– Hoş geldin
– …
– Konuşmayacak mısın?
– Gücüm var mı konuşmaya?
Karanlık bir oda, ne odayı, ne de konuşanları betimleyebiliyorum size. Karanlık her şeyi örtmüş, sadece konuşmalar duyuluyor. İkisi de aynı ses, ikisinin de aynı kişi olabileceğini tahmin edebiliyorum sadece.
– Yok mu gerçekten gücün, yoksa güçsüzlük kalıbına dayanıp mücadele etmekten mi kaçıyorsun?
– Gerçekten güçsüzüm.
– Neden?
– Nedeni mi var, güçsüzüm işte.
– İlk ne zaman güçsüz hissettin kendini?
– İlk sarhoş olduğumda.
– İlk ne zaman sarhoş oldun?
– İlk kaçmak istediğimde.
– İlk ne zaman kaçmak istedin?
– İlk ölmek istediğimde.
– İlk ne zaman ölmek istedin?
– Orasını ben de bilmiyorum. Sanırım bir şarkı dinliyordum. Acıklı bir şarkıydı, tek amacı beni öldürmek olan.
– Neden dinledin o şarkıyı?
– Bir arkadaş aradım kendime.
– İlk ne zaman bir arkadaş aradın kendine?
– İlk yalnız hissettiğimde.
– İlk ne zaman yalnız hissettin?
– Hatırlamıyorum, hep soracak mısın böyle?
– Evet.
– İlk yazmaya karar verdiğimde.
– İlk ne zaman yazmaya karar verdin.
– İlk yalnız hissettiğimde.
– Yalnızlığın mı doğurdu yazma isteğini?
– Evet.
– Bir arkadaşı ilk yalnız hissettiğin an mı aradın?
– Evet.
– O şarkıyı ilk kez kendine arkadaş aradığında mı dinledin?
– Evet.
– İlk ölme isteği o şarkı ile beraber mi yeşerdi?
– Evet.
– Kaçma isteğin de ilk ölmek istediğinde mi kapını çaldı?
– Evet.
– İlk kez o kapı çaldığında mı sarhoş olmak istedin?
– Evet.
– Ve ilk o zaman mi güçsüz hissettin?
– Evet.
– Ve ondan sonra mı konuşmamaya karar verdin.
– Evet.
– Yalnızlık dostum, yalnızlık insanı susmaya iter. Sustuğun zaman ise her şey için çok geçtir.
– Ben susmak istemiyorum.
– Ne istiyorsun?
– Uyumak.
– Uyuyamıyor musun?
– İnsan susarak nasıl uyur?
– Susmak insanı uykusundan mı eder?
– Evet.
– O zaman konuş.
– Nasıl konuşayım?
– Şu an olduğu gibi.
– Karanlığa sığınarak.
– Evet.
– Uzun zaman önce dilimin yerini ellerim aldı. Ben de yazdım, konuşmak için. Yazarken de hep karanlığa sığındım.
– Konuş benimle.
– Sen bensin.
– Konuş benimle.
– Senden başka kimsem yok.
– Konuş benimle.
– Karanlık beni yoruyor artık.
– Konuş benimle.
– Aydınlığa ne zaman kavuşacağım?
– Konuş benimle.
– Ne zaman çıkacağım bu odadan?
– Konuş benimle.
– Konuşuyorum işte sus artık.
– Ben susarsam yeniden ölmek istemez misin?
– Susma, konuş.
– Konuş benimle.
– Herkes sussun sen konuş.
– Konuş benimle. Çünkü konuşmazsan öleceksin. Ölürsen ben de öleceğim. Bir daha konuşamayacağız.
– Aydınlık anlarımı özlüyorum.
– Konuş benimle.
– Aydınlığı özlüyorum.
– Sığın karanlığa.
– Zorundayım.
– Başka çaremiz yok.
– Karanlığa sığınarak aydınlığı bekliyorum.
– O zaman bekleyelim.
– Biraz susalım.
– Susarak bekleyelim.
Sustular. Sustular. Sustular.