna… Mektup okumayı sevmiyorsanız bile okuyun bu kitabı, pişman olmayacağınıza eminim.
Bana şiiri sevdiren, esas anlamını kavramamı sağlayan da Sabahattin Ali’dir. Belki de tamamını okuduğum ilk ve tek şiir kitabı Dağlar ve Rüzgar olmuştur, ki hafızam beni yanıltmıyorsa öyle.
Bazılarında yüzüme acı bir gülümseme yerleşti, bazılarında yüreğim sıkıştı. Bunun sebebi Sabahattin Ali’nin hikayesini bilmemden. Ne zaman elime kitaplarından birini alsam bir süre durup düşünürüm bu hikayeyi zaten.
İyi ki vardın, iyi ki yazdın, iyi ki seni okuduk…
- Margaret Atwood ile Başka Dünyalara Yolculuk - 28 Haziran 2020
- Bütün İsimler Kitap İncelemesi - 7 Nisan 2020
- Notre Dame’ın Kamburu Müzikali - 2 Nisan 2020
