Gerçek adı Patricia Paola Fernández olan Nona Fernández, 23 Haziran 1971’de Şili’nin başkenti Santiago’da doğmuş. 2000 yılında yayımladığı El Cielo adlı öykü kitabıyla edebiyat dünyasına adım atmış. 2002’de çıkan Mapocho adlı ilk romanıyla ülkesinin yakın tarihini kurcalamaya başlayan Fernández, aradan beş yıl geçtikten sonra yayımladığı Av. 10 de Julio Huamachuco kitabıyla bu kez kendi zihninin karanlık dehlizlerine dalmış. Hafıza konusunu işlediği Fuenzalida 2012 yılında piyasaya çıkmış. Ertesi yıl yayımladığı Space Invaders’la adını ülkesinin dışında da duyurmaya başlayan Fernández, hemen ardından Chilean Electric’i okurla buluşturmuş. 2016 yılında çıkan La dimensión desconocida (Bilinmeyen Boyut) ile ise rüştünü ispat ederek İspanyolca yazan kadın yazarlara verilen Sor Juana Inés de la Cruz Ödülü’ne layık görülmüş. Aynı zamanda oyunculuk ve senaryo yazarlığı da yapan Nona Fernández’in ödüllü romanı Bilinmeyen Boyut, İthaki Yayınları’ndan Roza Hakmen çevirisiyle artık Türkçede. Fernández’in, bugüne kadar yazdığı eserlerinde işlediği konuları bu romanda eriten yazar, kitabın merkezine diktatör Pinochet döneminin (ve bütün darbe görmüş, görmemiş tüm diktatörlerin dönemlerinin) “vaka-i adiye” sayılan olaylarından işkenceyi yerleştiriyor. Hem de işkenceye “yaraşır” bir şekilde, en soğukkanlı haliyle…
Kitabın isimsiz anlatıcısı (bu kişinin bizzat Fernández olduğunu kestirmek güç değil) henüz 13 yaşında. 11 Eylül 1973’te ülkesi Şili’nin sosyalist lideri Salvador Allende’yi tüm komuta devreleriyle “(ş)anlı kanlı” bir şekilde devirip iktidara gelen General Pinochet’nin suikastlerini, insan kaçırmalarını ve cinayetlerini, yolsuzluklarının en “şaşaalı” dönemi olan 1984 yılının Ağustos ayında, ülkesinde olup biten “halleri” haber yapan muhalif bir dergiden takip ediyor. Sadece o da değil, yakınında kim varsa bu olaylardan haberdar. Dergi elden ele geziyor. Çünkü “anlatılan herkesin hikâyesi”. Bol görselle hazırlanan derginin her sayısındaki “manzara”, anlatıcıya, kendi deyimiyle, “haritanın tamamını görebilmesini” sağlamıyor ancak tüm karanlık ayrıntılar rüyalarının karabasanı oluyor.
Kuvvetle muhtemel vicdanı kulaklarını zonklatmış pos bıyıklı bir adamın “Ben İşkence Yaptım” beyanını kapağına taşıyan aynı dergiyi gören anlatıcı, makaleyi okumaya başlıyor. Andrés Antonio Valenzuela Morales, er, La Ligua komünü, 39.432 no.lu kimlik belgesini taşıyor, dergiye gelip “Konuşmak istiyorum,” diyen adam. Ve mevcut rejimin en kanlı suçlarını nasıl işlediğini başlıyor anlatmaya. Satırlar aktıkça anlatıcı başka bir “boyut”a geçiyor. Hayale dalıyor. Kurmacanın sınırlarında geziniyor. Ama aklının süzgecinden hiç zorlanmadan geçip gözünün önüne gelenlerin hiçbiri aslında kurmaca değil. Bunu biliyor anlatıcı. O yüzden durmuyor belki de. Roman boyunca her bölümde yeni bir “hikâyeyle” karşımıza çıkıyor. Evlerinin önünden kaçırılan üç kardeşi kuruyor kafasında misal. “Gel bir konuşalım,” hesabı Renault steyşının içine atılıp buz gibi bir odada kafasında kara bir örtü olduğu için gözünü açamayanlar şerit gibi akıyor. Aynı steyşının içinden geçtiği adamın, onu sürekli izleyen gözlerden kurtulmak için kendini bir belediye otobüsünün önüne nasıl attığının görüntüsüne dalıyor. Her aklına gelen “olayda”, girdabın içine daha da giriyor anlatıcı. Artık hangi boyutta olduğu belirsiz. Boyutlar yer değiştiriyor çünkü. Pos bıyıklı “işkence yapan adam”, öznelikten çıkıyor. Anlatıcı onun yerine yazıyor cümleleri, kurguyu, hikâyeyi. Tarih, anlatıcının da okurun da kafasında bir “bilinmeyen boyut” olarak kalıyor.
Nona Fernández, adını 1959 yılında Amerika’nın CBS kanalında yayınlanan “Alacakaranlık Kuşağı” dizisinin “Bilinmeyen Boyut” adlı dördüncü bölümünden alan kitabında, Şili’nin askeri darbe döneminde yaşananları “işkence” paketiyle bir bütün olarak okurun önüne koyuyor. Hiçbir şekilde soğukkanlılığını yitirmeyen, olayları dramatize etmeden, gevşek bir romantizm katmadan sadece ve sadece kaybolanları, ölenleri, delirenleri anlatıyor. Çuvaldızı sık sık kendine batırmaktan da çekinmeyen Fernández, özellikle “işkence yapan adam”ı, tam olarak bu nitelemeyle bıkmadan usanmadan, belki yüz defa karşılaşacağımız şekilde yazarak, anlattığı konunun en büyük sorunu olan “hafıza” meselesini de kendince diri tutuyor. Okurunu bir an bile üzerine oturttuğu dikenin üzerinden kaldırmayan Bilinmeyen Boyut, fazlasıyla rahatsız edici, bundan mütevellit de okuyanın sinir uçlarını zımparalayan ve bunu yapmaya da sonuna kadar hakkı olan bir konuyu satırlarının tamamına büyük bir sabırla yerleştiriyor.
Kaynakça
Fernández, Nona, Bilinmeyen Boyut, İthaki Yayınları, İstanbul 2023.
Editör: Buse Karabulut
- Natsume Soseki’nin “On Gecelik Düşleri” - 27 Eylül 2024
- “Küresel Köy”ün İlk Kuralı: “Hiperkültürellik” - 5 Eylül 2024
- “Rüzgâr Yükseliyor, Yaşamayı Denemeliyiz”* - 24 Ağustos 2024